PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bitki Yetiştiriciliğinde Kimyasal madde ve Hormonlar Kullanılmalı mı -3


Livadi
09.08.2010, 22:34
Bitki Yetiştiriciliğinde Kimyasal madde ve Hormonlar Kullanılmalı mı? (3)


Öncelikle, yazının Birinci ve İkinci bölümlerini okumanızı tavsiye ederiz. Bahcesel.com
Toprağın sadece organik maddelerle gübrelenmesi, çok geniş tarım alanları düşünüldüğünde, bizi ilk bakışta “bu kadar organik madde nasıl bulunur” fikrine götürür. Oysa tarımla uğraşan her kişi ve kuruluş isterse kendi organik madde gereksinmesini kendisi karşılayabilir. Şöyle ki :

- Arazilerinin bir kısmında ekim nöbetine göre gerekli bitkileri yetiştirmek
“Yeşil gübreleme” yapmak
- İşletmelerinde oluşan hayvansal ve bitkisel artıkları,
- Kendi tüketimi sırasında çıkan her türlü organik maddeleri,
- Şehir çöpünü toplamak
- Kendi veya şehir kanalizasyon atıklarını değerlendirmek
- Mantar kompost ve örtü toprağı artığını
- Başka bir değişle her türlü organik maddeyi kullanmak
- Onları “KOMPOST” haline dönüştürmektir
Kompostun değeri ve bitki beslemedeki besin maddesi içeriği, kompost yapılırken içine katılan organik madde çeşitliliğine, miktarlarına, kompost yapılırken yığının büyüklüğüne bağlıdır.
Ayrıca yığının şekline, aktarma süresine, uygulanan çürütme prosesine, yığında cereyan eden biyokimyasal değişikliklere, nem, sıcaklık ve havalandırma durumuna bağlı, oluşacak mikroorganizma çeşitlerine ve faaliyet şekline göre değişir.
Kompostun içeriği :
Azot miktarı 1-40 mg/kg
Fosfor miktarı 1-200 mg/kg
Potasyum miktarı 1-200 mg/kg arasında değişmektedir.
Kompost içindeki bitki besin maddeleri, yetiştirilen bitki çeşit ve türüne göre yeterli olmayabilir. Geri kalan miktarlar organik kökenli kimyasal maddelerle karşılanır.
Nitekim son yıllarda birçok bitki besin maddesinin organik formları piyasa çıkartılmış bulunmaktadır.
İnsan sağlığı açısından en sağlıklı bitki, tamamen doğal bir toprak üzerinde organik gübreler kullanılarak yetiştirilir. Bu bitkinin besin gereksinmesi organik maddelerle karşılanır. Hastalık ve zarlılarla mücadelede yine organik maddeler kullanılır. Aynı şekilde bu hastalık ve zarlıları yok eden karşıt canlılarla (biyolojik savaşla) gerçekleştirilir.
Kısacası organik tarım ile elde edilir.
Organik tarım yetiştiriciliği, klasik tarımda olduğu gibi kedi keyfimize göre uyguladığımız bir tarım şekli değildir. Devletin koyduğu kurallara bağlı kalarak, onun denetim verdiği kuruluşların izin ve denetimin de uygulanır.
Bu nedenle herkesin, her akla gelen yerde üretim yapmasına izin verilmez.
Organik tarımda üretilen ürünün birim alandaki miktarı, günümüz koşullarında klasik tarım miktarına nazaran %30-50 arasında düşük kalmaktadır.
İdeal olarak hali hazır nüfusun beslenmesini, yalnız organik tarım yaparak karşılamak istesek bile, günümüz koşullarında bence bu mümkün değildir. Kaldı ki açlık yüzünden ölen sayısız insanın bulunduğu günümüzde ve artmaya devam eden dünya nüfusunun beslenmesinde gelecekte hiç mümkün olmayacaktır.
Her yerde ve mekanda üretimi yapılabilecek olan klasik tarım şekli ister istemez günümüzde ve gelecekte de bu yüzden devam edecek ve devam ettirilmek mecburiyetindedir.
Ancak klasik tarımında da, organik tarımda olduğu gibi bitkinin yetiştirilmeye başladığı andan tüketicinin sofrasına gelinceye kadar geçen süreçte yetiştirilen bitkilerin ve ürünlerinin en iyi şekilde denetlenmesi ve bütün denetimlerin her yerde ve her zaman gerçekçi yapılması zorunlu hale getirilmelidir.
Bu sayede kullanılan kimyasal maddeler bilimsel dozlarda ve zamanlarda kullanılacağından, bitki bileşiminde ve üzerlerinde atık kimyasal maddeler kalmayacak, yetiştirilen bitkilerin insan beslenmesinde kullanılması sakınca yaratmayacaktır.
Günümüzde yapılan tartışmaları da ortadan kaldıracaktır.
Saygılarımla

Prof.Dr.Atila Günay
Emekli öğretim Üyesi