PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Türkiye'nin Tarýmsal Gücü ve Geleceði Toplantýsý


dadasatilla
15.12.2010, 19:44
“Türkiye’nin Tarýmsal Gücü Ve Geleceði” Toplantýsýna Katýlan Bakan Eker: “Türkiye, Dünyanýn 8. Büyük Tarýmsal Ekonomisi”



Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, 2002’de Türk tarýmýnýn milli gelire 23 milyar dolarlýk katkýda bulunduðunu ve ülkemizin o dönemde dünyanýn 11. büyük tarýmsal ekonomisi olduðunu hatýrlatarak, “Alýnan tedbirler ile bugün Türkiye, 56 milyar dolarlýk bir tarýmsal üretim deðeri ile dünyanýn 8. büyük tarýmsal ekonomisidir” dedi.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehmet Mehdi Eker, Müstakil Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MÜSÝAD) tarafýndan 5 Aralýk 2010 tarihinde Elazýð'da düzenlenen ''Türkiye'nin Tarýmsal Gücü ve Geleceði'' toplantýsýna katýldý. Burada bir konuþma yapan Tarým Bakaný Mehdi Eker, Türkiye’de genelde tarýmý bilenlerden ziyade bilmeyenlerin konuþtuðunu, tarýmýn çok kolay siyaset meselesi yapýldýðýný, bireysel olaylarýn sektörün olaylarý gibi anlatýldýðýný belirterek, bu sebeple iþin esasýna uygun çok fazla konuþulmadýðýný, sorunun esasýný teþkil eden temel konulara hiç dokunulmadýðýný kaydetti. Türkiye'nin 19. yüzyýlda sanayileþmeyi kaçýrmasý nedeniyle tüm dikkat ve çabasýný bu sektöre yönlendirdiðini, bu durumun da Türk tarýmýnýn aleyhine sonuçlar doðurduðunu vurgulayan Bakan Eker, ''Bunun altýný çizmek istiyorum. Bu çok önemli. Biz 20. yüzyýlý sanayileþme çabasýyla geçirirken tarýma vermemiz gereken önemi vermedik, tarýmý ihmal ettik. Tarýmý bir iktisadi faaliyet alaný olarak göremedik. Oradan para kazanýlacak, ekonomik katký saðlayacak bir sektör yerine tarýmý köylülerin, kýrsalda yaþayanlarýn uðraþtýðý sosyal bir yardým alaný olarak gördük'' dedi.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, 32 yýlýný geçirdiði sektörde her zaman ''Türk tarým envanteri yok, tarým politikasý yok, tarýmsal üretim planý yok'' þeklinde sorunlarýn öne çýktýðýný söyleyerek, ''Bu üç sorun ve soruya cevap verecek, çözüm ortaya koyacak çok büyük bir çalýþma yaptýk. Türkiye'de üzerinde tarým yapýlabilir 26-27 milyon hektar tarým arazisi var. Biz bu arazilerimizi, coðrafi, topografi, bio çeþitlilik gibi tüm verileri birleþtirerek 527 milyon veri oluþturduk. 200'ün üzerinde uzmanla Türkiye tarýmsal üretim havzalarý modelini ortaya koyduk. Bu Cumhuriyet tarihinde ilkti. Her havzada hangi ürün, hangi verim düzeyinde yetiþtirilebilir bunu buluyoruz. Bu Türkiye'nin tarým arazilerinin röntgen deðil MR'ýný çekmektir. Bu bizim iki yýlýmýzý aldý. Bu üç sorunun da cevabýdýr, çözmeye kapý açmaktadýr'' þeklinde konuþmasýný sürdürdü.

