Tarım Bilgi Paylaşım Forumu  
bodrum escort

Geri git   Tarım Bilgi Paylaşım Forumu > Bölümler > Bitki Koruma


 
 
Paylaş Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 31.05.2014, 08:28   #1
Örtü Altı Hastalıklar


Sera hem kültür bitkilerinin, hem de onlara zarar verebilecek hastalık etmenlerinin gelişebilmeleri için uygun iklim koşullarına sahip bir ortam olması dolayısıyla, sera yetiştiriciliğinde en çok önem verilmesi gereken konulardan biri de bitki korumadır.

Sera koşullarında hastalıkların bulaşmasına engel olacak veya onların zararlarını en düşük düzeye indirecek genel önlemler aşağıda belirtilmektedir:

Hastalıklara dayanıklı çeşitlerin kullanılması.
Tohum ilaçlaması.
Fide harcı ve sera toprağının dezenfeksiyonu.
Sera toprağının drenajı, askıya alınması.
Toprak pH'nin sera kültürleri isteğine göre ayarlanması.
iyi bir toprak yapısının yaratılması.
Tek yönlü azotlu gübrelemelerden kaçınılması.
Koruyucu ilaçlamaların sistemli olarak yapılması.
Fidelerin dikim öncesi fungusidli suya bandırılması veya bu su ile sulanması.
Sulama aralarının ve dozunun iyi ayarlanması.
Yeterli havalandırma ve hava hareketi sağlanması.
Yüksek oransal nemin düşürülmesi.
Sık dikimlerden kaçınılması (m2 'ye 33,5 bitki).
Çift sıra dikim sisteminin uygulanması.
Sera boşaltıldığında 100 m3 hacim için l kg. kükürt yakılması.
Münavebeye özen gösterilmesi.
ürün kaldırıldıktan sonra seraya yeşil gübre olarak mısır ekilmesi ve göllendirme sulamaların yapılması.
Sera toprağında organik madde düzeyinin % 56'nın altına düşmemesine özen gösterilmesi.
Hasat sonu hastalıklı bitki artıklarının yakılması.

Seralarda Görülen Önemli Domates Hastalıkları, Zararlıları ve Mücadelesi


Domates Hastalıkları


Cladosporium fulvum (Yaprak Küfü)

Yaşlı yaprakların üst yüzeyinde geniş sarı alanlar, alt yüzeyinde kadife görünüşlü zeytini kahverengi küf tabakası belirir. Yayılma çok çabuk olur ve yaprakları kurutur. Meyvelere nadiren yayılır.

Serada belirli sıcaklıklarda yüksek oransal nem ve yaprakların fazla ıslak kalması hastalığı teşvik eder. 15°C de % 90100, 18°C de % 80 ve 2024°C de % 70 hava oransal nemi hastalığı teşvik eder. 24°C üzerinde enfeksiyon tehlikesi yoktur.

Koruma: Dayanıklı çeşitlerin kullanılması, yüksek nemlerden kaçınma, serada hava hareketinin sağlanması, m2'ye 33,5 bitkiden fazla dikilmemesi, iyi hava hareketi için çift sıra dikim sistemi uygulanması, 810 günde bir Maneb, Zineb ve Mancozebli ilaçlarla pülverizasyon. % 1,5'luk Magnezyum sülfatın 2 haftalık aralarla pülverizasyonu da yaprakların hastalığa dayanıklılığını arttırmaktadır. Böyle bir uygulama ile Botrytis'e karşı önlem de alınmış olur.

6.1.1.2. Phytophthora infestans (Mildiyö, Geç Yanıklık veya Kahverengi Leke)


Alt yapraklardan üst yapraklara doğru gri yeşilimsi ve sulanmış lekeler oluşur. Bu lekeler altında gri beyaz küf tabakası görülür. Lekeler hızla büyüyerek bazen yaprakların çoğunu öldürür. Daha sonra lekeler kahverengileşir. Hastalığın şiddetli seyrettiği durumlarda gövdede siyah lekeler oluşur. Meyveler üzerinde sulanmış lekeler oluşur, hızla büyüyüp meyvenin yansını kaplayabilir. Kahverengi görünüşlü olarak sertleşir, buruşur ve meyve etine işlemiş hafif çukurlaşmış duruma gelir, sınırları belirgindir. Leke etrafında meyve eti de sertleşir.

Serada yaklaşık 20°C sıcaklık koşullarında, sürekli yüksek oransal nem ve yetersiz havalandırma hastalığı hızlandırır.

Koruma: Serada hava hareketi sağlanarak yapraklar sürekli kuru tutulmalıdır. Bitkilerin genç devresinde Zinebli, Manebli preparatlarla organik fungusidler haftada bir kez pülverize edilmelidir. Bakirli preparatların kullanılması hasamdan biraz önce durdurulmalıdır.

Botrytis cinerea (Kurşuni Küf)


Yaprak, gövde ve meyvelerde gri kahverengi lekeler üzerinde gri küf tabakası oluşur. Meyvelerde bulaşma daha çok meyve sapı etrafında başlar ve şiddetli döküme neden olur.

Hastalık etmeni bitkinin yaralanan dokularından bulaşır. Bakirli ilaçların fazlaca kullanılması, dokularda zedelenme yaptığından hastalığı teşvik edici rol oynar. Meyve tutucu hormonların kullanılması, aşırı ve tek yönlü azotlu gübreleme, Magnezyum alımını zorlaştıran yüksek Potasyum seviyesi de hastalığı teşvik eder. Bulutlu havalar, uzun süre devam eden % 85'in üzerindeki oransal nem hastalığın yayılması için uygun ortamdır.

Koruma: Sık dikimlerden kaçınmak, özellikle toprağa yakın tabakanın bolca havalandırılarak yaprakların ıslak tutulmasına özen gösterilmelidir. Küflü meyve ve yapraklar toplanıp gömülme lif, yaprak alma güneşli havalarda yapılmalıdır. T M T D, Thiram ve Captanlı preparatlarla mücadele önerilir.

Sclerotinia sclerotiorum (Beyaz Çürüklük)


Bütün sera kültürlerinde hastalık yapan bir etmendir. Kök boğazı, gövde ve dalların kabuğunda önce yumuşak çürüklük, üzerinde pamuk gibi mantar miselleri oluşur. Sonra iç çürümesi, boşalma ve bu boşluklar içinde fare pisliğine benzer Scleroti denilen üreme, yayılma organı oluşur. Bazen bunlar bezelye büyüklüğünde olabilir. Meyvede de yumuşak çürüklük yapabilir. Hastalığın ileri devrelerinde bitkiler solar.

Soğuk ve ıslak sera toprağı, durucu yüksek hava nemi hastalığı teşvik eder.

Koruma: İlk önlem olarak, scleroti'ler görülmeden, toprağa dökülmeden hastalıklı bitkiler sökülüp uzaklaştırılmalı ve yakılmalıdır. Kimyasal preparatlarla toprak ilaçlaması çare değildir. Ancak buharlı toprak sterilizasyonu etkindir. Hastalık hıyar, biber ve patlıcanda da zarar yaptığından bunlar arasında da bir münavebe programıyla da soruna çözüm getirilemez. Ancak, serada ürün sona erdiğinde toprağı 11,5 ay süreyle ardarda göllendirme sulamalar etkili olabilir.

Hastalıklı bitkiler sökülüp atıldıktan sonra yan bulaşmaları önlemek için organik fungusidlerin, Zineb f Kükürt karışımının pülverize edilmesi önerilir. Biber ve patlıcan gibi dallı bitkilerde, dallarda hastalık görüldüğü hallerde çürüklüğün birkaç santim altından kesilerek, hazırlanan fungusidli bulamacından sürülmesi yayılmaları önler.

