PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye'de Bulunan İntrazonal Topraklar


Mr.Muhendis
17.02.2010, 22:20
1.Rendzina Topraklar ( Mollisol ):

İntrazonal topraklar sırasının kalsimorfik topraklar alt sırasına girerler A/C horizonlu topraklar olup Rendzina’lar siyah veya esmer renkli olabilirler. Podsol kuşağından çöle kadar değişen iklim koşulları altında oluşan Rendzinaların yayıldıkları bölgelerde iklim soğuktan sıcağa hümidden semi arid iklime kadar değişiklik gösterebilir.

Rendzina toprakları; oluşum sebebi ve morfolojik özelliklere göre bazı alt gruplara ayrılır.

1. Proto Rendzina: Henüz olgunlaşmasını tamamlamamış veya erozyonun aktif durumda olduğu yerlerde karbonat ve jips sierozemlerden oluşmuş lithosolik topraklardandır.
2. Orman Rendzina: Bunlar yıkanma olasılığı fazla, nemli bölgelerde orman örüsü altında oluşmuş kalın koyu renkli topraklardır.
3. Mull Rendzina: Organik artıkların parçalanma ve ayrışması sonucunda oluşurlar.
4. Para Rendzina: Bunlar karbonatsız ana materyal veya kurak iklimlerde sert kireç taşları üzerinde oluşmuş, kum ve mil fraksiyonlarında yüksek oranda kuvars içeren topraklardır.
5. Tamgel Rendzina: Ana kayası dolomit olan rendzinalara genellikle dağlık bölgelerde dolomit ana kayası üzerinde olgunlaşmamış humus içeren bir üst katmandan ibaret topraklardır.
6. Çernoziyemik Rendzina ( Esmerleşmiş ): Üstte iyi gelişmiş 25 cm veya daha kalın koyu renkli bir hümik horizon, altta ise sınırları belli ve keskin özellikler taşıyan B horizonuna sahip rendzina topraklarıdır.

Rendzina topraklarının Türkiye’de büyük ölçüde yayıldıkları alanlar, Trakya, Batı Karadeniz, Güney Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleridir. Bulundukları bölgelerde genelde mutedil ile ılık mutedil ve orta derecede yağışlıdır. Yıllık yağış ortalaması 500-750 mm arasındadır. Doğal bitki örtüleri, çayır otları, çalılıklar, bodur meşe, maki ve fundalıklardır. Bazen orman örtüsü altında da bulunabilirler. Yüzeysel ve taşlı topraklar olmaları nedeniyle doğal vegetasyona veya ormana terk edilmesi gerekli topraklardır. Türkiye genelinde kapladıkları alan 650.000 ha civarındadır. Bunun yaklaşık % 20’si tarıma elverişli olup yaklaşık 135.000 ha’sında tütün, buğdaygiller, zeytin, bağ vs. tarımı yapılmaktadır.

2. Grumsol Topraklar ( Vertisol )

İntrazonal topraklar sırasının, kalsimorfik topraklar alt sırasına giren bir büyük toprak grubudur. Kahverengi topraklar ile bir arada bulunan bu topraklara en fazla Trakya’da ve Adapazarı’nın bazı kısımlarında rastlanır. Grumsol kelimesi Latince “küçük kabarıntı veya tepecik” anlamına gelir.

Grumusol’lerin en belirgin özellikleri şunlardır;

1. Koyu renkli ve çok kireçlidirler.
2. Yıkanma ve birikme horizonlarından yoksun, kalın fakat zayıf bir şekilde oluşmuş solum katmanına sahiptirler.
3. Profil özellikleri yönünden A/C katmanlı genç topraklardır.
4. Ağır killidirler.
5. Islanınca şişip genişleme, kuruyunca büzülmeleri sonucu, küçük tepecik oluştururlar
6. Kendi kendilerine malçlama özelliğine sahiptirler.

Grumusol toprakların özel iklimi yoktur, yazları kurak geçen her iklim kuşağında bulunabilirler. Yıllık ortalama yağış 500-600 mm, yıllık ortalama sıcaklık ise 12.6-13.80C dir. Tabi vegetasyon örtüsü çayır ve mera otlarıdır. Türkiye genelinde kapladıkları alan 720.000 ha kadardır. Bunun yaklaşık %85’i tarıma elverişlidir. Kuru ziraat ve ay çiçeği tarımı yapılır. Az miktarda bağ,bahçe, fundalık, orman ve mera sahalarına rastlanırsa da genel olarak her tür tarıma elverişli verimli tarım arazilerini oluştururlar.

