PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nohut Yetiştiriciliği - Cicer arietinum


Mr.Muhendis
25.07.2009, 11:10
Nohut (Cicer arietinum), baklagiller (Fabaceae) familyasının Faboideae alt familyasına ait bir baklagil türü.

Anadolu'da nohut 8000 bin yıl önce yetiştirilirdi. Oradan Akdeniz'in etrafına ve Hindistan'a yayılmıştır. Yabani nohut türünden bütün kültür nohutlarının gelişmiş olduğu düşünülür.

Nohut sadece bir yıl büyüyen, boyu 0,5 metreye varan bir bitkidir. Tohumlar bazen bej, bazen daha koyu renk ve hatta siyah olur.
Nohut yetiştirilmesi kolay bir bitkidir. Su kıtlığına iyi dayanır ve toprak kalitesine pek önem vermez. Hava yeterince sıcak olmazsa hasılat kötü olur.

Nohut pişmemiş hali ile hazım edilemeyen zehirli maddeler içerir. Bu yüzden içinde yumuşatıldıkları suyu kaynatmak için kullanmayıp, taze su kullanmak gerek. Genellikle İç Anadolu Bölgesi'nde yetişir.

Nohut bugün genelde kuru halde ya da konserve olarak satılır. Kuru nohutları yemek için kullanmadan evvel 12-24 saat suyun içinde bırakmak gerek. Nohut yemeğinin hafif gaz yapıcı bir etkisi vardır.
Türkiye'de ve yakın doğunun diğer ülkelerinde nohut kavrularak leblebi yapılır.
Nohut özellikle Arap mutfağında çok kullanılır. Ezilmiş nohutlardan ve tahinden humus yapılır.
En çok üretildiği ülkeler Türkiye, Kuzey Afrika, Meksika, Hindistan, Pakistanİspanya 'dır. ve

Livadi
03.05.2010, 02:27
Nohut Tarımı
Yurdumuz nohudun anavatanıdır. Nohut, danelerin içerdiği yüksek protein miktarlarından dolayı besleyicidir. Nohut nadas alanlarının değerlendirilmesinde, buğday ve arpa ile münavebeye giren yemeklik dane baklagil bitkisidir.Yurdumuzun nohut yetiştirilen bütün bölgelerinde kışlık hububatın hasadından sonra ve sonbaharda yağmurlardan önce, soklu pullukla 15-20 cm derinlikte ilk sürüm yapılır ve ekim zamanına kadar beklenir. Ekimden önce ikinci toprak işlemesi, tarla toprağı tava gelir gelmez, kazayağı ve tırmık veya diskaro ve tırmık ile yapılır. Böylece düzgün bir tohum yatağı hazırlanmış olur.Nohut bir baklagil bitkisi olduğundan azot ihtiyacının önemli bir kısmını köklerindeki Rhizobium denilen bakterilerin oluşturduğu yumrucuklardan sağlar. Bu nedenle nohudun azotlu gübre ihtiyacı azdır. Nohudun ekimi mibzerle yapılacaksa tohumla beraber dekara 12 kg taban gübresi verilerek bitkinin Azot ve Fosfar ihtiyacı karşılanmış olur. Ekim mibzerle yapılmıyorsa gübre, tohum atıldıktan hemen sonra tarla yüzeyine serpilir. Ardından kazayağı veya diskaro ile toprağa karıştırılır. Eğer tarlada ilk defa nohut ekimi yapılacaksa bu durumda tarlanın Rhizobium bakterisiyle aşılanması yararlı sonuçlar verir.Çiftçilerimiz genellikle ıslah edilmemiş karışık tohum kullanırlar.