Didymella lycopersici (Domates Gövde Kanseri)


Hasat başlangıcında solgunluk ile kendini belli eder. Böyle bitkilerin kök boğazının biraz üzerinde hafif içeri çekilmiş, siyah kahverengi doku görülür.

Islak ve düşük toprak sıcaklıkları (913°C) hastalığı teşvik eder. Sulama suyu ile sporları dağılarak geniş enfeksiyonlara neden olabilir.

Koruma: Koruyucu olarak, kök boğazının Manepli ilaçlarla pülverize edilmesi, ilk belirtiler görüldüğünde kök boğazına Captanlı, TMTD'li bulamaçlar sürülmesi. Mantar saprofit olarak humus içinde de yaşadığından, bitki artıkları ile hazırlanmış kompostların ilaçlanarak kullanılması önerilir.

Corynebacterium michiganense (Bakteri Solgunluğu, Bakteriyel Kanser)


Soğuk seralarda görülür. İlk belirtiler ilk meyve salkımları solgunluğudur. Sonra yapraklar içe doğru kıvrılır, tek yanlı kurumalar başlar ve giderek tüm yapraklara ve büyüme noktasına yayılır. Yaprak saplan gövdede asılı kalır. Meyveler dökülür, üzerlerinde bazen kuş gözü lekeleri oluşur. Gövde kesitinde iletim demetlerinin kahverengileştiği görülür. Gövde ve yaprak saplarında uzun, derin, sulu ve siyah kahverengi çizgiler oluşur.

Bakteri toprakta bulunur. İlk enfeksiyonlar kök yapraklarından olur. Su iletim borularında ürer, birikir, su iletimini engeller. İkinci enfeksiyonlar ise koltuk ve yaprak alma sırasında olur.

Koruma: İlk önlem olarak, dikimden önce fidelerin % 0,5'lik civa bileşikli tohum ilacı çözeltisine bandırılması yararlı olmaktadır. Boğaz doldurma işlemi sırasında köklere zarar verecek derin çapalamalardan kaçınılmalı, yaprak ve koltuk almalar bıçakla değil, koparılarak yapılmalıdır. İkinci enfeksiyonlardan bitkileri korumak için, hastalıklı bitkiler erkenden uzaklaştırılarak yakılmalıdır. Bakirli preparatlarla ilaçlama ikinci enfeksiyonları önleyebilir. 20 litre suya l gr. Streptomisin çözeltisinin pülverizasyonu, aralarda yapılırsa yararlı olmaktadır.

Pseudomonas solanacearum (Bakteriyel Solgunluk)


Bu etmenin neden olduğu solgunluk bitkinin tümünde birdenbire olmaktadır. Herhangi bir renk açılması ve nekrozlar görülmemektedir. Bu bakteri iletim demetlerini değil, bitkinin öz tabakasını parçalamaktadır. Böyle bitkilerin gövdesi sıkıldığında, çok kolay ezilmektedir.

Koruma: Bir önceki bakteriyel solgunluktaki önlemler alınmalıdır.

Fusarium oxysporum (Fusarium Solgunluğu)


Hastalık belirtileri aşağıdan yukarıya doğru yavaş yavaş ilerleyerek yapraklarda sararma ile başlar, bunu solma ve ölüm izler. Gövdeden kesit alındığında, kabuk altındaki odun dokusunda koyu kahverengi renklenme görülür. Gövdede yumuşak çürüklüğe ve meyvelerde lekelenmeye neden olmaz, bazen su iletim boruları renklenir.

Koruma: İlk önlem dayanıklı çeşitlerin kullanılması olmalıdır. Dikimden sonra kök boğazına aşağıda önerilen ilaç çözeltilerinden yarımşar litre kadar dökülmesi uygun olur. Bu işlem diğer toprak hastalıklarına karşı da yararlı olmaktadır. Sistemik fungusidlerden biri (Benlate, Derosal, Enovit Süper v.b.) 100 litre suya 50 60 gr. Çaptan veya DithaneM45 100 litre suya 150200 gr. Aynı suya 4050 gr. kadar Dursban25 ilave edilirse, danaburnu ve diğer toprak altı zararlıları ile de mücadele edilmiş olunur.

Verticillium albootrum (Verticillium Solgunluğu)


Gün boyunca bitkilerde hafif solgunluk belirtisiyle başlar, daha sonra alt yapraklarda sarı kenarlı kahverengi lekeler oluşur, solar ve dökülürler. Bitkiler bodurlaşır, fakat genellikle mevsim boyu yaşarlar. Etmen toprak mantarı olup, bitkiye yaralanan köklerden girer, iletim demetlerini tıkar. Gövdeden kesit alındığında kabuk altındaki odun dokusunda kahverengileşme görülür. Bu kahverengileşme Fusarium solgunluğunda gövdenin her tarafında olup, Verticillium solgunluğunda gövdenin aşağı kısımlarındadır.

Koruma: Toprak pH'nın çok yüksek ve toprak yapısının bozuk olması hastalığı teşvik etmektedir. Fusarium solgunluğundaki önlemler Verticillium solgunluğu için de geçerlidir.

Pyrenochaeta lycopersici (Kök Mantarlaşması)


İlk belirti, gelişmenin sağlıklı bitkilere göre yavaş olmasıdır. Böyle bitkiler güneş ışınlarının kuvvetli olduğu saatlerde solgunluk belirtileri gösterir, ancak daha sonra düzelirler. Kök mantarlaşmasına yakalanmış bitkilerin verimleri, sağlıklı bitkilerinkinin 2/3'si kadardır, ölüm olma/.

Bulaşık bitkiler söküldüğünde ana köklerin kalınlaşmış ve kahverengileşmiş ve mantarlaşmış olduğu görülür. İnce saçak kök oluşumu ise azdır. Mantarlaşmış kökler üzerinde önce dikine çatlaklar belirir ve çürürler. Bitkinin su ve besin maddesi alımı azaldığı için gelişme yavaş, verim az olur. Bu nedenle besin maddesi noksanlıkları da görülebilir.

Uzun yıllar domates yetiştirilmiş seralarda fazla görülmektedir. Çok ıslak, çok soğuk ve bozuk toprak yapısına sahip seralar hastalığa uygun ortam hazırlarlar.

Koruma: Fazlaca bulaşık topraklar Trapex, Vapam veya Methylbromide ile ilaçlanmalıdır. Sulama küçük dozlarda yapılmalıdır. Drenaj, münavebe hastalığın yayılmaması için önemli işlemlerdir. Hastalığa yakalanmış bitkilerde boğaz doldurma işleminin yüksekçe yapılması adventif kök (yeni yardımcı saçak kökler) oluşumunu arttıracağından yararlı olmaktadır.

Alternaria solani (Erken Yanıklık)


önce yaşlı yapraklar görülür, sonra üst yapraklara da yayılır. Yapraklarda yaklaşık l cm. çapında gri-kahverengi, konsantrik (ortak merkezli) halkalar şeklinde yada damarlar tarafından sınırlanmış nekrozlar yapar. Kısmen yaprak dökümü olur. Gövde üzerinde merkezi yuvarlak veya uzunca siyah noktalar oluşur. Meyvenin sap ucu bölgesinde büyük, koyu ve derimsi lekeler oluşur. Böyle meyveler dökülür.

Fide devresinde ise, toprak yüzeyindeki boğazlarını kısmen sarar.