3. Kahverengi Orman Toprakları

Kahverengi Orman genellikle genç fakat çok fazla yeni olmayan arazi yüzeylerini kaplamakta olup oluşumlarının tamamlanması için yeterli zaman geçmiş değildir. Bu nedenle İntrazonal topraklar sınıfının Kalsimorfik topraklar alt sınıfına dahil edilmişlerdir.

Türkiye’de bulunan Kahverengi Orman toprakları, genellikle fazla eğimli araziler üzerinde yüzeysel profil yapılı genç topraklardır. Orta ve Batı Avrupa’nın Zonal toprakları olarak sınıflandırılan Braunerde ( Kahverengi ) topraklara göre daha az olgunlaşmışlardır. Düz ve düze yakın arazilerde, profil özellikleri yönünden Braunerde ( kahverengi ) topraklara benzerler.

Türkiye’deki Kahverengi Orman toprakları, ortalama yıllık yağışı 620-870 mm. arasında, serin mutedilden ılık mutedile kadar değişen nemli bölgelerde, yaprağı döken ağaçlardan kayın ( fagus ), gürgen ( carpinus ) ve bazı meşe ( querqus ) türleri ile yer yer etrafa serpilmiş durumdaki ( conifer ) iğne yapraklı orman vegetasyonu altında, kireçce zengin kil taşları, kalker ve marnlar, mika şistleri ve gnays’a kadar değişik ana materyaller üzerinde oluşurlar.

Türkiye’nin pek çok bölgelerinde, daha çok lokal alanlar halinde bulunurlar. Podsolik topraklara göre daha az yağışlı ve daha ılık iklimlerde teşekkül ettiklerinden, yıkanmaları zayıftır. Türkiye genelinde kapladıkları alan kesin etütleri yapılmadığından kesin bilinmemekle birlikte yaklaşık 9.6milyon ha kadar olduğu kabul edilmektedir.

4. Tuzlu ve Alkali Topraklar

Genellikle arid ve semi arid iklim kuşağında oluşan tuzlu ve alkali topraklar Türkiye’ de birçok verimli ovalarda birkaç dekardan binlerce dekara kadar değişen büyüklükte geniş alanları kapsamaktadır. Eriyebilir tuzlar ve değişebilir sodyumun etkisiyle meydana gelen bu topraklar, intrazonal topraklar sırasının Halomorfik topraklar alt sırasında yer alır. Bunlar;

1. Tuzlu topraklar
2. Tuzlu-alkali topraklar
3. Alkali topraklar

olmak üzere üç büyük toprak grubu halinde incelenirler. Tuzlu ve alkali toprakların oluşumunda iklimin rolü büyüktür. Bölgenin kurak ya da yarı kurak iklim karakterinde olması, diğer bir değişle yağış ve yıkanmanın az, buharlaşmanın fazla olması gereklidir. Bu bölgelerde yıllık yağış toplamının, yıllık sıcaklık ortalamasına oranı 40 veya daha azdır. Böylece sularla denizlere ve okyanuslara taşınamayan tuzlar düz alanlarda toprak suyunun ve yüzey sularının tuz konsantrasyonunu artırır. Nemli iklim bölgelerinde yağış fala olduğundan eriyebilir tuzlar yıkanır ve akarsularla denizlere taşınır. Bu nedenle nehir ağızlarında görülen deltalar hariç nemli iklim bölgelerinde tuzlu topraklara rastlanmaz.

