PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kalsiyum Nitrat Kullanımı


rımat
21.08.2012, 01:39
KALSİYUM NİTRAT NASIL KULLANILIR?

Yetiştirdiğimiz Bitkiler Kalsiyum Nitratı öncelikli olarak maksimum vejetatif büyümenin olduğu dönemde isterler: Yaprak oluşumunda, artan protein sentezine paralel depo organlarında; yumru ve danelerde.
Kalsiyum Nitrat için tavsiye edilen açık arazi koşullarında uygulama:

■Fidelik, tohumluk ve ekimlerde taban gübrelemesinde
■Yetiştirme döneminde değişik safhalarda
■Soğuk havalarda veya büyümenin aksadığı zamanlarda büyümeyi teşvik etmek için
■Aşırı yağışlarla yıkanan azotu telafi etmek için
■Azot eksikliğinde, hızlı etkili nitrat azotu sağlamak için uygulanır.

Genel olarak Bitki azot ihtiyacının %30 – % 50 si ekim öncesi uygulanmalıdır. Geriye kalan miktarın bir kısmı Kalsiyum Nitrat olarak büyüme döneminde 2-4 ayrı seferde üst gübre olarak uygulanmalıdır. Böylesine bir gübreleme programı büyüme koşulları, bitkinin azot ihtiyacı ve atmosfere bağlı olarak azot uygulaması için en iyi zamanlamayı sağlar.

Kalsiyum Nitrat farklı şekillerde uygulanabilir:

■Kuru gübre elle serperek satha, makine ile sıra üzerlerine verilebilir
■Damla sulama, yağmurlama sulama sistemleriyle sıvı olarak verilebilir
■Sulu çözeltisi yapraktan uygulanabilir

Depolama

Kalsiyum Nitrat higroskopik olması sebebiyle nem çekici özelliği vardır. Havayla maruz kaldıktan kısa bir süre sonra erimeye başlar. Bu yüzden ağzı açılmış torbalar da arta kalan gübreyi muhafaza etmek için üzeri sıkıca kapatılmalıdır.

Karışabilirlik

Suda çözünebilen Kalsiyum Nitrat fosfat veya sülfat içeren gübrelerle veya kimyasallarla karıştırılmamalıdır.zira çözünmez bileşikler oluşabilir. Kalsiyum Nitrat bir besin çözeltisi hazırlamak üzere potasyum nitrat, magnezyum nitrat, amonyum nitrat ve nitrik asitle karıştırılabilir.

NEDEN KALSİYUM NİTRAT KULLANMALI?

Kalsiyum Nitrat bitkiler için gerekli olan nitrat azotu ve suda eriyebilir kalsiyumu sağlar. Kalsiyum Nitrat Değişken toprak ve hava koşullarında bitkisel üretimde ana gübreleme olarak uygulanabilecek en iyi seçenektir.
Hem Kalsiyum hem de Nitrat azotu bitkiler tarafından kullanılan besin elementleridir ve kök bölgesinde Zararlı artıklar kalmaz, toprakta tuzlulaşma sorunu olmaz.

Daha ötesi Nitrat azotu suda eriyebilir kalsiyumu köklerden emilimde bitkiye taşıyıcı rolü üstlenmektedir. Bitkinin kalsiyum alımı en üst seviyeye çıkar.

Kalsiyum Nitrat yaygın olarak ekonomik değeri yüksek olan bitkilerde kullanılır:

■Sera sebzeleri ve çiçeklerde
■Açıkta yetiştirilen sebzelerde
■Sert ve yumuşak çekirdekli meyvelerde
■Saksı bitkileri ve fideliklerde
■Tütün, pamuk, patates ve seker pancarı gibi değerli bitkilerde