Koruma: Hastalık tohum, herek ve askı ipleri ile taşındığından bunların ilaçlanmasına önem verilmelidir. Sistemim fungusidler ile Maneb, Zineb, Captanli ilaçlarla mücadele yapılabilir.

Septoria lycopersici (Septoria Yaprak Lekesi)


Domatesin yaprağında zarar yapar. Yaprakta çok sayıda yuvarlak 13 mm. çapında kahverengi lekeler şeklinde görülür. Bu lekeler sarı renkle çevrelenmiştir. Yaprak tümüyle sararır ve kurur. Bitki şiddetli yaprak dökümüne uğradığından, hasattan önce ölür.

Koruma: Bakır, Zineb ve Manebli ilaçlarla yapılan haftalık koruyucu ilaçlamalar mücadele için yeterlidir.

Xanthomonas vesicatoria (Bakteriyel Leke Hastalığı)


Seralarda düşük sıcaklık, yüksek nem koşullarında domateste yaprak, çiçek salkımı, sap ve meyvelerde zarar yapan tehlikeli bakteriyel bir hastalıktır. Yaprak üzerinde başlangıçta 3 mm. çapında küçük, koyu. yağlı görünümdeki lekeler daha sonra siyahlaşır. Lekelerin çoğalmasıyla yapraklar sararır ve düşer.

Hastalığın en tehlikeli bulaşması çiçek salkımlarında oluşur. Hormon uygulamasında çiçek salkımlarının uzun süre ıslak kalması bakterinin bulaşmasını kolaylaştırmaktadır.

Yeşil meyvelerde de hastalık, kabarık, sulu lekeler şeklinde görülebilir. Sonraları hafifçe batık olarak kahverengileşir. Lekelerin üzeri pütürlüdür.

Bakteri tohumla ve topraktaki hastalıklı bitki artıkları ile taşınır.

Koruma: Tohum ilaçlanmalı, hastalıklı bitkiler uzaklaştırılıp yakılmalıdır. Hormon uygulaması, koltuk, yaprak alma işlemlerinden sonra sera iyi bir şekilde havalandırılmalıdır.

İlaçlı mücadelede Streptomisin ve göztaşı karışımı iyi sonuç vermektedir. 20 litre suya 2 gr. Streptomisin ve 60 gr. bakır sülfat karışımı haftada bir kez pülverize edilmelidir.

Leveillula taurica (Külleme)


Küllemeye özellikle sonbahar yetiştiriciliğinde çokça kullanır. Etmen domateste % 5075 oransal nem ve 26° C sıcaklık koşullarında fazla zarar yapabilir. Hastalık önce alt yapraklarda san lekelerle faşlar. Bu san lekelere rastlayan yaprak alt yüzeyinde pudra serpilmiş gibi beyazlık oluşur, yaprak uçları hafif kıvrılır. Bu belirtiler yaprağa yaşlanmış görüntüsü verir. Sonraları tümüyle sararır ve kurur. Şiddetli durumlarda fazlaca yaprak dökülmesi görülür.

Koruma: Dinocap (Karathane), Pyrazophes (Afugan), Morestan, Enovit süper ve kükürtlü preparatlarla 810 gün ara ile ilaçlama yapılmalıdır. Plastik seralar için dekara 12 kg. toz kükürt de önerilmektedir.

Phytophthora parazitica (Meyve Çürüklüğü)


Düz kenarlı, gri yeşil, sıralanmış lekeler genellikle domates meyvesinin yarısını kaplar. Toprağa değen meyvelerin birçoğunda görülebilir. Lekeler genellikle geniş, koyu kahverengi ortak merkezli (konsentrik) çizgiler halindedir.

Mücadele mildiyöde olduğu gibidir. Colletotrichum phomoides (Antraknoz):

Daha ziyade olgunlaşan meyveler üzerinde basık, yuvarlak, sulu lekelerle kendini gösterir. Lekeler çevresini saran dokulardan daha koyudur. Yaşlı lekeler 1012 mm. çapında ve ortak merkezli (konsentrik) kenarlıdır. Leke merkezi bazen koyu ve deri gibidir.

Yaprakların toprağa yakın kısımlarında da görülebilir. Yapraklarda küçük, hafif çökük şeffaf lekeler genişleyerek koyu kahverengi olur. Lekelerin kenarları sarılaşır.

Koruma: Zineb, Maneb, Captanlı ilaçlar önerilir.

Pseudomanas tomato (Bakteriyel Meyve Lekesi Hastalığı)


Yeşil meyveler üzerinde siyah, belirgin sınırlı, l mm. çapında lekeler oluşur. Olgun meyvelerde ise bu lekeler yeşil renkle çevrelenmiştir.

Koruma: Bakteriyel leke hastalığında olduğu gibidir.

Çökerten (Fide Kök Çürüklüğü ve Kök Boğazı Yanıklığı)


Hastalık, çökerten, fide baygınlığı, erime ayna ve çökme gibi yöresel isimlerle adlandırılır.

Çökerten hastalığına özellikle Pythium türleri neden olmakla birlikte, toprak fungusları adı verilen Rhizoctonia, Alternaria, Sclerotinia ve Fusarium türlerinin birlikte etkisi de neden olabilmektedir. Bu etmenler diğer sebze türlerinin fidelerinde de çökerten hastalığı yapabilir.

Pythium türlerinin hastalık yapabilmeleri için en uygun toprak sıcaklığı 14-18°C dır. Belirtileri, fidelikte yer yer sararmaların veya pörsümelerin görülmesiyle başlar. Kısa zamanda böyle fideler toprak yüzeyine devrilir. Sonra kuruma ve yer yer boşalmış alanlar meydana gelir. Devrilen fidelerin kökleri kahverengileşmiş olup, kök boğazı incelmiş ve çürümüştür.

Dezenfekte edilmemiş fide harcı kullanılması, sık dikim, havalandırma yetersizliği nedeniyle yüksek nem, fazla gölgeleme ve sulamalar çökerten hastalığını teşvik etmektedir.

Koruma:

Dezenfekte edilmiş fide harcı kullanılması. Fide harcı daha önceden dezenfekte edilmemiş ise, l m2 ekim alanına 40 gr. Çaptan bileşimli ilaç serperek 1015 cm. derinliğe kadar karıştırılması
Yada l m2 ekim alanına 4050 gr. Brassicol.

l litre suda 1213 gr. göztaşı (2 tatlı kaşığı) eriterek tülbent içine konan tohumların l saat kadar bandırılması, daha sonra kurutularak ekimin yapılması, l litre suya 5 gr. Captanlı veya 2 gr. Thiramlı ilaç karıştırılarak aynı şekilde tohum ilaçlaması yapılabilir. Veya bu ilaçlarla kavanoz içinde tonlama.
Çökerten görülmeden veya görüldükten sonra Çaptan, Manep veya Zinebli ilaçların % 0,2'lik dozu ile (100 litre suya 200 gr.) pülverizasyon. Şiddetli enfeksiyonlarda ise bakirli preparatların kullanılması.
Fideler plastik torbalara şaşırtıldıktan sonra Rhizoctonia gibi kök boğazı, Alternaria gibi yaprak yanıklıklarına karşı yukarıda belirtilen ilaçlarla koruyucu ilaçlama yapılması.


