PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Metallerdeki Şifa


Livadi
05.09.2010, 13:30
Demir: Karahindiba yapraklarında ve ekinezya köklerinde oldukça yüksek miktarda rastlanılmıştır. 1 kg karahindiba yaprağı ve ekinezya kökü’nde 5 gr demir bulunmakta ve Kekikte (Thymus vulgaris) bu miktar 1,5 gr’ a kadar düşmektedir. Demir eksikliğine bağlı kansızlıkta kullanılabilir. 20 gr karahindiba yaprağı ya da 25 gr ekinezya kökü kaynatılıp içilirse kadınların adet kanamalarından kaybettikleri demir yerine konabilir. Fakat demir miktarı tür içerisinde yetiştiği ortama göre de değişiklik göstermektedir. Mesela karahindiba için ihtiva ettiği demir aralığı 31-5000 ppm olarak verilir. Ekinezya kökünde ise bu aralığın 700-4800 ppm arasında değişiklik gösterdiği kayıtlarda geçer. Pelinotu da denilen Artemisia vulgaris türünde ise; bu aralık birbirine daha yakındır ve dolayısıyla maksimum sınır, karahindiba ve ekinezyaya kıyasla daha düşük olmasına rağmen, arazi çalışmalarında pelinotundan daha fazla miktarda demir minerali elde edebilme ihtimalimiz oldukça yüksektir. Artemisia vulgaris’deki demir oranı 1200-3900 ppm arasında değişiklik göstermektedir. Bu da demek oluyor ki; bir bayanın adet kanamalarından kaybettiği demirin yerine konabilmesi için gerekli olan pelinotu miktarı günde 25-75 gr arasında değişiklik gösterir. 50 gr pelinotu almak daha akılcıdır.

Değerli okuyucum; şunu da belirtmek isterim ki; demir, yukarıda bahsettiğimiz faydalarının yanısıra, prooksidant özelliğe de sahip olduğu için, fazlasıserbest radikal oluşumuna sebep olacaktır.

Çinko: Bu minerali; antiseptik, antidiyabetik, kan durdurucu, tansiyon düşürücü, sperm sayısını artırıcı ve bağışıklık sistemini dengeleyici olarak kullanabildiğimiz gibi; ülsere, sara hastalığına, şişmanlığa, egzemaya ve prostat iltihaplanmasına karşı da kullanabiliriz.

Çinko mineralinin en fazla bulunduğu tür; Lactuca sativa (Marul) dır. Maruldaki çinko oranı 2,7-974 ppm arasında değişir. Bu oranın Aloe vera’da en fazla 770 ppm ‘e kadar çıktığı gözlemlenmiştir.

Krom: Miktar olarak az rastlanır. Yapılan çalışmalar neticesinde en fazla krom ihtiva eden türler; Hibiscus sabdariffa (Afrikabamyası, Karabamya) ve Taraxacum officinale (Karahindiba)’ dır. Karabamya’nın çiçeğindeki krom miktarı 54 ppm iken, Karahindiba’nın yapraklarında bu miktar 50 ppm ile sınırlıdır. Yulafda (Avena sativa) ise bu oran 39 ppm’dir. Antiaging, kalp koruyucu, obesite önleyici, şeker ve tansiyon düşürücü, yağ yakıcı ve insülin ürettirici özelliklere sahiptir.

Nikel: En fazla bulunduğu türler; soyafasülyesi(Glycine max)tohumu ve marul yapraklarıdır.

Gümüş: en fazla domatesde ve kızıl meşe köklerinde bulunuyor. Akmeşe, Marul, şeftali, fasülye tohumu ve maydanozda da rastlanılmış. Antibakteriyel ve kan durdurucu özelliklere sahip.

Bakır: Yorgunluğa, kansızlığa ve kemik erimesine karşı kullanabildiğimiz gibi; antidiyabetik (2-4 mg/gün), kalbi koruyucu, kolesterol seviyesini düşürücü ve bağışıklık sistemini dengeleyici olarak kullanabiliriz.

NOT: Paranoid ve şizofrenioid kişilik bozukluğu olan hastalar kullanmamalı.

Domateste (Lycopersicon esculentum) 0,4-100 ppm arasında, fındıkta (Corylus avellana) 13-82 ppm arasında, susamda (Sesamum indicum)14-56 ppm arasında ve fasülyede (Phaseolus vulgaris) 0,62-45 ppm arasında değişiyor.

Alüminyum: Ensefalopatiktir yani beyinde arazlara yol açıcı özelliği vardır. Kandidisittir, kandida mantarını yok edici özelliğe sahip. Kadınlarda vajina iltihabını önleyicidir.
Dolayısıyla bu metal sadece harici(dermatolojik) olarak kullanılmalıdır.


Biyolog Mustafa ERSÖZ