Kalsiyum Nitrat tamamen suda eriyebilir kalsiyum içeren tek kaynaktır.
Torf, kaya yünü ve dönüşümlü su kullanılan substratlarda yeri alınamaz bir gübredir.
Higroskopik ve yüksek çözünürlüğü sebebiyle uygulamayı takiben hızla alınır. Hava nemi veya gece oluşan çiğ Kalsiyum Nitrat granüllerinin çözünmesi için yeterlidir. Kalsiyum Nitrat, sıcak ve kuru koşullarda dahi nadiren yaprak yanmasına sebep olur.
Gübre maliyeti; artan verim, yüksek meyve kalitesi ve depolanma kayıplarının azalmasıyla fazlasıyla karşılanacaktır
Amacınız yüksek kalite ve optimum verim elde etmekse, Kalsiyum Nitrat gübreleme programınızda yerini almalıdır.

Kalsiyum Nitrat’ın gübre olarak başlıca avantajları üç başlık altında açıklanabilir

■Kalsiyum Nitrat’ın azot gübresi olarak avantajı
■Bitki beslemesinde Kalsiyumun hayati rolü
■Kalsiyum Nitrat’ın toprağa faydaları

BİTKİ BESLEMESİNDE KALSİYUMUN HAYATİ ROLÜ

Kalsiyum bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde ve tarla ziraat inde sahip olduğu çifte rolden dolayı özel bir önemi bulunur: Bitki beslemesi için gerekli bir elementtir ve toprak yapısını iyileştirir. Kalsiyumun beslenme değeri aşağıda açıklanacaktır.
Kalsiyum bitkiler için gerekli olan önemli bir besin elementidir, olmadan bitkiler büyüyemez. Meyve ve yapraklara sağlanan yeterli miktarda kalsiyum düzgün bitki gelişimi ve ürün büyümesi, hasat ile depolanma esnalarında oluşabilecek Ca noksanlığından kaynaklanan bozuklukları gidermek için gereklidir.

Kalsiyum değerli bir elementtir; nitratla birlikte yüksek kaliteli ürün ve verim artışı sağlar
Kalsiyum genç yaprak ve meyvelere bitki kökünden emilerek ve suyun hareketiyle ulaşır. Kalsiyum immobil (hareketsiz ) bir elementtir. Bu yaşlı yapraklardan genç olanlara veya meyvelere, tohumlara Kalsiyum iletimi olmayacağı anlamına gelir. Düzenli Ca alımı için kök bölgesinde yeterli ve sürekli miktarda suda çözünebilir formda Ca bulunmalıdır. Düzenli Kalsiyum Nitrat Kullanımı ile dengesiz Ca alımından kaynaklanan bozukluk/rahatsızlıklar engellenebilecektir.
Kalsiyumun İşlevleri

Kalsiyum genç dokuların (yaprak, sap ve kökler) düzgün ve sağlıklı gelişimi, renklerinin daha iyi olması, kaliteli ve sağlam meyveler için şarttır. Hızlı bitki büyümesi yeterli miktarlarda Ca ihtiyacına sebep olur. Bu ihtiyaç kalsiyumun hücre duvarı ve hücre zarının oluşumunda ve yapısında önemli bir rol oynamasından kaynaklanmaktadır.
Bitki ve meyvelerde Kalsiyum noksanlığından kaynaklanan birtakım rahatsızlıklar tespit edilmişlerdir. Kalsiyuma bağlı bu rahatsızlıklar kayda değer ekonomik kayıplara sebep olmaktadır.

Kalsiyum noksanlığı semptomları genellikle bitkiler tarafından yetersiz Ca alımı veya genç dokulara Ca iletiminde sorunlar olması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kalsiyum noksanlık semptomları genellikle büyüme noktalarında ya da büyüme noktalarının yakınlarında veya taze olarak depolanan meyve, yumru, dane ve tohumlarda görülmektedir.
Kalsiyum meyve, yumru ve tohumların sağlamlığını arttırır ve raf ömrünü uzatır. Geç hasat kayıplarını azaltır. Çiçeklerin saksı ömrünü uzatır.