Domates Mozayik Virüsü


Bu virüse yakalanmış domates bitkileri gelişmede durgunluk gösterir. Yapraklar açık yeşil veya sarı renklenir, kısalır. Çiçek dökümüne rastlanır. Polen çimlenmesi kesintiye uğrar. Hastalığın etmeni Lycopersicum Virüs 1. dir. îlk enfeksiyonlar tohumdandır. Hastalık etmeni çoğunlukla inaktiftir. Bulutlu hava, çok yüksek veya düşük sıcaklıklar hastalığı teşvik eder. Bazen gövdede uzunca enli kahverengi çizgiler, meyvede çökük, kahverengi lekeler görülebilir.

Domateste Hıyar Mozayik Virüsü


Hastalık etmeni Cucumis Virüs l, bazende Lycopersicum 1. dir. Bitkide bodurlaşma ve çalılaşmaya neden olur. Yaprakların şekli bozulur, incelir ve hafif yeşil beneklenir. Az miktarda meyve bağlar.

Domateste Çift Virüslü Çizgi Hastalığı


Lycopersicum Virüs l ile Solanum Virüs l (Patates virüsü) in ortak etkileri neden olur. Buna Nicotinia Virüs (Tütün mozayik virüsü) da katılabilir. Bitkilerde gelişme durgunluğu, gövde, yaprak sapı ve hatta çiçeklerde kahverengi çökük çizgiler görülür. Yapraklar üzerinde siyahkahverengi lekeler, meyveler üzerinde kahverengi şekilsiz yağ lekeleri oluşur.

Domates Tepe Kıvırcıklığı Virüsü


Bitki sararır, bodurlaşır, gövdeden anormal sürgünler çıkar, yaprak kenarları yukarıya kıvrılır, damarlar erguvanı renk alır, yapraklar sert ve derimsi görünüştedir. Meyve çok az, yada hiç oluşmaz.

Virüs Hastalıkları İçin Koruma:

İyi hazırlanmamış toprak, ıslak toprak, aşın azot gübrelemesi, kök gelişmesinin olmadığı düşük toprak sıcaklıkları hafif virüs enfeksiyonlarının şiddetini arttırmaktadır.

Potas noksanlığı da virüs konsantrasyonunu yükseltmektedir. Bunun için, virüs hastalıklarından bitkileri korumada kuvvetli potas gübrelemesi önerilmektedir.

Domates bitkisi 5-6'cı çiçek salkımı durumuna geldiğinde, artık vejetatif gelişme yavaşlamıştır. Bu durumda bitki virüs enfeksiyonları için çok uygundur, özellikle bu aşamada bulaşmalara engel olmak için gereken çaba gösterilmelidir.

Taze tohum kullanılmasında virüs enfeksiyonları fazla görüldüğünden en azından 2 yıllık tohum kullanma da bir önlem olabilir.

Budamalardan önce % 45'lik yağsız sütlü pülverizasyonlarda bitki üzerinde ince süt filmi oluştuğundan bulaşmalar önlenmektedir.

Virüslü bitkilerin hemen seradan uzaklaştırılarak yakılması bulaşmaları önleyecek başlıca önlemlerden biridir. Hastalıklı bitkiler, bitki artıkları ile hazırlanan kompasta asla karıştırılmamalıdır.

Dikimde fide seçimini iyi yapmak, yaprak bitleri ve tripslerle mücadele etmek, sigara içenlerin ellerini sabunlu su ile yıkadıktan sonra serada çalıştırılması ve sera ikliminin iyi ayarlanması, virüs hastalıklarına karşı diğer önemli önlemlerdir.

Kimyasal preparatlarla sera toprağının dezenfeksiyonu virüs hastalıkları için geçerli değildir. Ancak buharlı toprak sterilizasyonu ile virüslar yok edilebilmektedir.

Domateste Paraziter Olmayan Hastalıklar


Domateste paraziter olmayan, fizyolojik hastalık denilen bazı hastalıklar da görülmektedir. Bu fizyolojik hastalıklara, sera ikliminin iyi ayarlanamaması, beslenme yetersizliği ve dengesizliği ile hormon uygulamasındaki hatalar neden olmaktadır. Besin noksanlıklarının ve hormon uygulamasının neden olduğu fizyolojik hastalıkların bir bölümü ilgili bölümlerde gösterilmiştir.

Uygun olmayan iklim koşullarının ve diğer bazı etmenlerin neden olduğu önemli fizyolojik hastalıklar ise şunlardır:

Yaprak kıvrılması, meyve kofluğu, çiçek burnu çürüklüğü, güneş yanıklığı, meyve çatlamaları, mühürlülük, yeşil yakalılık, san yakalılık, susuzluk lekesi, katlı domates, küçük meyvelilik, kabuk oluşumu.

Yaprak Kıvrılması


Yaprak kenarları yukarıya kıvrılır, yaprağın altı görülür, yaprak dokusu gevrekleşir. Daha çok alt yapraklarda rastlanır. Bazen yukarı yapraklara da yayılabilir. Şiddetli budamalar sonucu yapraklarda özümleme maddelerinin birikmesi, aşırı potas gübrelemesi ve Bor noksanlığı neden olmaktadır. Şiddetli güneşlenme de kıvrılmayı teşvik etmektedir. Çeşitlerin kıvrılmaya tepkileri farklı olup, verim düşüklüğüne neden olmaz.

Meyve Kofluğu


Fide yetiştirme devresinde fazla azot kullanılan bitkilerin meyvelerinde çok görülür. Alınabilir fosforun azlığı da bunda etkendir. Bu koşullarda yetişmiş bitkilerin çiçek tozlan yüksek oransal nemde serbest hale gedemez veya çok az geçer. Normal bir döllenme olmaz. Meyveler hafif basık ve çoğunlukla kalp veya erik şeklinde deforme olmuştur. Normal döllenmeme sonucu meyvelerde tohum yoktur veya çok azdır. Plasenta iyi gelişmediğinden meyve suyunu oluşturamaz. Bulutlu, kapalı havalarda çok düşük toprak sıcaklıktan ile çok yüksek hava sıcaklıklarında kof meyve oluşumu fazla olmaktadır.

Hormonların yanlış kullanılmaları da kof meyve oluşumuna neden olmaktadır.

Çiçek Burnu (Ucu) Çürüklüğü


Meyvenin uç tarafından beyaz renkten kahverengi siyaha dek değişen derimsi görünüşte yuvarlak, basık lekeler oluşur. Bazen meyvenin yansını kaplayabilir. Hastalığın nedeni; artan sıcaklık, azalan kireç alımı, humus noksanlığı, toprak tuzlanması ve önceleri su alımı iyi olan bitkilerde sonraları su alımının yetersizleşmesi olabilir. Hafif bünyeli, suyu kolay sızdıran topraklar ile ani taban suyu değişimi olan topraklarda zarar özellikle fazla görülür.

İlk belirtiler görüldüğünde % 0,4'lük Kalsiyum klorid pülverizasyonundan iyi sonuç alınmaktadır. Sera toprağının dikimden önce iyi bir şekilde yıkanması ve organik madde takviye edilmesi çiçek burnu çürüklüğüne karşı etkin bir önlemdir.



Yeşil Yakalılık



Yeşil yakalılık çeşit özelliğidir. Fakat iklim ve beslenme koşullarının uygun olmadığı durumlarda, koyu yeşil meyveli çeşitlerde kendini fazlaca gösterir. Potas ve fosfor noksanlığı varsa, azot ile fazla gübreleme yapılmışsa ve serada ışıklanma da çok fazla ise, yeşil yakalılık daha çok üst döllerde ortaya çıkar. Meyve sapı etrafında klorofil yoğunluğu yüksek sert dokulu bölgeler oluşur. Yeşil yakalılığa eğilimi olan koyu yeşil meyveli domates çeşitlerinde tepe alınmaması veya tepe alınırken üstte fazlaca yaprak bırakılması önerilmektedir.