Bakan Eker, tarýmsal destekleme modelini bütünüyle deðiþtirdiklerini söyleyerek, 2002'de arazisi olanýn tapuyu ibraz etmesi karþýlýðýnda dekar baþýna para aldýðýný, devletin orayla neyin hangi verimde, ne kalitede ekildiði konusunda hiçbir bilgi ve ilgisi olmadýðýný ifade eden Tarým Bakaný Mehdi Eker, þöyle devam etti:

''Bugün böyle yapmýyoruz. Tüm üretimde desteklerimizi verimlilikle iliþkilendirdik. Sertifikalý tohum kullanan çiftçimize para veriyoruz. Bu tohumu kullanýrsa üründe verimi artýyor. Kalitesi, standardý yükseliyor. Bugün insanlarýmýzýn bir yýlda 18 milyon ton kaliteli buðdaya ihtiyacý var. Ülkemizin 2002'den önce 20 milyon ton buðday ürettiði yýllar vardý. Ama o buðdaylar kalitesizdi. O nedenle Türkiye insaný yediði ekmeðin buðdayýnýn bir kýsmýný ithal etmek mecburiyetindeydi. Yemek için, iþleyip ihraç için deðil. Çünkü o 20 milyon ton kalitesizdi. Kimse kalitesiyle ilgilenmiyordu. Kimse soruyu sormuyordu. Biz iki deðiþiklik yaptýk. Sertifikalý tohum kullanýmý destekleme kararý aldýk ve süne mücadelesinde uçak kullanýmýný kaldýrarak yer aletlerine geçtik. Kullanýlan ilaç 900 tonlardan 100 tonlara düþtü. Türkiye buðdayýnýn yüzde 4,45'in süneye kaptýrýrdý. Bu rakam 900 bin ton buðday demektir. 20 milyon ton buðdayýn 900 bin tonunu süne yiyordu. Bu yüzde 0,8'e düþtü. Daha az çevre kirliði oluyor, verimliliði daha çok artýrýyoruz. Bugün Türkiye buðdayda kalite sorunun aþmýþtýr. Türkiye 2002 yýlýnda buðday unu ihracatýnda dünyada ilk onda deðildi. Bugün dünya buðday unu ihracatýnda birinci sýrada.

Bugün 5 milyar 700 milyon lira çiftçimize destek veriliyor. Dolayýsýyla ‘Türk çiftçisi öldü, destek verilmiyor’ diyenler doðru söylemiyor. Ölen falan yok. Aksine Türk çiftçisinin ürününün deðeri arttý. ‘Tarýmda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz’ diye bir söz söyleniyordu. Öyle bir þey yok. Hiç bir zaman da olmadý. Kim söylediyse Türkiye'ye yanlýþ bilgi verdi. Olduðunu kabul etsek bile geriye kalan 6 ülkenin üç tanesini bana biri çýksýn söylesin inanayým. Yok öyle bir þey. Çünkü böyle bir kavram ölçüsü yok. Kiþi baþýna yýlda 20 kilo mu, 2 kilo mu domates yetiyor? Bunun ölçüsü ne? Kim, neye göre koydu? Arnavutluk'un 1970'lerde yaptýðý gibi sýnýrlarý kapatýr, ‘Hiç bir þey almýyorum. Çayý kuru üzümle içerim’ derseniz belki kendi kendinize yetmiþ olursunuz. Ama bunun bir uluslararasý standardý yok.

Bakanlýk olarak 2006 yýlýnda çýkardýðýmýz Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn desteklenmesi Programýyla, ürünlerin katma deðerini artýracak iþletmelere destekte bulunduk. Üreticilerimizin masraflarýnýn yarýsýna Bakanlýk olarak ortak oluyoruz ama karý tamamen üreticilerimize býrakýyoruz. 1 Aralýk itibariyle 2 bin 394 tane iþletmenin yapýmý tamamlandý. Faal çalýþýyor. Bu yýlsonuna kadar da 819 tanesi tamamlanacak. 3200 ediyor. Bunlara þu ana kadar 390 milyon hibe desteði ödedik. Ödeyeceklerimiz de var. Bu Cumhuriyet tarihinde tarýma yapýlmýþ en büyük destektir.

