PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Et Krizinden Sonra Buğday Krizi


Zooteknist
26.12.2010, 21:03
Et Krizi Olacağı 2005 Yılında Biliniyordu, 2013'te Buğday Krizi Kapıda.

Türkiye Tarım Federasyonu başkanı Ziraat Mühendisi Halil Polat Türkiye’de öngörüye göre plan yapılmadığını dile getirerek “Türkiye’de sorun olmadan kimse sorun çözüm önerilerinde bulunmuyor. Bakın 2013 yılında Buğday krizi kapıda. Buğday’ın fiyatı çok yükselecek.” diye konuştu.

Şanlıurfa’da basın mensupları ile bir araya gelen Halil Polat, Türkiye’nin henüz tarım politikasının olmadığını iddia etti.

2006 yılında kurulan Federasyonun 25 ilde örgütlendiğini aktaran Polat “Bizim kuruluşumuz aslında tarım dernekleri federasyonudur. 26 adet farklı amaçla tarım derneğini bir arada toplamak için bu federasyonu kurduk. 25 ilde teşkilatlanarak o illerdeki tarım derneklerini federasyonumuza üye yaptık. Şimdi sırada Şanlıurfa’da teşkilatlanmamızı yapmak var. Amacımız 2012 sonuna kadar tüm Türkiye de teşkilatlanmak.” dedi.

Çiftçilere destek projelerinin anlatılmadığını vurgulayan Halil Polat “Tarım projelerinden çiftçiler yeterince yararlanamıyor. Bu projeler 7 ilde uygulanıyor. Pilot bölge seçilen Şanlıurfa’da, hayvan gübresi, yeşil gübre, organik gübre veya kompos gübre tarlalara uygulanırsa tarla sahibine dekar başına 135 lira destek veriliyor. Geçen sene bu uygulama yapılmadığı için bu 7 ile ayırılan 3 milyon TL para geri gitmiş.” diyerek sözlerini sürdürdü.

Tarımsal Danışmanlık Projesi kapsamında; kuruda 150-sulu 50 dekar toprağı olan çiftçiye, 10 dekar bahçesi olana ya da 50 küçükbaş ile 20 büyükbaş hayvanı olan hayvancıya yıllık danışmanlık ücreti veriliyor. Bu danışmanlığı kursa giderek danışmanlık sertifikası almış olan Ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri veya veterinerler verebilir. Geçen sene bu ücret 250 liraydı. Bu sene 500 lira ve seneye 660 lira olacak. Ama Türkiye de bundan istifade eden kişi sayısı toplamın %2’si kadarıdır. Şanlıurfa’da bu fırsattan toplamda ancak 100 kişi istifade etmiş. Bu işin başında olan kişi yani proje mimarı Şanlıurfalı olan Habib Çadırcı olmasına rağmen Şanlıurfalılar bu projeden istifade edemedi. Bu tür projeler çiftçiye anlatılamıyor ve geri dönüyor. Bizim amacımız AB, KOSGEB ve KÖYDES gibi destekli projeleri çiftçiye anlatarak yararlanmasını sağlamaktır.” dedi.

ET FİYATLARININ ARTACAĞINI 2005 YILINDA BELLİYDİ BUĞDAY KRİZİ KAPIDA

Türkiye’nin Ortadoğu, Asya ve Avrupa’nın birleştiği bir toprak olarak çok şanslı olduğunu vurgulayan TADEF başkanı Polat “Ülkemizde 500 milyon insana yetebilecek kadar tarım arazisi var. Ama bu ülke yanlış uygulamalar ile pirinç, mercimek, et ve domates gibi gıdalarda kriz yaşadı. 2005 yılında Tarım Bakanlığına bir rapor sunarak 2008 yılında ülkede bir et sıkıntısı yaşanabileceğini belirtmiştim. Yıllar içindeki hayvan azalmalarına rağmen tedbir alınmadı. Hayvancılığı bu noktaya getiren terör dolayısı ile yaylaların kapatılması ile köylerdeki meraların yetmemesi, yeme maddi gücün yetmemesi ve yanlış sulama yapılması ile hayvancılıktan uzaklaşılarak tarıma yönelmeleridir. Türkiye de nüfus artarken hayvan sayısı azalmaktadır.” diye konuştu.

PAMUK FİYATLARI YÜKSELMEYE DEVAM EDECEK

Türkiye’de bürokratik engellerden dolayı verilere göre plan yapılmadığını belirten Polat “Verilere göre 2013 yılında buğday krizi yaşanacak. Çünkü nüfus artarken buğday rezervi aynı kalmakta buna bağlı olarak kişi başına düşen buğday miktarı 1990 yılında 354 kilo iken 2001 yılında 309, 2009 yılında ise 283 kilo olmuştur. Yani her sene azalmaktadır. Tedbir alınmazsa 2013 yılında büyük bir buğday krizi yaşanacaktır. Pamuk fiyatlarının da önümüzdeki sene yükseleceği öngörüsündeyiz. Pamukta Çin, Hindistan ve Pakistan önemli 3 pamuk kullanıcısı ülkedir. Çin kotayı iki katına çıkarınca dünya piyasasındaki pamuğu çekecektir. Bu yüzden pamuk fiyatlarıda yükselecektir. Hiç kimsenin dikkatini çekmeyen Avustralya’daki çekirge popülâsyonu buğdayda krize yol açacak ve buğday fiyatıda yükselecektir.

Bizim kriterlerimize göre Türkiye de sulanabilir arazi 27 milyon hektar civarındadır. DSİ’nin çıkarmış olduğu 8.5 milyon hektarla sınırlı değildir. Biz Eskişehir’de “Birinci Ulusal Toprak ve Su Kaynakları Kongresi”’ni düzenledik. Burada 12 adet profesöre sorduk. DSİ’nin belirlediği bu rakam neye dayanıyor dedik. Onlar yağmurlama sulama tekniğinin hesaba katılmadığını belirttiler. Oysaki yağmurlama sulama ile eğimli arazilerde rahatlıkla sulanabilir. Bu durumda ülkedeki sulanabilir arazi alanının revize edilmesi gerekmektedir. Biz bunu Devlet Su İşleri’ne bildirdik ve onlarda bu rakamı 25 milyon hektara çıkardılar. Eğer Türkiye’de öngörülere bağlı olarak çalışmalar yapılırsa 500 milyon insana yetecek kadar potansiyel vardır. Dışarıdan mercimek ya da buğday ithal etmemize gerek yoktur. Patates ve soğan gibi sebzelerdede bir sene tavan bir sene taban olmaktadır. Türkiye’dede birçok ülkede olduğu gibi Tarım politikası hükümet politikası olmaktan çıkarılıp devlet politikası haline getirilmelidir. Böylece he hükümet bunu kendi lehine çekemez. Oysaki bizim tarım potansiyelimiz dışarıya karşı bir politik baskı olarak kullanılabilecekken biz dışarıdan ithal tarım ürünleri getiriyoruz.

Pamuk tüketimimiz yıllarca 1.5 milyon ton olarak seyretmiştir. Ama tekstil sanayimiz geliştikçe pamuk ihtiyacımız artmıştır. Pamuk ekim alanın yıllar itibarı ile düşmüştür. Buda tedbir alınmadığın takdirde pamukta bir sıkıntı yaşanabileceğini göstermektedir.” dedi.


Kaynak: Haber 7