Denize yakın ve denizden kazanılmış alçak alanlarda tuzluluğun sebebi deniz suyudur. Bu tip toprakların bileşimindeki tuzlar, deniz suyundaki tuzların aynısıdır. Toprakların tuzlanmasında bilinçsiz sulama, kötü drenaj ve yüksek taban suyunun etkisi büyüktür. Özellikle sulamayla normal toprakların tuzlu ve alkali hale getirilmesi, tuzluluğun en önemli ekonomik yönüdür. Sulu ziraat sistemine geçilmiş bölgelerde çiftçilerin ilave drenaj şebekesini ihmal etmeleri ve dolayısıyla taban suyunun yükseltilmesi, tuzluluğun başlıca sebebi olmaktadır. Aynı zamanda sulamada kullanılan suların, sulama suyu yönünden kalitelerinin bilinmemesi ve sulu ziraata geçen bölge topraklarında gerekli etütlerin yapılmaması, tuzlu toprakların oluşum ve yayılmalarını hızlandırmaktadır. Sulama ile toprakların tuzlanması şu faktörlere bağlıdır:

1. Sulamada kullanılan suyun kalitesi
2. Her sulamada uygulanan suyun miktarı ve sulama metodu
3. İklim ve yağış özellikleri
4. Toprağın permeabilitesi ve profil karakteristikleri
5. Taban suyu seviyesi
6. Drenaj sisteminin bulunup bulunmaması

5 Hidromorfik Aluvial Topraklar (Entisol)

İntrazonal topraklar sınıfının Hidromorfik topraklar alt sınıfında yer alırlar. Bu toprakların özel iklimi olmamakla birlikte özel bitkileri mevcuttur. Bu bitkiler ise saz, kamış, ve bataklık bitkileri su seven bitki türleridir.

Türkiye’ nin her tarafında alluviyal topraklarla yan yana veya karışık durumda, yer yer küçük veya büyük sahalar halinde rastlanır. En önemli özellikleri devamlı su tesiri altında olduklarından ıslak olmalarıdır. Bu nedenle genel olarak tarıma elverişli değillerdir. Yer yer işlenerek ziraat yapılabilir. Islaklık çok yüzeysel olan taban suyundan ileri gelir. Yılın büyük bir bölümünde toprak yüzeyi su ile göllenmiş durumdadır. Yazın kurak devrede taban suyu yüzeyden biraz aşağıya düşebilmektedir. Esas olarak çayırlık, sazlık şeklinde görülen bu topraklarda yer yer bataklıklarda bulunabilir.

Kötü drenaj, yüksek taban suyu ve bazen de denize yakın olmanın etkisiyle, hidromorfik allüviyal toprakların, yüksek oranda eriyebilir tuz ve değişebilir sodyum içerdikleri görülür. Türkiye genelinde 2.350.000 ha kadar alan kaplayan hidromorfik allüviyal toprakların 1.500.000 ha’sında tarım yapılmakta ise de fazla su drene edilerek giderilir ve ıslah edilirlerse tamamı yüksek verimlilikte her türlü tarıma elverişli allüviyal topraklara dönüşürler. Genellikle düz ve düze yakın eğimli olan bu arazilerin devamlı tarım yapılamayan %40 kadarı ise mera arazisine tahsis edilmiş bulunmaktadır.

6. Bataklık ve Turba Toprakları ( Histosol )

İntrazonal topraklar sınıfının hidromorfik topraklar alt sınıfında incelenen organik topraklardır. Türkiye’nin değişik bölgelerinde eski göl kalıntıları, bataklık araziler ve doğal çıkışı olmayan çukur alanlarda, kalın organik katmanları kapsayan organik topraklar oluşmuştur. Daha çok lokal olarak görülen bu topraklar geniş yayılma alanları kaplamazlar ve bu toprakların oluştuğu araziler devamlı ıslaktır. Yılın büyük bir bölümünde su ile doymuş halde olan bu arazilerde su seven kamış, saz, benzeri hidrofil bitkiler sık ve yüksek bir örtü oluştururlar. Bu örtüden toprağa geçen organik artıklar kalın katlar meydana getirir. Islaklık nedeniyle oksijensiz koşullar altında, organik artıklar tamamen ayrışır, kaybolamaz, ortamda birikir. Havzaya giren akarsuların taşıdığı mil, kil gibi ince toprak materyalinin organik katın üstünü örtmesiyle alt katlarda kalın organik tabakalar oluşabilir.

Artvin-Ardahan arasındaki Yalnız-Çam dağları arasında,Düz olan yüksek platolarda, orman sınırının üstünde, Uludağ’da, Aband Gölü’nde bu tip topraklara rastlanmıştır.