Türkiye 2002’de 26 milyon hektar tarýmsal alandan 23 milyar dolar gelir elde etti. Türk tarýmýnýn milli gelire katkýsý 23 milyar dolardý ve dünyanýn 11. büyük tarýmsal ekonomisiydik. Alýnan tedbirler ile bugün Türkiye, 56 milyar dolarlýk bir tarýmsal üretim deðeri ile dünyanýn 8. büyük tarýmsal ekonomisi oldu. Topraklarýmýz mý geniþledi? Tarýmda yaþayan nüfus mu artý? Tam tersi. 8 yýl önce 100 kiþiden 35'i tarým sektöründeydi, bugün bu rakam 24. Ve daha az insan tarýmda çalýþýyor. Yani ayný topraktan daha çok kazanýlýyor.

Ýþte verimlilik artýþý bu. Bunu ben deðil, Dünya Bankasý raporlarý söylüyor. FAO Türkiye'nin tarýmdaki geliþimini “baþarý hikayesi” olarak 2009'da yayýnladý. Türkiye’yi tarýmda “Örnek Ülke” olarak gösterdi. Türkiye tarýmsal ekonomi büyüklüðünde Hindistan, ABD, Brezilya gibi ülkelerle coðrafi þartlar açýsýndan mukayese edilemez. Fransa, Ýspanya ve Ýtalya ise tarým yönünden Türkiye'den sonra geliyor. Yani biz AB'nin bu ülkelerinden tarýmsal ekonomik deðer itibariyle daha ilerideyiz. Türkiye tarýmý, 73 milyon insanýný besliyor. 30 milyon turistti de besliyor. Artý 11,2 milyar dolar da tarýmsal ihracat yapýyor. Türkiye tarýmsal ticaretinde net ihracatçýdýr.”

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehmet Mehdi Eker, tohumculukta Cumhuriyet tarihinde atýlmamýþ adýmlarý attýklarýný söyleyerek, 2004'te tohumculukta bir patent kanunu olmadýðýný, hibrit sebze tohumu yetiþtirmek isteyenlerin de bu yüzden sektöre girmediðini anlatttý. Bakan Eker konuþmasýnda þu hususlara yer verdi:

“Bu kanun Türkiye'de çýktý. Çýktýktan sonra da bizim öncülüðümüzde üretim sektörü, sanayiciler, üniversiteler birlikte yaptýklarý hibrit sebze tohumu projeleriyle yerli hibrit tohum üretimini üç buçuk kat arttýrdý. Herkes tohum ithalatýndan bahsediyor ama kimse Türkiye’nin tohum ihracatýndan bahsetmiyor. Þžehir efsaneleri... Türkiye'nin Ýsrail'den aldýðý tohum yüzde 6'dýr. Ýsrail ile ticaretimize ilgi duyanlar bunun üzerinden politika yapýyor. 2009'da Türkiye, Ýsrail'e 142 milyon dolarlýk tarýmsal ürün ihracatý yaptý. Bunun içinde tohum da var. Ýsrail'den 27 milyon dolar tarýmsal ürün ithal ettik. Tohum da var. Kim kime daha çok mal satmýþ? Bundan kim avantajlý? Dünyada hiç kimseden bir þey almadan satan ülke varsa ikincisi de Türkiye olsun. Türkiye'de tohum ihracatý yüzde 3.500 arttý 8 yýlda. Ýthalatý yüzde 150 arttý.''

