PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sütün Litresi 1 Lira Olmazsa Anaç İnekler Kasabın Yolunu Tutacak


dadasatilla
22.12.2010, 19:05
Süt Üreticileri, Süt Fiyatlarının Artmaması Halinde Besicilerin Anaç İneklerini Kasaba Kestirmek Zorunda Kalacaklarını Söylüyor.

http://i55.tinypic.com/15mgt5l.jpg


Süt fiyatlarının 10 aydır yurt genelinde yerinde saymasından şikayetçi olan süt üreticileri, süt fiyatlarının artmaması halinde besicilerin anaç ineklerini kasaba kestirmek zorunda kalacaklarını söylüyor.
Manavgat Süt Üreticileri Birliği (MASÜB) verilerine göre, 2008 yılında sütün litresi 32 kuruşa düşünce ilçede 10 bin damızlık düve ve anaç sığır kasaba kesime gitti. Birlik Başkanı Bilay Ay, konuyla ilgili olarak Cihan'a yaptığı değerlendirmede; süt fiyatlarının bir ay içinde artış olmaması halinde damızlık düvelerin 1 Mart'tan itibaren kesime gideceği uyarısında bulundu. Sütün litresinin üreticiye maliyetinin 70 kuruş olduğunun altını çizen Ay, "Bir ay içinde sütün litresinde gözle görünür artış olmazsa damızlık düveler kesime gider. Sütün 1 litre maliyeti 70 kuruş. Besicinin ayakta kalabilmesi için sütün litresi en az 1 lira olması gerekir. 50 kilogramlık yemin çuvalı 35 bin lira oldu. Gelir gideri karşılamıyor. Avrupa Birliği (AB) besicileri sattıkları litre süte 2 kilogram yem alıyor. Doğru olanı da budur. 2008 yılında yapılan hata yeniden tekrarlanırsa Türkiye'de besi hayvancılığı dibe vurur." diye konuştu.

Bilay Ay, süt ithalinin de ülkedeki süt üretimini olumsuz yönde etkilediğini savundu. Türkiye'de yıllık 12 milyon ton süt üretimin olduğuna değinen birlik başkanı, bu sene aralık ayı sonuna doğru bu rakamın 14 milyon tona ulaştığını ifade etti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın dışarıdan süt ithalatı yerine 2 milyon ton fazlalığı süt tozu yapması gerektiğini belirtti. Sütün litresinde fiyat artışının önünde en büyük engelin yurt dışından süt tozu ithalatı olduğuna dikkat çeken Ay, bazı işletmelerin bazı süt ve süt mamullerini süt tozundan yaparak maliyeti yüzde 50 ucuza getirdiğini öne sürdü.

Yurt genelinde en fazla süt fazlalığının kış ayında olduğunu vurgulayan Ay, sütü ithalatının durmasıyla birlikte litre fiyatının 1 lira sınırına yaklaşacağını dile getirdi. Ay, süt tozu ithalatıyla ilgili şunları söyledi: "Süt tozu ülkemize önceki yıllar kedi köpek maması ismiyle giriyordu. Son 15 aydır süt tozu olarak giriyor. Ülkemizin süt tozu ithalatına ihtiyacı yok. Süt tozu ithalatı olduğu sürece ülkemizde besi hayvancığı dibe vurur. Bu aynı zamanda bindiğimiz dalı kesmek olur."

Manavgat'TA SÜT TEK MERKEZDE TOPLANACAK

Manavgat'ta toplanan sütü AB normlarında muhafaza etmek için Yeniköy'de 12 tonluk süt soğutma tankı kurduklarını belirten Bilal Ay, hedeflerinin sütü tek merkezde toplayarak bölgede 1 gram çiğ sütte bakteri oranını AB kriterlerine göre üretmek olduğunu kaydetti.

Buzağı ve anaç sığır desteklemelerinin 31 Aralık 2010 tarihinde mesait bitiminde sona ereceğine dikkat çeken Ay, desteklemeden yararlanmak isteyen üreticilerin MASÜB'e başvuruda bulunmaları gerektini ifade etti. Ay, 6 aylık buzağı desteğinin 60 lira , 5'li sığır desteğinin 225 lira ve total sığır desteklemelerinin ise başvuru ortalamalarına göre belirleneceğini kaydetti. Ay, geçen yıl 2 bin süt desteklemesine başvuru olduğunu ortalama 196 lira destekleme yapıldığını sözlerine ekledi.

Öte yandan CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, damızlık düve kesimlerinin önüne geçilmesi için ülke genelinde yaptıkları geniş çaplı raporu Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'e sunduklarını söyledi. Anaç sığırların kasaba kesilmesinin önüne geçilmesi için besicilikte girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerektiğinin belirten Özkan, süt ineklerinin kesime gitmesinin Türkiye'yi hayvancılıkta 20 yıl geriye götüreceğini kaydetti. Kırsal alanda köylünün, tarım dışında tek geçim kaynağını besicilik olduğuna dikkat çeken Özkan, doğru hayvancılık politikalarıyla üretici desteklenerek üretim için besicinin ayakta kalması gerektiğini ifade etti.

Zooteknist
23.12.2010, 19:51
Ülkemiz hayvancılığınının en büyük sorunu işte bu: Maliyetler çok yüksek, elde edilen ürün para etmiyor. Ülkemiz hayvancılığının sekteye uğramadan, üreticilerin refah düzeyinin ve hayvansal üretimimizin artması için tarımsal girdiler en aza indirilmeli, üreticilerimiz istedikleri fiyata pazar bulabilmelidir. Bu konuda Hükümete büyük görev düşüyor. Hayvancılığın ilerlemesi, insanlarımızın hayvansal üretime istihdamı, hayvancılığın ekonomik olmasıyla yakından ilgilidir. Yem fiyatları yüksek ve süt değerinde para etmiyor. Dolayısıyla da süt üreticileri başta olmak üzere pek çok üretici bu sorundan dolayı damızlık sığırlarını kasaba satmak zorunda kalmıştır. Bu durum da, bu damızlık sığırlardan her yıl rutin olarak elde edilecek buzağıların oluşamamasına dolayısıyla da hayvan sayımızın azalmasına yol açmıştır. Basit gibi görülen bu durum, ülke çapında düşünüldüğünde çığ gibi boyutlara ulaşmıştır. Ülkemizde kısa bir süre önce yaşanan et ithalinin sebebi de budur. Sığır sayısı ve doğması beklenen buzağıların sayısı, damızlık ineklerin kesilmesiyle azalmış, bu durum da zincirleme olarak et krizine yol açmıştır.

İnsanların beslenmesinde ve ülkenin refah düzeyinin artmasında, hayvansal ürünlerin önemi tartışılamaz. Bence, hayvan desteklemesinin teşvik edildiği günümüzde, bu önemli sorun çözülmeli ve üreticilerimiz mağdur edilmemelidir.