PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tarım Tabanlı Kalkınma Şart


genc__osman
06.12.2010, 22:49
'Türkiye'nin Tarımsal Gücü ve Geleceği' raporunu hazırlayan MÜSİAD, girişimcilik ve katma değer potansiyeli yüksek olan tarımın, öncelik tanınması halinde, ekonomide büyük mesafe kateden Türkiye'nin kalkınmasında sürükleyici rol oynayacağı mesajı verdi.

http://www.kamberaga.net/thumbnail.php?file=m__siat_612865774.png&size=article_medium

Türkiye'nin son 8 yılda ekonomide, sanayide ve ihracatta kat ettiği büyük mesafeyi destekleyecek adımlardan biri MÜSİAD'dan geldi. MÜSİAD, yaklaşık 4.5 yıldır üzerinde çalıştığı kapsamlı tarım raporuyla, hükümete kalkınmanın yolunun tarıma daha fazla destekten geçtiği mesajını verdi. Raporda, Türkiye'nin son yıllarda yapılan yoğun çalışmalarla, dünyanın 8. büyük tarım ekonomisi haline geldiğini fakat sahip olduğu büyük potansiyelle daha iyi bir seviyeye gelebileceğini kaydedildi.

Katma değer potansiyeli yüksek

Tarımın büyük bir girişimcilik sektörü olduğu ve ileri teknoloji ve bilginin uygulama alanı haline geldiği belirtilen raporda, bu alanda büyük bir katma değer zincirinin kurulabileceği kaydedildi. Tarımın Türkiye'nin kalkınmasında merkezi bir rol oynaması gerektiği vurgulanan raporda, çok düşük olan tarımsal verimliliğin gelişmiş ülke ortalamalarına yakınlaşması durumunda, tarımın kalkınmanın sürükleyicisi olacağı ifade edildi.

Türkiye'nin Tarımsal Gücü ve Geleceği isimli raporun açıklandığı toplantıda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, tarımın yeni dünya düzeninde stratejik önemi haiz bir sektör olduğunu, bu önemin özellikle küresel ısınma, kuraklık, açlık gibi bazı etkenler sebebiyle her geçen gün arttığını vurguladı.

Yeşil devrimden sonra bio devrim

MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, "Ekonomik büyüklüğü ve değişken endüstrisi ile devasa bir büyüklük oluşturan sektörde, ikinci dünya savaşı akabinde yaşanan kıtlıktan sonra 'Yeşil Devrim' yani tarımsal ürünlerde verim artışının sağlanması için kimyasal maddelerin tarımda kullanılması ile başlayan gelişme, modern bio-teknolojinin tarımda kullanılması ile baş döndürücü bir hızla devam ediyor" dedi ve bu gelişmelere kayıtsız kalmanın, hem uluslararası pazarda rekabeti kaybetmek, hem de devletleri dışa bağımlılıkla karşı karşıya bırakmak anlamına geldiğini ifade etti.

Ayakta kalmanın yolu verimlilik

Raporda üzerine dikkat çekilen bir diğer bulgunun da, özellikle kırsal bölgelerde görülen düşük verimlilik olduğunu kaydeden MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, 2005 yılından sonra tarım sektöründe rekabet gücünde düzelme olduğuna dikkat çekti.Başkan Cihad Vardan, Türkiye'nin Avrupa Birliği müktesebatına tarımsal alandaki genel uyumunun altyapı açısından halen yetersiz olduğunun da altını çizdi.


MÜSİAD 4.5 yıllık raporunu açıkladı

MÜSİAD'ın 4.5 yıldır üzerinde çalıştığı tarım raporu, Elazığ'da düzenlenen bir programla Türkiye gündemine sunuldu. Raporun tanıtım toplantısına Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker de katıldı.


Popülist politikalar engelleyici

Eğitim eksikliği, yetersiz üretim, yüksek gizli işsizlik ve eksik rekabet gibi özelliklerle karakterize edilen geçimlik ve yarı geçimlik tarımın, Türk tarım sektörünün karakteristik özelliklerini oluşturduğunu ifade eden MÜSİAD Başkanı, "Dikkat edilmesi gereken husus, bu sektörde popülist politikalar ve eski alışkanlıklar yerine geleceğe yönelik köklü değişimleri ihtiva eden politikaların benimsenmesi ve uygulanması gerektiği gerçeğidir" şeklinde konuştu.Vardan, tarım alanında verilen özellikle sübvansiyonel desteklerin, sadece kamu bankaları tarafından değil, özel sektör bankaları aracılığıyla da verilmesi yolunun açılmasını önerdi.


Dr. Ömer Bolat başlatmıştı

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca ortaya konan 'Tarımda Havza Modeli' ile TBMM'in çıkardığı Biyo-güvenlik yasası hakkındaki değerlendirmeleri de içeren raporun çalışmasını, MÜSİAD 3.Dönem Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat başlatmıştı. Raporun editörlüğünü ise Prof. Dr. Ahmet Mermut ve MÜSİAD ekonomi baş danışmanı Doç. Dr. İbrahim Öztürk yaptı. Başkan Vardan sözlerini, "Açlığın yaşanmadığı, kaynakların adil bir şekilde paylaşıldığı, temiz ve helal gıdaların tereddütsüz bir şekilde tüketilebildiği bir dünya dileği"yle tamamladı


Kaynak: Yeni Şafak.com