Sarı Yakalılık


Meyve sapı etrafında san renkli, sert dokulu bölgeler oluşur. Açık yeşil meyveli domates çeşitlerinde görülür. Yüksek nem, potas noksanlığının yanı sıra tek yönlü besleme, çok yüksek tuz konsantrasyonu, fazla kuraklık, şiddetli güneşlenme ve Molibden noksanlığı neden olmaktadır. Tepe alma işleminde, üstte fazlaca yaprak bırakılmalıdır.

Meyve Çatlamaları


Meyve olgunluğu devresinde toprağı uzun süre kuru bırakıp, arkasından kuvvetli sulama yapılırsa meyve kabuğunun gerilmesi sonucu dikine veya dairesel çatlaklıklar görülür, ölçülü ve sistemli sulamalar ve malalama yoluyla toprakta sürekli homojen toprak nemi sağlanabilir. Uzun susuzluk devresinden sonra ilk su çok özenle ve az verilmelidir. Böyle zamanlarda kesinlikle azotlu gübreleme yapılmamalıdır. Seraların kötü havalandırılmasından kaynaklanan kuvvetli su kaybı da meyve çatlamalarına neden olmaktadır. Çok yüksek gece ve gündüz sıcaklıklarından da kaçınılmalıdır.

Güneş Yanıklığı


Su noksanlığı, çok erken yaprak seyreltilmesi, gölgelemenin iyi olmaması, olgun meyveler üzerinde güneş yanıklığına uygun koşulları hazırlar. Şiddetli durumlarda yeşil meyveler de zarar görür. Özellikle kenar sıralardaki kızarmaya yüz tutmuş meyveler günün sıcak saatlerinde yanma tehlikesi geçirirler. Meyve kabuğu ve bunun altındaki meyve eti ölmektedir. Daha sonra beyaz, sarı-beyaz yanık yerlerde siyah renkli mantarlar gelişmektedir. Tepe alma işleminde, son çiçek salkımı üzerinde 12 yaprak bırakılmasına özen gösterilmelidir. Toprak neminin düzenli bir biçimde dağılımı için geniş sıra aralarına sap saman veya diğer bitki artıkları serilmesi yararlı olmaktadır.

Küçük Meyve Oluşumu


Alt meyve salkımlarında üzüm büyüklüğünde meyveler oluşur. Bunlar verimi önemli ölçüde düşürürler. İlk gelişme devrelerinde az ışıklanma, yüksek sıcaklıklar, çiçeklenme devresinde 11°Canin altındaki sıcaklıklar, çok sık dikimler ve geniş yapraklı ara kültürleri küçük meyveliliği teşvik eder. üst döllerde de küçük meyveler saptanırsa, nedenini yüksek sıcaklıklarda ve fide yetiştirme devresindeki fosfor noksanlığında aramak gerekir. Kuvvetli sıcaklık sapmaları da küçük meyve oluşumuna uygun ortam hazırlamaktadır. Düşük sıcaklıklarda düşük hormon dozu, yüksek sıcaklıklarda yüksek hormon dozu kullanılması etkin bir önlemdir.

Domates Zararlıları

Kök Ur Nematodu (Meloidogyne spp.)


Etmen gözle fark edilmeyen l mm. boyunda ince kurtçuklardır. Köklerde yaşayan nematodlar irili ufaklı urlar oluştururlar. Kökler zarar gördüğü için bitkiler yeterli besin maddesi ve su alamazlar. Bu nedenle bitkilerde gelişme yavaşlar, bodurlaşma ve sararmalar görülür. Sıcaklığın yüksek olduğu saatlerde solgunluk belirtileri başlar.

Her ur yaklaşık 400 yumurta kapsadığından hastalıklı bitkiler uzaklaştırılıp yakılmalıdır. Yüksek toprak sıcaklıklarında hızlı geliştiklerinden özellikle ilkbahar yetiştiriciliğinde fazla zarar verici olurlar. Dayanıklı çeşitler önerilir. Aksi halde Nematosit etkili ilaçlarla toprak dezenfeksiyonu yapılmalıdır (Telone, Trapex, Vapam, Corpam, DD, Nemagon, Metil Bromid ve Basamid gibi).

Buharlı toprak sterilizasyonunda nematodlar 1020 dakikada 55°C de ölürler, bunun altındaki sıcaklıklarda ise daha uzun sürede ölürler. Serada ürün sona erdiğinde, seranın havalandırma pencereleri kapatılır, derin sürüm ve göllendirme sulamadan sonra toprak üzeri polietilenle uzun süre kapalı tutulursa, toprak sıcaklığının yükseltilmesi sonucu nematod yoğunluğu azaltılabilir.

Toprakaltı Zararlıları


Serada domates yetiştiriciliğinde görülen önemli toprakaltı zararlıları danaburnu (Gryllotalpa) ve bozkurt (Agrotis) lardır.

Danaburnu fidelikte ve dikim yerlerinde zarar yapar. Toprak içinde galeri açarak rasladıkları kökleri ve kök boğazlarını kemirirler.

Bozkurtlar fide devresinde ve dikimden sonra kök boğazını kemirerek bitkilerin devrilmesine neden olurlar. İleriki devrelerde ise, geceleri toprak yüzeyine yakın büyük yapraklan, dallan ve bitki gövdesini yiyerek zarar yaparlar.

Her iki zararlı ile mücadele zehirli yemlerle yapılır. Dekara 56 kg. zehirli yem kullanılır. Zehirli yem hazırlamada 10 kg. buğday kepeğine 500 gr. şeker, Dursan % 25 WP 300 gr., Thiodan % 35 WP 100 gr. veya Dipterex % 80 SP 250 gr. karıştırılır. Bu karışımdan sonra su ilave edilerek sünger kıvamına getirilir. Hazır yem akşam üzeri bitki diplerine serpilir. Aynı preparatlar su ile karıştırılarak bitki ocaklarına da verilebilir (100 litre suya 2025 gr. ilaç).

Yaprak Bitleri (Aphis spp.)


Toplu halde, en çok yaprak altlarında, taze sürgünlerde görülür. Yaprak öz suyunu emerek zarar yaparlar. Yapraklarda kıvrılma ve sararmalara neden olurlar. Primor, Thiodan, Malathion, Tedion, Metasistox, Decis vb. ilaçlarla mücadele edilebilir. Hasat devresinde, DDVP gibi kısa etki devreli ilaçlar kullanılmalıdır.

Beyaz Sinek (Bemisia tabaci)


Yüksek sıcaklık koşullarında çok hızlı ve fazlaca üreyen beyaz sinekler yaprakların alt yüzeyinde öz su emerek zarar yaparlar. Gelişmeyi yavaşlatır ve verim düşmesine neden olurlar. Mücadelede yaprak bitleri için önerilen ilaçlar, Actellic ve Tamaron kullanılabilir. Sera çevresindeki yabancı otlar da ilaçlanmalıdır.

Kırmızı Örümcek (Tetranychus spp.)


Sıcak ve düşük nem koşullarında sahip seralarda görülebilir. Yaprakların alt yüzeyinde bitki öz suyunu emerek zarar yaparlar. Şiddetli zarar görmüş yapraklar sararır ve kurur. Sera sıcaklığının düşürülmesi ve nemin arttırılması ile zararlının çoğalması önlenebilir. İlaçlı mücadelede, Mite, Plictran, Tedion, Basudin, Moreston, Morocid ve Kükürt kullanılabilir. Hasat döneminde etki süresi kısa olan ilaçlar (DDVP) kullanılmalıdır.