Bunlar nohudun en büyük problemi olan Antraknoz hastalığına karşı hassastır. Bulut Çaldı ve Yel Vurdu da denilen bu hastalık, tohumla bulaştığı için hastalıksız tohum kullanmak çok önemlidinr. Çiftçilerimiz ürünlerini bu hastalıktan korumak için geç ekim yapmakta ancak bu durumda verimde düşmeye yol açmaktadır. Tarımsal Araştırma Kuruluşlarınca geliştirilen Antraknoza dayanıklı ve soğuğa toleranslı çeşitler erken ekildiklerinde verim artışı sağlanmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi için bugüne kadar ILC-82 ve DİYAR-95 nohut çeşitleri geliştirilmiştir. Kullanılacak tohumluk saf ve çimlenme gücü yüksek olmalıdır. Toprakaltı zararlılarına karşı, ekimden önce ilaçlanmalıdır.Güneydoğu Anadolu Bölgesinde nohut erken ilkbaharda ekilir. Yurdumuzda serpme ekim yaygın olarak kullanılıyor ise de, mibzerle sıraya ekim tercih edilmelidir. Ekimden sonra tarla yüzeyine merdane çekilirse, çıkış hızlı ve düzgün olur. Havalı mibzerle ekimde merdane çekmeye gerek yoktur. Mibzerle ekimde sıra arasının 45 cm bırakılması, makine ile çapa yapılmasına imkan verir.Yabancı otlara karşı, küçük tarlaya sahip çiftçiler elle ot temizliği yapabilirler. Ancak hem tarla büyük, hem de yabancı ot fazla ise, kimyasal ya da mekanik yollarla mücadele yoluna gidilmelidir.Nohutta dane dökme problemi azdır ve iyice olgunlaşan bitkiler sökülerek hasat edilir.
Araştırma Kuruluşlarınca geliştirilen uzun boylu çeşitler biçerdöverle de hasat edilebilir. Elle ya da biçerdöverle hasat edilen bitkiler, yığın halinde tarlaya bırakılır. Daha sonra nohut harman makinesiyle harman yapılır. Harman sonunda elde edilen mahsul selektörden geçirilerek içindeki taş, toprak ve yabancı ot tohumları gibi yabancı maddeler temizlenmelidir.Nohudun konulacağı depo mutlaka temiz, hastalık ve zararlılara karşı ilaçlanmış olmalı ve depolanacak nohut iyice kurumuş olmalıdır. Nohudun depolanmasında yüksek sıcaklık ve nispi nem, canlılığın korunması için çok önemlidir.

Mr.Muhendis
26.10.2013, 13:19
Nohut (Cicer arietinum L.), binlerce yıldan bu yana tarımı yapılan ender bitkilerden biridir. Anavatanı olarak Türkiye’nin güney doğu bölgesi gösterilmektedir. Pek çok kaynağa göre, bu bölgede yaklaşık 7000-7500 yıl önce nohut yetiştirilmekteydi. Bugün artık Türkiye de dahil Dünyanın pek çok ülkesinde nohut tarımı yapılmaktadır.

Bugün Dünya nohut üretimine baktığımızda, üretimin Ortadoğu bölgesi ile Asya kıtasının güney batı bölgelerinde daha fazla yoğunlaştığını görebiliriz. FAO verilerine göre, 2002 yılında, Dünyada 9.893.672 hektarlık bir alanda toplam 7.807.891 ton nohut üretilmiş ve ortalama verim 78.9 kg/da olmuştur. Üretilen bu miktarın yaklaşık % 80-85’i sadece 4 ülke, Hindistan, Türkiye, Pakistan ve İran tarafından gerçekleştirilmiştir. Hindistan, 5.320.000 tonluk üretimiyle (% 68) Dünyada en fazla nohut üreten ülke konumundadır. Ülkemiz 590.000 ton olan üretimiyle (% 7.6) Hindistan’ın arkasından Dünya ikinciliğini elinde bulundurmaktadır. Dünya nohut üretimiyle ilgili 2002 yılı verileri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Nohut, tanelerinde bulunan % 20-25 protein, % 40-60 karbonhidrat, % 4.5-5.5 yağ, fosfor ve kalsiyum sayesinde insan beslenmesinde önemli bir yere sahiptir. Dünya üretiminin hemen hemen tamamı değişik şekillerde gıda olarak tüketilmektedir. Bir baklagil olması ve köklerindeki nodüllerde havanın serbest azotunu bağlayabilmesi nedeniyle de iyi bir münavebe bitkisi olarak önemlidir.

Dünyada tarımı yapılan nohut çeşitleri, tane iriliğine, şekline ve rengine göre 2 ana grup altında toplanmışlardır. Bunlar, “Desi” tipi ve “Kabuli” tipi nohut çeşitleridir.