Nitratla artan Kalsiyum alımı

Bitki besin elementleri toprak çözeltisinde nitrat-NO3- de olduğu gibi negatif yüklü anyonlar veya Amonyum-NH4+ ve Kalsiyum-Ca+2 de olduğu gibi pozitif yüklü katyonlar olarak bulunurlar. Nitrat anyonu bitki tarafından emildiğinde beraberinde kalsiyumu ve Mg+2 gibi katyonları da taşır. Pozitif yüklü amonyum iyonunun alımı ise aşağıda şekilde görüldüğü üzere Ca alımını engeller.

Kalsiyum noksanlığıyla mücadele

Araştırmalar göstermektedir ki düzenli olarak kalsiyum uygulaması topraktaki kalsiyum içeriğini arttırmakta ve bu da bitkideki Ca seviyesini arttırmaktadır.
Bu da Kalsiyum noksanlığına bağlı bozuklukları azaltmaktadır.
Kalsiyum Nitrat uygulamaları içerdiği suda çözünebilir kalsiyumun varlığıyla açık tarla koşullarında yetiştirilen domates denemelerinde, Blossom end rot vakalarını azaltmıştır. E k olarak nitrat azotu kalsiyum alımını iyileştirmiştir. Kalsiyum eksikliğini gidermek üzere yapraktan uygulamalarda yapılabilir.
Kalsiyum nitrat yaprak veya meyvelerde Ca noksanlığının ortaya çıkmasını azaltıcı faydalı bir araçtır. Veya bozuklukların ilk görülmesinde uygulanabilecek ölçüttür.
Kalsiyum Nitrat Kalsiyum noksanlığına karşı diğer gübrelerden daha iyi sonuç verir.
Noksanlık Semptomları
Kalsiyum eksikliği bitki büyümesinin durması ve küçük yaprak ve sapların belirmesiyle kendini gösterir. Genç yaprakların gelişimi aksar ve noksanlık olan bitkiler solgun yeşil renk alırlar. Uçtaki yapraklar aşağı ve kendi içlerine doğru kıvrılırlar. Sararırlar ve yaprak kenarları yanar. Yapraklarda nekrotik lekeler oluşur. İç damarlarda klorozlar meydana gelir. Yaprak uçları lahana, marul, çilek, karanfil vb. olduğu gibi kahverengiye dönebilir ki buna ‘uç yanıklığı’ denmektedir. Saptaki büyüme noktalarının ölmeleri de sıkça görülmektedir.
Kalsiyum noksanlığı bulunan bitkilerin kökleri zayıf gelişirler; genç kökler erken dönemde ölürlerken yaşlı olanlar kahverengini alır. Bazı Ca noksanlığı durumlarında Çiçek açan sapların solması ve çiçek tomurcuklarının düşmesi de görülür.
Kalsiyum noksanlığından kaynaklanan belirtilerin ortaya çıkması daha çok meyvelerde görülür. Domateste ‘Blossom end rot’, elmada ‘bitter pit’.
Yüksek tuz stresi, kuru ortam ve rekabet eden iyonların çokluğu bitkiye kalsiyum alımının azalmasına neden olur.
Bitkilerde kalsiyum noksanlığı daha çok sıcak ve kuru iklimlerle yüksek ışık yoğunluğunda daha sık ortaya çıkar.
Bu sebepten ötürü arid bölgelerde yetiştiricilik yapan çiftçiler bitkilerine yeterli miktarda çözünebilir kalsiyum sağlamaya özen göstermelidirler.

CAN gübresi ile Kalsiyum nitrat aynı değildir. CAN-Kalsiyum Amonyum Nitrat gübresi içindeki Kalsiyum bitkiye faydalı değildir. Çünkü içersinde suda erimesi zor olan Kalsiyum Karbonat içermektedir. (http://www.ziraatciyiz.biz)

***Seralarda gölge tozu ve gölge perdesi kullanımı
***Taban suyundaki kalsiyum miktarı
***Solüsyundaki Mg ppm oranı
***Sera iç sıcaklığı

alınıma etki yapmaktadır.

ariff
30.01.2013, 13:53
paylaşımınız için teşekürler. bir sorum olacak %33 AN gübresi mi %26 CAN mı Buğday bitkisi için hangisi tercih edilmeli?