Yeşil Kurt (Heliothis armigera)


Özellikle sonbahar yetiştiriciliğinde meyvelerde zarar yaparlar. Hektavin, Decis, imperator ve Thiodan ile mücadele yapılabilir.

Seralarda Görülen Önemli Hıyar Hastalıkları, Zararlıları ve Mücadelesi


Hıyar Hastalıkları


Fusarium Solgunluğu ve Kök Çürüklüğü


Serada hıyar yetiştiriciliğinde en yaygın ve tehlikeli hastalıklardan biridir. Hastalık etmeni Fusarium oxysporum, kök boğazının kahverengileşmesine, çatlamasına ve köklerin çürümesine neden olur. Hastalık etmeni Fusarium solani ise kök boğazı dokusunda kuru çürüklük yapar.

Hastalığa yakalanmış bitkiler solar, yapraklar şemsiye gibi kıvrılır, sonunda yeterli beslenememe nedeniyle yapraklar sararır ve bitki ölür. Hastalık etmeni çapa yaralarından ve yoğun gübrelemenin neden olduğu kökteki yanık dokulardan kolayca girebilir.

Korunma:

Yoğun gübrelemeden kaçınmalı ve taze çiftlik gübresi
kullanılmamalıdır.

Derin çapa yapılmamalıdır.
Nematoda karşı sera toprağı dezenfekte edilmelidir.
Solgunluk belirtileri görülür görülmez boğaz doldurularak yardımcı kök oluşumu teşvik edilmelidir.
Dikimden sonra Benlate veya Derosal ile hazırlanmış ilaçlı sudan (100 litre suya 50 gr. ilaç) her bitkiye birer litre dökülmeli, 20 gün sonra tekrarlanmalıdır.
Ekimden önce tohumlar cıvalı preparatlarla ılaçlanmalıdır.
Domates ile münavebe yapılmalıdır. Fusarium'a dayanıklı sera hıyar çeşitleri henüz geliştirilememiştir.
6.2.1.2. Külleme (Erysiphe cichoriaceaum)
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]

Hıyar yetiştiriciliğinde en yaygın hastalıklardan biridir. Genellikle vejetasyon sonlarında ortaya çıkar. Sıcak ve kuru hava hastalığı teşvik eder. Belirti, yapraklar üzerine un serpilmiş görüntüsündedir. Kuvvetli yakalanmış yapraklar zamanından önce kurur.

Koruma:

ilk önlem olarak sera sıcaklık ve oransal neminin gereken düzeyde tutulması, ilaçlı mücadelede, Karat hane, Afgan, Moreston, toz veya suda eriyebilen kükürtlü preparatlar önerilir. Kükürtlü preparatlar güneşli havalarda yaprak yanıklıkları yapabilir.

Hıyar Mildiyösü veya Yalancı Mildiyö (Pseudoperariospora cubensis)


Hastalığın ilk belirtileri, yaprağın üst yüzeyinde yaprak damarları ile sınırlanmış köşeli san lekelerin oluşmasıdır. Daha sonra bu son lekeler altında gri, morumsu küf kitleleri oluşur. Hastalığın seyri alt yapraklardan üst yapraklara doğrudur. San lekeleri kahverengi kurumalar izler. Çok nemli koşullarda lekeler tüm yapraklan sarar ve meyve vermeden bitkiyi sarabilir.

Hastalığın bulaşması ve yayılması, 1622°C sıcaklık ve yüksek oransal nemde çok hızlı olmaktadır.

Koruma:

Hastalığın bulaşması ıslak yapraklarda olduğu için seranın çok iyi havalandırarak yapraklarda su damlaları oluşmasına engel olunmalıdır.
Yaşlı alt yapraklar kesilerek sıra aralarına iyi havalanmasına yardımcı olunmalıdır.
ilaçlı mücadelede bakirli (Cupravit, K.Bakir, H.Bakır, Bakır Sandoz) ve Manebli, Mancozebli (DithaneM22, Dithane M45, Poliram M) ilaçlar önerilir. Hastalık yaprak altlarından bulaştığından, özellikle yaprak altlarının ilaçlanmasına özen gösterilmelidir.


Bakteriye! Yaprak Lekesi (Pseudomonas lacrimans)


Yapraklar üzerinde köşeli, başlangıçta sulu görünüşlü, sonradan gri kahverengi olarak kuruyan veya çürüyen lekeler oluşturur. Genellikle alt yapraklarda görülür, meyvelerin de hastalanması olasıdır. Nemli havalarda bu lekeler üzerinde bakterileri içeren sümüksü damlacıklar görülür. Bunlar kuruduğunda gümüşi deri görünümü alır.

Hastalanan meyvelerde bakteri tohuma girebilir. Koruma:

Topraktaki hastalıklı bitki kalıntılarında bakteri saprofit olarak uzun zaman yaşayabilir. Bunun için bitki artıkları toplanıp yakılmalıdır.
Hastalık tohumla da taşındığı için, tohumlar 5 dakika süreyle % 0,1'lik Sublimat içine bandırılmalı, kurutularak ekilmelidir.
Serada sıcaklık ve nem kontrolü iyi yapılmalıdır.
Hastalık görüldükten sonra herhangi bir ilaçlama programı mücadeleye yanıt vermemektedir. Ancak koruyucu olarak Manej, Metiram ve Bakirli ilaçların kullanılması yararlı olabilir.


Antraknoz, Yaprak Yanıklığı (Colletotrichum lagenariurn)

Hıyar yaprağında çevreleri sarı hale ile çevrili küçük, kahverengi yuvarlak lekelerle belirir. Bu lekeler çok çabuk birbirleri ile birleşir. Hastalık gövde ve meyvelere de bulaşabilir. Meyvelerde soluk, gri-yeşil lekeler oluşur. Bunları yumuşak çürüklük izler. Hastalık tohum ve topraktan bulaşmakta, sulama suyu ile yayılmaktadır.

Koruma:

Civa klorid ile tohum ilaçlanmalıdır.
Bitkiler üzerinde su damlası oluşmasına izin verilmemelidir.
Sistemik fungusidler, Mancozeb, Maneb, Çaptan ve Zinebli preparatlar kullanılabilir.


Yaprak Yanıklığı (Corynespora melonis)



Hastalık etmeni hıyar yaprak ve meyvelerinde, 2530°C sıcaklık koşullarında ve sıcaklık sapmalarının fazla olduğu durumlarda etkisini arttırır. Hastalığın bulaşması yapraktaki su damlalarından olur. Yaprak yüzeyinde çok sayıda gri-yeşil lekeler görülür. Bunlar büyük damarlar tarafından sınırlanır. Lekelerin iç kurumalarını çatlamalar izler. Büyüyen lekeler birleştiğinde yaprak tümüyle sarı renk alır. Kuruyan lekelerin çatlamasıyla yaprakta büyük delikler açılır. Şiddetli yaprak kaybı meyve oluşumunu önler. Mevcut meyvelerin ucu kütleşir ve kıvrılır.

Koruma:

Diğer yaprak yanıklığı hastalıklarında olduğu gibidir.

Kurşuni Küf (Botrytis cinerea)


Hıyar yetiştiriciliğinde uygun olmayan iklim koşullarında daha çok meyvelerde zarar yapar.

Serada nemin uzun süre yüksek tutulması, ışık şiddetinin az olduğu devrelerde düşük sera sıcaklığı hastalığı teşvik etmekte ve yayılmaları arttırmaktadır. Meyve uçlarında gri mantar tabakası oluşmakta ve bunu çürümeler izlemektedir.