Desi, Hint dilinde lokal-yerel anlamına gelmektedir. Bu tip nohut çeşitleri, genellikle kısa boylu olup (15-60 cm arasında), yapraklarını oluşturan yaprakçıklar küçüktür. Saplarında ve çiçeklerinde genellikle antosiyanin oluşur. Çiçek renkleri çok değişiklik gösterebilir. Beyaz, pembe, mor veya mavi çiçeklere rastlamak mümkündür. Baklaların içerisinde genellikle 2 adet tane oluşturur. Taneleri çok küçük, düzensiz şekillerde olup, 1000 tane ağırlıkları 100-300 g arasında değişebilir. Aynı şekilde, tane renkleri de çok çeşitlilik gösterir. Genellikle, taneleri sarı, kahverengi, siyah veya yeşilimsi renkte olabilir. Tohum kabukları kalındır. Dünya üretiminin yaklaşık % 80’i bu tip nohutlardır, yarı kurak tropik bölgelere uyum sağlamış ve Hindistan, Etiyopya, Avustralya, Afganistan ve İran gibi ülkelerde çok yaygın olarak ekilmektedir ve soğuğa kabuli tipindekilere oranla daha dayanıklıdırlar.

Kabuli tipindeki veya diğer bir tanımlamayla İspanyol tipi nohut çeşitleri, biraz daha uzun boylu (1 m’ ye kadar boylanabilir) olup, yaprakçıkları daha büyüktür. Bitkinin çiçek rengi beyazdır. Antosiyanin oluşumu gözlenmez. Baklalar içerisinde çoğunlukla tek tane oluşur. Taneleri çok iri, genellikle düzgün, koç başı şeklinde olup, beyaz veya açık-krem rengindedir. Tohum kabukları incedir. 1000 tane ağırlıkları ortalama 400-600 g arasında değişebilir. Bu tip nohut çeşitleri, daha çok ılıman bölgelere adapte olmuşlardır ve soğuğa dayanıklı değildirler.

Her ne kadar, her iki gruptaki nohut çeşitleri belirli bir çerçeveye oturtulmuş ise de, her bir grup içerisinde, gerek bitki boyu ve gerekse tane iriliği (1000 TA), tane şekli ve tane rengi açısından her zaman bir varyasyon gözlenebilir.

Nohut, ekvator kuşağından kuzeyde 50-52. paralel (Rusya) ve güneyde 35-36. paralele (Avustralya) kadar uzanan bölgelerde, deniz seviyesinden 5000-5500 m’ ye kadar olan yüksekliklerde yetiştirilebilen, kökleri 2 m’ ye kadar inebilen, 0.2 m’ den 1 m’ ye kadar boylanabilen, yaprakları 3-10 çift arasında yaprakçıklardan oluşmuş eğrelti otu gibi birleşik yapraklı (Resim 1) veya tek bir yapraktan oluşmuş basit yapraklı olabilen (Resim 2), değişik renklerde çiçeğe sahip, baklalarında 1-2 adet tane oluşturan, taneleri değişik renklere sahip, sap, dal ve yaprakları tüylerle kaplı, 60-100 gün arasında bir sürede vejetasyon dönemini tamamlayabilen, dallanabilen, otsu çalı görünümlü, kurağa dayanıklı, havanın serbest azotunu köklerindeki nodüllerde bağlayabilen, tek yıllık, yazlık bir baklagil bitkisidir.

NOHUT TARIMI

Nohut, ülkemizde tarımı yapılan yemeklik tane baklagiller içerisinde kuru fasulye ve mercimekten sonra en fazla yetiştirilen bir bitkidir. Mercimekten sonra kuraklığa ve sıcaklığa en çok dayanan bitki olması, nohudu yarı-kurak ve kurak alanların en önemli bitkilerinden birisi yapmıştır. Bu nedenle, ülkemizin doğu, güneydoğu ve orta Anadolu bölgelerinin tarımsal deseninde kendine yer bulmuştur.

Toprak Hazırlığı:Derinlere inebilen kök yapısı ve kurağa dayanması nedeniyle, toprak seçiciliği yoktur. Hemen hemen her çeşit toprakta tarımı yapılabilir. Ancak, kumlu-tınlı, drenaj problemi olmayan, geçirgenliği iyi, besin maddelerince zengin, verimli nötr’e yakın (pH 6-8) topraklar nohut tarımı için ideal olarak kabul edilirler. Kısa süreli de olsa, tarla yüzeyinde herhangi bir su göllenmesi, gelişmeyi yavaşlatacağı ve kök-sap çürüklük hastalıklarına yol açacağı için arzu edilmez. Çok tuzlu topraklar, nohut üretimini sınırlandıran önemli faktörlerden biri olduğu için, nohut tarımı için uygun değildir.