YasinZiraat
10.03.2013, 00:58
hangi yörede yetiştirdiğiniz ve sulumu yoksa kuru tarımmı yaptığınız vede toprağın Kalsiyuma ihtiyacı varmı toprak analizlerinde belli edip etmediğiniz doğru tercih için önemli.. Şöyle örnek vereyim ben orta Anadolu yöresinde ziraat müğendisiyim biz burada her iki gübreyide kullandık hatta şuan %33 Nitrat gübresini kullandırıyorum, Buğday ve Arpa için eğer toprağınız kireçli ise CAN gübresini kullanmayın %33 Nitrat gübresi daha uygun olur.

ali__saban
10.03.2013, 12:15
hangi yörede yetiştirdiğiniz ve sulumu yoksa kuru tarımmı yaptığınız vede toprağın Kalsiyuma ihtiyacı varmı toprak analizlerinde belli edip etmediğiniz doğru tercih için önemli.. Şöyle örnek vereyim ben orta Anadolu yöresinde ziraat müğendisiyim biz burada her iki gübreyide kullandık hatta şuan %33 Nitrat gübresini kullandırıyorum, Buğday ve Arpa için eğer toprağınız kireçli ise CAN gübresini kullanmayın %33 Nitrat gübresi daha uygun olur.

paylaşımınız için teşekkürler. şunu sormak istiyorum.toprağın kireçli olup olmadığını bir asit damlatarak bulabiliyorduk ama ben hatırlayamadım. ne acaba biliyormusunuz? ayrıca buğday da hangı gübreyi ne zaman hangi amaçla kullanmalıyız? özet olarak..mesela başaklanma öncesi can %26, tane olum döneminde tane dolu olsun diye... vs

YasinZiraat
11.03.2013, 16:06
öncelikle torağın pH sını belirlemek genellikle 2 yolla mümkün; Birincisi: Laboratuvara tahlil için bir örnek gönderirsiniz ve orada tayin edilir. Sonuçlar güvenilir olacaktır.Fakat tahlilin sağlıklı olabilmesi için tüm tarlayı temsil edecek numune gönderilmesi gerekmektedir.Bu yöntem herzaman için kendi testinizi kendinizin yapmanızdan daha pahalıya mal olacaktır.İkinci yol evde tahlil için bir ph tahlil kiti almanız gerekecektir.
Fakat; laboratuvarın bir avantajı laboratuvarda bulunan uzmanların tahlille birlikte size tavsiyelerde de bulunabilmeleridir.Evde yapılan testlerde laboratuvardakine kıyasla zaman açısından daha avantajlıdır. Bunun için tarlanın tahlil etmeyi istediğiniz bir yerinden alınan bir miktar toprağı test kiti içindeki küçük tüpün içine koymanız ve üzerine birkaç damla test solusyonu ilavesiyle tüpü çalkalamanız yeterli olacaktır.Daha sonra tüpü bir saatliğine solüsyonun reaksiyonunu beklemek üzere bırakırsanız toprağınızın ph seviyesine göre bu solusyonun renk aldığını göreceksiniz.Size kitle birlikte verilen renk kataloğundaki renklerle solüsyonun rengini karşılaştırmak suretiyle toprak ph tayinini yapabilirsiniz.
Piyasada çeşitli kitler bulunmakta ve değişik kitlerde değişik renk açığa çıkarmaktadır.Fakat yinede genelde asit topraklar yeşil-turuncu Alkalin topraklarda yeşil-mavi bir renk verirler. Fakat genellikle kitle birlikte renk kataloğu verilecektir ve sonucu buna bakarak tayin etmeniz gerekecektir.