Koruma:

Budama anında hastalıklı tüm meyveler uzaklaştırılarak yakılmalıdır.
Oransal nemi düşürmek için sera iyi havalandırılmalı ve sıcaklık yükseltilmelidir.
Bulutlu havalarda bitkiler ıslak tutulmamalıdır.
Budamalarla bitki aralarının iyi havalanması sağlanmalıdır.
Budamadan sonra Thiram, Euparen ve Captanlı ilaçlarla pülverizasyon yapılmalıdır.


Beyaz Çürüklük veya Sap Çürüklüğü (Sclerotinia sclerotiorum)


Hıyar bitkisinde özellikle gövde ve meyvelerde zararlanmaya neden olur. Bulaşma yerlerinde pamuk görünüşlü küf oluşur, altlarında çürüme başlar. Domates'de olduğu gibi bu çürükler içinde etmenin yayılma organı Scleroti'ler bulunur. Bitkiler çürümenin olduğu nokta üzerinden solgunluk gösterir.

Özellikle toprak üstündeki hava tabakasındaki yüksek nem hava hareketi eksikliği, çok düşük sıcaklıklar, sık yaprak ve ışık azlığı hastalığı teşvik etmektedir.

Koruma:

Toprağa dökülen hastalık etmeninin yayılma organı sclerotileri kimyasal yolla öldürmek olanaksızdır.

Sera toprağının boş olduğu yaz aylarında, derin sürüm sonrası 11,5 ay süreyle ardarda göllendirme sulamalar sayesinde Sclerotiler çürütülerek öldürülebilmekte yada 12 göllendirme sulamadan sonra, havalandırma pencereleri kapatılarak toprağın polietilen ile örtülmesi iyi sonuçlar vermektedir. Polietilen altında yükselen sıcaklık hastalık etmenini öldürmektedir (Sclerotiler 60°C ölmektedirler). Daha derinlerdeki Sclerotiler ise yüksek nem nedeniyle çürüyerek ölmektedir.
Hastalıklı bitkiler olduğu gibi veya bulaşma yerlerinin altından kesilerek yakılmalıdır. Sclerotilerin toprağa dökülmelerine izin verilmemelidir.
Dikimden sonra bulaşmaları önlemek için koruyucu olarak Maneb, Çaptan ve Bakirli ilaçlar pülverize edilmelidir. Nemli günlerde l kısım Zineb ve 3 kısım toz kükürt karışımlı yapılan toz ilaçlarca ile iyi sonuçlar alınabilmektedir.
Bulaşma noktalarının biraz altından kesildikten sonra, kesim yerlerine yukarıda önerilen ilaçların bulamaçları sürülmelidir.
Gövde çürüklükleri ilerlemeden bulaşma yerlerine göztaşı kireç karışımı sürülmesi yararlı olmaktadır.


Hıyar Uyuzu (Cladosporium cucumerinum)


Daha çok meyvelerde zarar yapan bir hastalıktır. Meyvelerde oluşan derin lekeler, siyah-yeşil mantar sporunun çimi ile örtülür. Bu lekeler içinden damlacık halinde yapışkan bir sıvı çıkar. Erken yakalanan meyvelerin ucu incelir ve kıvrılır.

Hastalık etmeni yapraklarda kahverengi lekelere ve kurumalara neden olur. Hıyarlardaki çeşitli yaprak yanıklıklarının aksine, uyuz hastalığı düşük sıcaklık koşullarında ortaya çıkmaktadır. 17°C dolayındaki sıcaklıklarda enfeksiyon fazla olmaktadır. Bu sıcaklık koşullarında, yüksek nem de bitkileri hastalığa uygun bir duruma getirir. Bu nedenle yere yakın meyvelerde uyuz hastalığı fazlaca görülmektedir.

Koruma:

Islak toprak koşullarından, yüksek oransal nemden, sık dikimlerden kaçınmalıdır. Budama yoğun biçimde yapılmalıdır. Sera sıcaklığının yükseltilmesi ve nemin düşürülmesi de önemli önlemlerdendir. Doğrudan ilaçlı mücadelesi zordur. Yabancı ülkelerde Bulbosan ile 810 günde bir kez toz ilaçlamadan iyi sonuçlar alınmaktadır. Koruyucu olarak Zinebli ilaçlar önerilir.

Hıyar Mozayik Virüsü (Cucumis Virüs 1)


Sera hıyar yetiştiriciliğinde yaprak bitleri, temas ve tohumla bulaşan çok yaygın bir virüs hastalığıdır. Hastalıklı bitkilerin yapraklan açık-koyu yeşil mozaik görüntüsündedir. Ayanca yapraklarda kıvrılmalar da olur. Genç yapraklarda bu belirtiler yaşlı yapraklardan daha belirgindir. Bitkilerde çalılaşma ve sürgünlerde kısalmalar da dikkati çekmektedir.

Hastalıklı meyveler beyaza yakın açık yeşil renklidir. Bu açık yeşil renk üzerinde koyu yeşil dokulu adacık şeklinde siğil ve kabarcıklar oluşur. Şiddetli durumlarda meyveler küçülür ve kütleşir.

Koruma:

Bekletilmiş tohum kullanılmalıdır.
Dikim anında virüs şüpheli fideler ayrılmalıdır.
Hasta bitkiler ayrı bir bıçakla budanmalıdır.
Yaprak bitleri ve diğer emici zararlılara karşı yoğun ilaçlama yapılmalıdır.
Bulaşık bitkiler uzaklaştırılıp yakılmalıdır.


Paraziter Olmayan Hıyar Hastalıkları


Hıyar bitkisi yetiştiricilikteki yanlışlıklara karşı reaksiyonunu çok çabuk göstermekte ve bu yanlışlıkların düzeltilmesi çoğu kez olanaksız olmaktadır. Bu kültür yanlışlıkları iklim koşullarının, su düzeninin iyi ayar edilememesi, besleme noksanlıkları, toprağın iyi hazırlanmaması ve uygun budama yapılmaması şeklinde sıralanabilir.

Meyvelerin Sararması ve ölmesi


Meyvelerin henüz küçükken sararıp ölmesi şu yetiştiricilik yanlışlıklarından kaynaklanmaktadır: Toprağın iyi olmayan hava geçirgenliği, ıslak ve soğuk olması, çok yüksek hava nemi, gelişmenin çok kuvvetli olması, besin maddesi ve su noksanlığı, fazla meyve bırakılması, ana gövde üzerinde bırakılan ilk meyvelerin fazlaca büyütülmesi.

Meyvelerde Şekil Bozuklukları


Çok kuru hava, çok yüksek sıcaklıklar, şiddetli sıcaklık sapmaları ile besleme noksanlıkları ince, kıvrık uçlu meyve oluşumuna neden olurlar.

Partenokarp hıyar çeşitlerinde erkek çiçeklerin koparılmaması sonucu yan döllenmiş, ucu şişkin, karınlı meyveler oluşmaktadır.

Meyvelerin Acılaşması


Hıyar meyvelerinde acılaşma çeşit özelliğidir. Son yıllarda acılaşmayan F1 melezler geliştirilmiştir. Acılaşma çeşit özelliği olmakla birlikte, bazı kültür yanlışlıkları acılaşmayı teşvik etmektedir. Bunlar; düşük nem, az sulamalar, toprak soğukluğu, şiddetli sıcaklık sapmaları, bulutlu havalardan sonra şiddetli güneşlenmedir.