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehmet Mehdi Eker, konuþmasýnda hayvancýlýkla ilgili konulara da deðindi. TÜÝK tarafýndan ilk hayvan sayýmýnýn 1984 yýlýnda yapýldýðýný, ondan önceki verilen rakamlarýn tamamýnýn afaki olduðunu belirten Bakan Eker, 1984’teki rakamýn 14 milyon olduðunu söyledi. Bu rakamýn içinde kültür ýrkýnýn ise sadece yüzde 3 olduðuna dikkat çeken Bakan Eker, “Oranýn yüzde 60'ý yerli, yüzde 40'a yakýný da melezdi. Kültür ýrký demek verim demek. Bir ülkenin süt-et verimini o ülkenin hayvan varlýðýnýn içindeki kültür ýrký varlýðýyla ölçmek lazým. Bizde 2002'de sýðýrýn sayýsý 9 milyon. Bunun içindeki kültür oraný yüzde 19. Bugün toplam sýðýr sayýsý 10,8-11 milyon. Yüzde 36'sý kültür ýrký. Süt verimi 8,4 milyondan 12,5 milyon tona çýktý. Ayný hayvandan demek ki yüzde 50 daha fazla süt alýyoruz. Ette de öyle. Ortalama hayvan baþýna 180'den 215 kilolara çýktý'' dedi.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehmet Mehdi Eker, konuþmasýný þöyle tamamladý:

“En büyük sorun kayýt dýþýlýk. 11 milyon sýðýr varsa kasaplýk gücü yüzde 30'dur. Bu standarttýr. 100 sýðýr varsa her sene 30'u kesilir. Diþi materyal de belirli bir yaþtan sonra kesilir. 11 milyon varsa 3,3 milyon hayvan demektir. Bunun etini hesaplayýn 800-850 bin ton yapar sadece sýðýr olarak. Bir de koyun var. Türkiye'de talep büyümesi var. Hayvancýlýk profesyonelleþiyor. 50 baþýn üzerinde büyükbaþ hayvan barýndýran iþletme sayýsý 4500'den 18 bin 650'ye çýktý. En büyük gösterge budur. Bunlarýn hepsi kayýtlý. Bu alanda büyük yatýrým var. 2010 yýlýnda sadece GAP ve DAP bölgesinde 274 tane 50 baþýn üzerine iþletmeye destek verdik.

Küçükbaþ hayvancýlýkta sorun var. Kentleþmeyle ilgili. Bingöl, Erzurum, Erzincan, Elazýð, Aðrý'ya kadar bu havzada koyunculuk çok önemli. Bu vatandaþlar þehire geldikçe azalma meydana geliyor. Türkiye olarak koyundan vazgeçemeyiz. Koyun sayýsý 33 milyonlardan son 8 yýlda 27 milyona düþtü. Bu da hayat tarzýyla ilgili. Þžehirleþme var. 10 koyun besliyor, ihtiyacýný gideriyor, 3-5'ini de kurbanda, adakta satýyordu. Bunlarýn hepsi hem üretimden çýktý hem de tüketici oldu. Bu iyi mi kötü mü? Bir yönüyle iyi bir yönüyle bizim arzu ettiðimiz þey deðil. Üretim deðerine bakýldýðýnda 7,5 milyon insan tarýmda çalýþýrken 23 milyar dolar; 5,2 milyon insan çalýþýrken 56 milyar dolar tutarýnda tarýmsal üretim yapýldý. Kiþisel olarak tarýmý ekoloji, biyoloji ve ekonomi disiplinlerinin kesiþim kümesi olarak görüyorum. Eðer Pazar için üretim yapýyorsanýz, ekolojik dengeyi, biyolojiyi bilecek, ekonominin rasyonel verimlilik prensibini hesaba katacaksýnýz.

Küçükbaþ hayvancýlýðý destek kapsamýna aldýk. Kayýt sistemi getirdik. 2010 yýlýnda her hayvana bir para veriyoruz. Koyun sütüne de ineðe verdiðimizin 2,5 katý fazla para veriyoruz. Türkiye genelinde 1800 tarýmsal kalkýnma kooperatifini destekledik. Çok ciddi para ödedik. Bunlar devam ediyor. Biz Türkiye'yi bir tarýmsal üretim potansiyeli düzeyine çýkarmak için yapýyoruz. Tarýma stratejik bir sektör olarak bakýyoruz. Bio çeþitlilik alanýnda çok büyük zenginliðe sahibiz. 3900’un üzerinde endemik bitki var. Avrupa'da 10 milyon kilometrekarede 2400 endemik tür var. Eðer biz Türkiye'nin sulamayla ilgili meselesini azami þekilde çözer milyonlarca hektar alanýn sulanmasýna imkan getirirsek, o zaman Türkiye’nin mevcut üretimi de çok daha iyi bir noktaya gelir.