YasinZiraat
11.03.2013, 16:19
Biraz uzun olacak ama ilgilenenlere altın öğütler.. İhtiyaç duyduğunuz bölümlerden faydalanın; Kendim İç Anadolu bölgesinde olduğum için burayı örnek vererek açıklayacağım ama bilgiler genelede geçerlidir.. İç Anadolu bölgesinin genel yapısına baktığımız zaman pH seviyesinin bazik olduğu görülmektedir. Organik madde seviyesi ise çok düşüktür. Gübre kullanımında bu iki nokta hayati öneme sahiptir. Bazı gübre çeşitleri asitli topraklar için uygun iken bazı gübre çeşitleri bazik topraklar için uygundur. Ayrıca topraktaki organik madde yüzdesi ile kullanılacak gübre miktarı arasında da doğrusal bir ilişki söz konusudur. Ayrıca tarlanın sulak veya kıraç olması da kullanılacak gübre cinsini ve miktarını belirlemede önemli bir etmendir.

Buğdayda ihtiyaç duyulan temel besin elementleri azot ve fosfor’dur. Buğdayda toplamda her 100 kg tane ürün verimi için 2 kg saf azot (N), ve yine 2 kg saf fosfor (P) önerilmektedir. Azot, yağışı yeterli olan yerlerde yüksek, yağışı az olan yerlerde düşük miktarlarda verilmelidir. Bitkinin ihtiyacı olan diğer besin elementleri ise potasyum, kükürt, çinko ve diğer mikro besin elementleridir.

a-Taban Gübrelemesi: Buğdayda taban gübrelemesinde bitkinin ihtiyaç duyduğu azotun bir kısmı ve fosfor’un tamamı verilir.

Tüm bitkilerde olduğu gibi buğday bitkisinde de protein üretimi için azota ihtiyaç duyulmaktadır. Bitkinin ilk gelişme döneminde yaprakların ve kardeşlenme döneminde kardeşlerin oluşabilmesi için temel gübredir. İlk kardeşi oluşturacak tomurcuk, bitki henüz üç yapraklı iken teşekkül ettiğinden, kardeşlenmenin başlangıcında azotun bitki tarafından alınabilecek şekilde hazır olması gereklidir. İlk iki kardeş oluşumunda azot desteklenmesinde geç kalınması durumunda 3. kardeş teşekkül etse bile yüksek verim potansiyeline sahip 1. ve 2. kardeşler yok olabilecektir. Bu nedenle taban gübrelemesinde azot bulunması hayati öneme sahiptir. Bazen sırf ticari kaygılarla sadece fosfor içeren taban gübrelemesi yapılmakta bu artık önü alınamaz bir felakete zemin hazırlamaktadır.

Fosfor ise hücre zarlarının bir unsuru olup, bitki hücrelerinde enerji taşınması ve depolanmasında görev almaktadır. Buğday bitkisi tarafından gelişmenin ilk dönemlerinde alınan fosfor tüm gelişme dönemleri boyunca yeterli olduğu için, erken fosfor uygulaması yüksek verim için şarttır. Yapılan araştırmalara göre, tahılların fosfora olan ihtiyaçları çimlenmeden kardeşlenme devresinin sonuna kadar oldukça fazladır. Bu devrede bitki ömrü boyunca alacağı fosforun %75’ ini almaktadır. Fosfor bitki bünyesinde hareket edebilen bir besin maddesidir. Fosfor hücre dokularında fiske edilmediği için depo edildikleri noktalardan gereken yerlere taşınırlar.