Hıyar Yetiştiriciliğinde Önemli Zararlılar


Kök ur nematodu, danaburnu, bozkurt, yaprak bitleri, Thirips, beyaz sinek ve kırmızı örümcekler hıyar kültürüne zarar vermektedirler. Mücadelesi domateste gösterildiği gibidir.

Seralarda Görülen Önemli Biber, Patlıcan Hastalıkları, Zararlıları ve Mücadelesi


Külleme (Levcilula melongena, L. taurica)


Sıcak ve kurak mevsimlerde, 26°C civarındaki sıcaklık, % 5575 oransal nemde fazla zarar yapabilir. Patlıcan yapraklarının alt kısmında un gibi serpilmiş beyaz lekeler şeklinde görülür. Yaprağın üst yüzeyinde kuru kahverengi lekeler oluşur. Bunu sararma ve dökülme izler. Biberlerde özellikle sonbahar yetiştiriciliğinde yaprak altlarında grimsi beyaz lekeler halinde belirir, sonra yaprağı tümüyle kaplar. Bunu kuruma ve dökülme izler.

Koruma:

Hastalık yaprağın alt yüzeyinde olduğu için sistemik fungusidlerden Benlate, Enovit süper ve Derosal gibi ilaçlarla pülverizasyondan iyi sonuç alınır. Toz kükürt, Afugan, Karathane, Morestan ve Thiovit'm yaprak altlarına gelecek şeklide püskürtülmesi de yararlı olmaktadır.

Kök Boğazı Yanıklığı (Phytophtbora Capsici)


Son 15 yıldır biberlerde yüksek düzeyde zarar yapan bir hastalıktır. Daha çok hasat başlangıcında ani solgunluk ile belirir ve bitkiyi tümüyle öldürür. Böyle bitkilerin kök boğazlarında yeşilimsi-siyah ve daha sonra kahverengi yanıklıklar görülür. Bitkilerin solma ve ölmeleri grup halinde olmaktadır. Sulama anında suyun fazlaca göllendiği ve durduğu yerlerde yaygınlık kazandığı dikkati çekmektedir.

Koruma:

Biberlerdeki kök boğazı yanıklığının ilaçlarla kesin mücadele hemen olanaksızdır. Hastalıktan bitkileri korumakta kültürel önlemler daha etkindir, ilaçlı mücadele ile kültürel önlemler birlikte yürütüldüğünde kuşkusuz daha başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Bitki korumadaki genel önlemlerle birlikte kök boğazı yanıklığı için aşağıda belirtilen bazı özel önlemlerin alınması gerekmektedir:

Gerek fide devresinde, gerekse seraya dikimden sonra biber bitkilerine suyu bol vermek yerine sık azar verilmelidir. Masuralar kök boğazına yükselecek kadar su ile doldurulmamalıdır. İlk sulamalarda bitkilere bir kaç gün susuzluk çektirilmelidir.
Dikimden bir gün önce fideler fungusidlerle hazırlanmış su ile sulanmalıdır. Fideler kesede ise aynı ilaçlı su içine bandırıl malidir (100 it. suya 100150 gr. Dithane M. 45 veya Ortocide).
Masuralar yüksek hazırlanmalı, dikim masura sırtlarına açılan ocaklara yapılmalıdır. Masura yanlarına dikimden kaçınılmalıdır.
Masura uzunlukları 56 m.'den uzun tutulmamalıdır.
Dikim fidenin keseden veya topraktan çıktığı derinlikte yapılmalıdır. Derin dikim hastalığa uygun ortam hazırlar.
İlk can suyunun Manejli, Zinebli veya Captanlı fungusidlerle verilmesinde yarar vardır.
Elden geldiğince boğaz dolgusu yapılmamalıdır. Yapılacaksa birkaç cm. yükseklikte olmalıdır.
Biber çok yüzlek köklü olduğu için derin çapadan kaçınılmalıdır. Aksi halde, yaralanan saçak köklerde hastalıklara giriş kapısı açılır.

Biber Kahverengi Leke Hastalığı (Cladosporium capsici)


Yaprağın üst yüzeyinde sarı lekeler belirir. Yaprağın alt yüzeyinde bu san lekelere isabet eden kısım ise kahverengi mantar küfü ile örtülür. Böyle yapraklar zamanından önce kurur ve dökülür.

Çaptan, Maneb, Zineb ve Bakırlı ilaçlardan biri ile mücadele yapılabilir.


Tütün Mozayik Virüsü (Tabacco Mosaic Virüs)


Biber ve patlıcan yapraklarında sarı-yeşil mozaik lekeleri oluşturur. Biberlerde daha fazla zarar yapar. çalılaşma, kuvvetli dallanma, sürgünlerin kısalması, yaprakların daralması ve asimetrik bir görünüm alması diğer belirtilerdir, ilk meyveler normal oluşmasına karşın üstteki meyveler üzerinde mozayik lekeleri izlenir.

Tütün Halkalı Leke Virüsü (Tabacco Ringspot Virüs)


Biber ve patlıcan yapraklarında yoğun sararma ve lekelenmelere neden olur. Polen gelişmesini engellediğinden meyve verim ve kalitesini düşürür.

Virüs hastalıklarından koruma domateste olduğu gibidir.

Biber ve patlıcan yetiştiriciliğinde ortaya çıkan diğer önemli hastalıklar; Fusarium, Verticillium, Botrytis, Sclerotinia ve Alternaria'dir. Bunların biber ve patlıcanda yaptıkları zarar ve belirtiler domatesinkine benzer. Koruma da domateste olduğu gibidir.

Genel zararlılardan danaburnu, bozkurt, yaprak bitleri, kırmızı örümcekler, beyaz sinek, yeşil kurt, prodenia ve nematodlar biber ve patlıcan yetiştiriciliğinde de zarar yaparlar. Bunlarla mücadele domates ve hıyar yetiştiriciliğinde olduğu gibidir.





 
Sponsorlar/Google Reklamları

Bu alandan sitenizi, ürünlerinizi tanıtabilirsiniz. Bilgi almak ve reklam vermek için bize ulaşın.


İLETİŞİM FORMU

 

Etiket (Tag) Ekle
örtü altı yetiştiricilik hastalıklar, örtü altındaki hastalıklar, örtüaltı hastalıkları


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Örtü Altı Organik Domates Yetiştiriciliğinde Organik Gübreleme rımat Organik Tarım 0 23.11.2012 18:34
örtü altı sebzeciliği Dilek_ Tarımsal Sorular ve Cevaplar 2 22.04.2011 15:45
örtü altı sebzelerde sulama ve gübreleme Mr.Muhendis Tarımsal Videolar 2 30.03.2011 23:16
Bitkilerde Fizyolojik Hastalıklar Livadi Bahçe Bitkileri 0 04.07.2010 06:24
Seralarda İskelet ve Örtü Malzemelerinin Özellikleri Mr.Muhendis Seracılık 0 26.03.2010 13:13





Forum saati GMT +2 olarak ayarlandı. Şu Anki Saat: 22:33


Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Zoints SEO v2.3.0 by Zoints & Computer-Logic.org

Forumumuz tema gönüllüsüdür.

Türkiye!



Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir. 5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir. 5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi iletişim formuyla yollarsanız, gerekli işlemler yapılacaktır.

1, 3, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 67, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 72, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 99, 41, 42, 43, 45, 44, 46, 47, 70, 50, 48, 74, 51, 73, 49, 52, 53, 54, 65, 64, 55, 56, 57, 60, 58, 59, 66, 69, 68, 76, 75, 78, 79, 81, 83, 82, 85, 86, 98, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 110, 107, 108, 109, 111, 112,