Türkiye'de arazilerin bölünmesi ve meralarýn ýslahý da temel sorunlardandýr. Bu sorunlar da konsensüsle çözülebilir. Medeni kanuna göre tarým arazileri babadan evlada geçerken menkul mal gibi bölünebiliyor. Bu çok büyük bir sorundur. 84 yýlda tarýmsal arazilerimiz parçalý hale geldi. Tarýmda geliþmiþ hiçbir ülkede böyle bir uygulamaya rastlanmaz. Avrupa'da en büyük evlat kuralý vardýr. Baba öldüðünde tarým arazisi en büyük evlada kalýr. Kural bu. Ýngiltere'de böyle. Ýsrail'de de mirasa konu deðildir tarým arazileri Osmanlý gibi. Ama Türkiye'de bölündükçe bölünüyor, bölündükçe bölünüyor. Bu sorundur, bunu mutlaka çözmemiz lazým. Bu çözülmeden tarýmda gerçek bir reformdan bahsedilemez. Miras haktýr. Alýyor ne satýyor, ne devrediyor, ne iþliyor. Þžehirleþmeyle de birlikte kullanýlmayan arazi miktarý artýyor. Kendisi kapýcýlýk, asgari ücreti tercih ediyor koyunculuk yapmýyor. Arazi boþ kalýyor.

Türkiye'de meralar devletin mülkiyetindedir. Ancak herkes bunun sahibidir. Herkesin sahip olduðuna kimse sahip çýkmýyor. Meralarýn mutlaka ýslah edilmesi, verimli hale getirilmesi lazým. Bunu kim daha iyi kullanacaksa ona imkan saðlamamýz lazým.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, Elazýð’da gazetecilerin sorularýný da cevaplandýrdý. Bakan Eker, bir gazetecinin ''Kýrmýzý et fiyatýnda gelinen durum nedir? Fiyatlarýn düþmediði söyleniyor'' sorusuna karþýlýk Türkiye'de 9 marketten her gün fiyat aldýklarýný ve fiyatlarýn düþmediði tespitine katýlmadýðýný ifade etti. ''26 Nisan'a göre 4 Aralýk itibariyle kýymada yüzde 18, kuþbaþýnda yüzde 17,8'lik fiyat düþüþü olmuþ. Biz o tarihte kasaplýk canlý hayvan ithalatý kararý aldýk. Her gün hayvan kesilen 16 ilden aldýðýmýz sayý ve fiyatlara göre üretici fiyatlarý þu anda 16 liranýn altýnda. Bu fiyat toptan et. Perakende fiyatýna dönüþürken 24-25 liraya satýlýyorsa bu yüksek fiyattýr. Orada spekülasyon var, yüksek kar yapýlýyor demektir'' diyen Bakan Eker, “Üretici fiyatlarý baz alýndýðýnda bazý marketlerde hala fiyatlarýn yüksek olduðunu görüyoruz. Ama genelde düþüþ var. Gerek toptan gerekse perakende ette. Ama henüz arzu ettiðimiz seviyede deðil. Bu nedenle ithalat ile ilgili uygulamamýz fiyat dengeleninceye kadar devam edecek. Ama et fiyatlarýndaki düþüþ Kasým ayý enflasyonuna konu oldu. Artýþýn düþme eðilimine girdiði istatistiki rakamlara yansýdý. Bundan sonra da piyasa dengeleninceye kadar biz tabi ki üreticilerin üretimlerini sürdürmesini istiyor, destekliyoruz ama bunu tüketici aleyhine de istismar etmeye kimsenin hakký yok. Onlarlarla da tüm yasal zeminde mücadelemizi yapýyoruz'' þeklinde konuþtu.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker, bir gazetecinin ''Çiftçiye yeni bir destek paketi oluþumu var mý?'' sorusuna karþýlýk da tarým destekleme politikalarýný belirli bir stratejiye dayalý olarak belirlediklerini kaydetti. Bakan Eker, ''Bu sene 17 ürüne pirim desteði veriyoruz. 2011 ve sonrasý için de havza modelinde öngörülen her havza için belirlenmiþ ürünlerin prim desteði kapsamýna alýnmasý veya özel destek saðlanmasý çalýþmamýz var. 2011 bütçesinde 6 milyar dolar net nakit desteðimiz olacak. Genel kurulda onaylanýrsa tabiki. Bunun içinde tarýmýn altyapýsýyla ilgili ödemeler, TMO'nun çiftçiden zararýna aldýðý ürünlerden yaptýðý zararýn karþýlanmasý yer almýyor. Bunlarýn hepsi destektir. Türkiye'de destek dediðimizde nakit konulan para anlaþýyor. Ama dünyada öyle deðil. OECD hesabýna göre, Türkiye milli gelirinin yüzde 2,4'ünü tarýma destek olarak ödüyor. Bu önemli. 750 milyar dolar ise bu oran yaklaþýk 20 milyar dolara geliyor. Bu konuda bizi de tenkit ediyor'' dedi.