Nohut ekilecek topraklar, sonbaharda sürülerek bırakılır. Sürüm, 15-20 cm derinlikte pullukla yapılabilir. Kışı bu şekilde geçiren topraklar, ekimden önce, 2-3 kez kazayağı veya diskaro gibi aletlerle biraz daha sığ olarak işlenir. Bu işlemenin 10-15 cm derinlikte olması yeterlidir. Daha sonra, tırmıkla tarla yüzeyi düzlenebilir. Bu şekilde, tarla ekime hazır hale getirilmiş olur. Daha derinden veya gereğinden fazla sayıda işlenen topraklarda, var olan rutubetin kaybolacağı ve bitkinin gelişmesine olumsuz etkide bulunacağı hiç bir zaman unutulmamalıdır.

Ekim Zamanı:Nohut, yazlık bir bitki olduğundan ekimler bahar aylarında yapılır. Genel bir takvim vermek gerekirse, 15 Mart-30 Nisan arası ekim için uygun zamandır. Bazen, özellikle antraknoz hastalığına hassas çeşitlerde, hastalığın etkisini en aza indirmek için, ekimler Mayıs ayı ortalarına da sarkıtılabilir. Ancak, geç ekim sayesinde antraknoz hastalığından kaçmaya çalışırken, geç gelen yağışlar nedeniyle verimin düşeceği ayrıca, yine geç gelen bu yağışlar nedeniyle bitkinin antraknoz hastalığına da yakalanma riskinin bulunduğu hiçbir zaman akıllardan çıkarılmamalıdır. Küçük taneli “Desi” tipi nohut çeşitleri, iri taneli “Kabuli” tipi nohut çeşitlerine göre soğuğa daha dayanıklı olduklarından, daha erken ekilebilirler. Bunlar için çimlenme sıcaklığı ortalama 5 oC iken, iri taneli ”kabuli” tipi nohut çeşitlerinde minimum toprak sıcaklığı 10 oC olmalıdır. Her ne kadar, sıcağa ve kurağa dayanıklı olsa da, eğer çiçeklenme ve bakla oluşum dönemi çok çok sıcak ve kurak bir döneme denk gelirse, çiçek ve bakla döküm oranı artar. Çok sıcak ve kurak bölgelerde, bu durum göz önünde bulundurularak ekim zamanında ayarlamalar yapılabilir. Çok geç yapılan ekimler sonucu ise, bitkiler kısa kalmakta, verim düşmekte ve bitki üzerinde sonradan oluşan baklaların olgunlaşması gecikmektedir.

Ekim Şekli:Nohut, serpme ekilebildiği gibi (Resim 3), makine ile sıraya da (Resim 4) ekmek mümkündür. Ülkemizde, genellikle serpme ekim yöntemi kullanılmaktadır. Çünkü, nohut tarımı genelde küçük aile işletmelerinde ve küçük alanlarda yapıldığı için, mekanizasyonu ekonomik olmamaktadır. Serpme ekimlerde, daha fazla tohum harcandığı ve tohumların uygun ve eşit derinliğe düşmemesi sonucunda çıkışlarda yeknesaklık sağlanamadığı ve bu nedenle tarla içerisinde düzensiz bitki gelişimi gözlendiği için pek arzu edilmez. Makine ile sıraya ekim yapılması nedeniyle, tohumlar uygun derinliğe eşit olarak bırakıldığı için, çıkışlar eş zamanlı olacak ve tarla içerisindeki bitki gelişimi de yeknesak olacaktır.

Çok zorunlu olmadıkça, makine ile ekim her zaman tercih edilmelidir. Bu amaçla, Trakya-Marmara bölgesinde kullanılan pünomatik (havalı) ayçiçeği ekim makinesi veya diğer bölgelerdeki pamuk, yerfıstığı gibi bitkilerin ekiminde kullanılan ekim makineleri rahatlıkla kullanılabilir.