İç Anadolu bölgesinin topraklarının alkali yapısından dolayı taban gübrelemesinde kullanılacak en uygun gübre DAP (Diamonyum fosfat) gübresidir. Diamonyum fosfat gübresi kompoze bir gübredir. 100 kg diamonyum fosfat gübresinde 18 kg saf azot ve 46 kg fosfor bulunur. Yani içerisindeki her bir kilo azota karşılık 2,5 kg. fosfor bulunur. Taban gübrelemesinde üre ve nitrat formunda gübreler kesinlikle kullanılmamalı amonyum (NH4) formunda olan gübreler tercih edilmelidir. DAP gübresinde azot amonyum formundadır. Amonyum formunda olan azot asit karakterli olduğu için bulunduğu bölgede pH’yı asitliğe çekmekte ve buğdayın semiral kökleri o bölgedeki fosfordan daha kolay yararlanmaktadır. Üre ise toprakta çok çabuk hidrolize olmakta ve bir miktar serbest amonyak (NH3) açığa çıkmaktadır. Açığa çıkan bu NH3 özellikle pH’sı yüksek topraklarda tohuma temas ederek çimlenmeyi olumsuz etkilemektedir.

Bu noktada en önemli husus DAP gübresinin veriliş şeklidir.

Verim açısından en yanlış gübre uygulaması; tohumla beraber aynı çim yatağına gübre verilmesidir. Bu durumda topraktaki nem gübrenin erimesine neden olmakta, tohumla birlikte aynı yerde bulunan eriyik gübre çimlenmeyi olumsuz etkilemektedir. Burada birincisi gübre; tohum ile nem rekabetine girmekte, topraktaki nemi kendi bünyesine alarak tohumun yetersiz nemlenmesine sebep olmakta, ikincisi ortamdaki NH3 (amonyak) konsantrasyonunun artması sonucu kılcal köklere toksik etki yapmasındandır. Diğer bir etkisi ise çimlenmesi ve gelişmesi geç olan bitki fosforu zamanında absorblayamamakta, bu da fosforun toprakta daha uzun beklemesinden dolayı daha fazla fiske olarak bitki tarafından alınamaz hale gelmesine sebep olmaktadır.

Serpme yöntemi tohum yatağına vermeye göre daha uygun olmasına rağmen, gübre kayıpları yüksek olduğu için yine tercih edilmemelidir. Bu yöntemde azot’un amonyak şeklinde kayıpları en fazla seviyede olmakta, ayrıca fosfor’un toprakla çok temas etmesi sonucu, kireçle bağlanarak dikalsiyum fosfat ve trikalsiyum fosfatlar formunda tutulmasına sebep olmaktadır.

En uygun gübreleme şekli, tohumun 3-5 cm açığına ve tohum seviyesinin altına gübrenin bırakılmasıdır. Tohumlardan çıkan ilk embriyonal kök doğrudan aşağıya doğru büyümektedir. Diğer embriyonal kökler ve adventif kökler ise, önce belirli bir açı ile yana doğru büyür sonra aşağıya doğru büyümektedir. Bu şekilde tohumun 3-5 cm açığına ve tohum seviyesinin altına gübrenin bırakılması halinde buğday diğer yabancı ot tohumlarından daha önce besin maddelerine ulaşacak ve rekabet üstünlüğü kazanacaklardır. Ayrıca gübre ve tohum ayrı noktalarda olduğu için aralarında nem rekabeti yaşanmayacak, bitki çimlenme esnasında gerekli nemi alabilecek ve amonyağın toksik etkisinden etkilenmeyecektir.

Buğday ekiminde taban gübresi olarak DAP uygulamanın dışında toprak analizlerinde kükürt (S) eksikliği söz konusu ise toprağa kükürt karıştırılması da çok yararlı olacaktır. Kükürt azot gibi proteinlerin yapısına girmekte ve birçok aminoasit’in bileşiğinde bulunmaktadır. Ayrıca kükürt topraktaki yüksek pH seviyesinin dengelenmesinde de etkin rol oynayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken tek husus kükürt’ü tek başına değil Leonardit kaynaklı bir organik toprak düzenleyici ile karıştırarak uygulamaktır. Bu toprakta hem kükürt parçalayan bakterileri geliştirecek hem de topraktaki organik madde seviyesini artırarak verime olumlu katkıda bulunacaktır. Ayrıca Leonardit kaynaklı organik toprak düzenleyicilerin kireç çözücü, pH dengeleyici ve toprakta bulunan mikro ve makro besin elementlerini çözücü ve şelatlayıcı özelliklerinin olması önemini daha da artırmaktadır.