Bakan Eker, bir gazetecinin ''Türkiye'nin tarýmsal üretimde dünyada ilk üçe girme þansý var mý?'' sorusuna ise ''Türkiye'nin 780 bin kilometre kare alaný, 26 milyon hektar tarým arazisi var. Sulanabilir arazisinin sadece 5,5 milyon hektarýna su götürüyor. Doðu Karadeniz dahil yýlda ortalama yaðýþý 500 milimetre. Ülkede bio çeþitlilik var ama mevcut yöntemlerle verimi 1-2 katýna çýkartýrýz. Ama 8-10 milyon kilometrekare gibi alanlarý olan Çin, ABD, Brezilya gibi ülkelerle Türkiye'nin bu manada yarýþmasý þu an için çok mümkün görünmüyor'' cevabýný verdi.

Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehmet Mehdi Eker, Müstakil Sanayici ve Ýþ Adamlarý Derneði (MÜSÝAD) tarafýndan Elazýð'da düzenlenen ''Türkiye'nin Tarýmsal Gücü ve Geleceði'' toplantýsýndan sonra Elazýð'ýn Keban ilçesinde çeþitli incelemelerde bulundu. Tarým Bakaný Mehdi Eker’e MÜSÝAD Baþkaný Ömer Cihad Vardan ve Yönetim Kurulu üyeleri de eþlik etti.

Bakan Eker, ilçede yapýmý tamamlanan ve üretime baþlama aþamasýnda olan Keban Alabalýk Ýþleme ve Paketleme Fabrikasý'ný gezdi. Kafes balýkçýlýðý hakkýnda Keban Alabalýk Tesisleri Yönetim Kurulu Baþkaný Ayhan Þžimþek'ten bilgi alan Bakan Eker, gazetecilere yaptýðý açýklamada, ilçede kurulan fabrikanýn önemli bir yatýrým olduðuna dikkat çekerek, ''2003 yýlýnda iktidara geldiðimizde bu bölgede 286 ton alabalýk üretilirken, bugün 13 bin 600 ton Alabalýk üretilmektedir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bizim hükümetimiz, bizim Bakanlýðýmýz tarafýndan balýk üretimi destekleme kapsamýna alýndý. Bu bir ilk. Bugün gerek alabalýk gerek diðer iç su ürünleri gerek denizlerde yapýlan kültür balýkçýlýðýna biz Bakanlýk olarak üretim desteði veriyoruz. Ve bu destekler, üreticimizi teþvik ediyor, projeye dönüþüyor, istihdam oluþturuyor, kalkýnmaya katký saðlýyor” diye konuþtu.

http://i51.tinypic.com/9qxnuw.jpg