İç Anadolu Bölgesi topraklarında genel olarak potas eksikliği söz konusu olmadığından ayrıca potasyumlu gübrelemeye ihtiyaç yoktur. Ama yapılan toprak analizlerinde bu besin elementinin eksikliği görülürse taban gübrelemesinde ayrıca potasyum verilmelidir. Bu takdirde de yine alkali topraklarda potasyum sülfat olacaktır.

b- Üst Gübreleme: Üst gübrelemede sadece azot takviyesi yeterli olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken hangi üst gübrelerin tercih edilmesinin ve hangi zamanlarda verilmesinin en doğru olduğudur.

Burada dikkat edilmesi gereken en temel nokta yağışların veya sulamanın olmadığı durumlarda üre formunda azotlu gübrelerin kullanılmamasıdır. Üre’de yağış gelmez ise amonyak formunda buharlaşma şeklinde kayıplar çok olacaktır. Yine yağış ve su miktarına bağlı olarak azot miktarının ayarlanması gereklidir. Düşük yağmur ve sulamada azot miktarı sulak arazilere göre daha az verilmelidir.

Üst gübrelemede azot verilmesi tek seferde olacağı gibi verilecek gübre miktarı ikiye bölünerek iki dönemde de verilebilir. İki döneme bölünerek verilmesi halinde daha iyi sonuçların alındığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Buna göre üst gübreleme kardeşlenme döneminde erken ilkbaharda uygulanmalıdır. Eğer ikiye bölünerek uygulanacaksa yarısı erken ilkbaharda yarısı ise sapa kalkma döneminde uygulanmalıdır. Sapa kalkma döneminde uygulanan azot tanenin protein içeriğini artırmada rol oynar.

Üst gübrelemede amonyum nitrat, amonyum sülfat ve üre tercih edilebilir. İç Anadolu topraklarında kireç oranının yüksekliğinden dolayı amonyum nitrat yerine amonyum sülfat tercih edilmesi daha uygun olacaktır. Kireç oranı düşük olan ve pH’ı yüksek olmayan asidik topraklarda ise Amonyum nitrat daha doğru bir tercih olacaktır. Yine daha önce belirtildiği gibi su problemi olan durumlarda üre tercih edilmemelidir. Su problemi yoksa bile üst gübrelemede ikiye bölünerek gübreleme yapılıyorsa birincisinde üre ikincisinde asidik topraklarda amonyum nitrat bazik topraklarda amonyum sülfat tercih edilmelidir. Üst gübreleme mutlaka sulamadan veya yağmurdan önce yapılmalı, su ile çözünerek toprağa karışması köke ulaşması temin edilmelidir.

Buraya kadar anlattığım buğday gübrelemesinde özellikle İç Anadolu genel toprak şartları dikkate alınarak tavsiyelerde bulunulmuştur. Ama şu nokta unutulmamalıdır. Gübrelemede hiçbir reçete toprağın, bölgenin, tohumun vs. diğer üretim süreçlerinin tam olarak bilinmediği durumlarda kesin doğru değildir. Her toprağın ve bölgenin isteği farklı olmakla birlikte bu yazı çiftçilerimize genel bir bakış açısı kazanmalarını sağlayacaktır. Aslında çiftçilerimizin ilk yapması gereken şey topraklarından bir numune alarak analiz yaptırmaları ve buna göre özel gübreleme reçetesini oluşturmalarıdır. Bu reçete hazırlanmasında ise gerçekten konunun uzmanı olan kişileri bulmalı ve onların tavsiyeleri doğrultusunda ziraat yapmalıdır.