Sıra Arası ve Sıra Üzeri Mesafesi:Nohut’un sıraya ekilmesi, yabancı ot kontrolü açısından bir avantaj sağlar. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, nohut tarımında değişik sıra aralıkları kullanılmaktadır. Bu sıra aralıkları 15 cm-100 cm arasında değişmektedir. Dekara bitki sayısı sabit tutulduğunda, dar sıra aralığında (15-20 cm) ekilen çeşitler, geniş sıra (90-100 cm) aralığında ekilen çeşitlerden daha fazla verim sağlarlar. Ülkemizde, 20-30 cm’ den 45-70 cm’ e kadar değişen sıra aralıklarında ekim yapılmaktadır. Geniş sıra (45-70 cm) aralığında ekim yapmak, yabancı ot mücadelesinin mekanik olarak yapılmasına imkan tanır ancak verim düşük olur. Dar sıra aralıklarında (20-30 cm) (Resim 4) yapılan ekimlerde, yabancı ot gelişimi engelleneceği için ayrıca bir mücadele gerektirmeyecektir.

Sonuçta, mevcut mekanizasyon imkanları da göz önünde tutularak, 20-70 cm arasında değişen sıra aralıkları kullanılabilir. Ancak, en ideali, 25-35 cm sıra aralığıdır.

Sıra üzeri mesafesi olarak, yine Dünyanın çeşitli ülkelerinde değişik mesafeler kullanılmaktadır. Bu mesafe, 3-5 cm’ den 10-12 cm’ e kadar değişebilmektedir. Ekimde, sıra üzeri mesafesinin ortalama 5-8 cm olarak (Resim 5) ayarlanması en uygunu olacaktır.

Tohumluk Miktarı:Dekara atılacak tohumluk miktarı, ekim yöntemine, sıra aralığına, ekilecek çeşidin 1000 Tane ağırlığına ve tohumun çimlenme gücüne göre değişir. Eğer serpme olarak ekilecek ise, dekara 15-25 kg tohumluk hesap edilmelidir. Bu miktar, çok iri taneli çeşitlerde biraz daha artabilir.

Sıraya ekimlerde, eğer sıra arası mesafesi 25-35 cm arasında ve sıra üzeri de 5-8 cm olacaksa, dekara ortalama 35.000-60.000 adet tohum atılması gerekir. Eğer, çeşidin 1000 TA, 400 g ise, dekara yaklaşık 14-24 kg; 1000 TA, 300 g ise dekara 10-18 kg; 1000 TA, 500-550 g ise, dekara 18-30 kg tohum atılması gerekecektir. Çeşidin tohumu ne kadar iri ise (1000 tane ağırlığı yüksek), dekara atılması gereken tohumluk miktarı da o kadar yüksek olacaktır. Daha geniş sıra aralıklarında ekim yapılacaksa, belirtilen bu tohumluk miktarları biraz daha az olabilir.

Sonuç olarak, en ideali olarak kabul edilen 25-35 cm sıra aralığı ve 5-8 cm sıra üzeri mesafesi baz olarak alınırsa, dekara ortalama 15-18 kg tohumluk kullanılması gerekir.

Ekim Derinliği:Ekimin 5-8 cm derinliğe yapılması en uygunudur. Daha derine yapılacak ekimlerde, çimlenme ve çıkış zamanı uzayabilir, çiçeklenme oranında bir düşme ve buna bağlı olarak bitkinin oluşturacağı bakla sayısında bir azalma gözlenebilir. Bu ise, sonuçta verim düşüklüğüne neden olur.

Bazı bölgelerimizde, ekim işleminin geciktiği veya toprağın üst kısmının kuru olduğu durumlarda, ekim 10-15 cm derine yapılarak tohumun nemli ortama bırakılması sağlanmakta ve böylece çıkışlar garantiye alınmaktadır.

Gübreleme:Öncelikle bir toprak analizinin yaptırılması gerekir. Analiz sonucuna göre, tavsiye edilecek gübre çeşitlerinin yine uygun miktarlarda toprağa uygulanması en idealidir.

Nohut bir baklagil bitkisi olduğundan, köklerinde oluşan nodüller yardımıyla havanın serbest azotunu bağlayarak kendi azot ihtiyacını karşılamaktadır. Yapılan çalışmalar, bu şekilde bir azot bağlama ile, nohut bitkisinin kendi ihtiyacı olan toplam azotun, % 60’ ı ile % 70’ i arasında bir miktarının karşılanabildiğini ortaya koymuştur. Nodüllerin oluşumu için, ekimden önce tohumların uygun Rhizobium bakteriırkları ile bulaştırılması gerekir. Ancak, bazı topraklarda, populasyonu düşük de olsa Rhizobium bakterileri mevcuttur. Bu tip topraklara ekim yapıldığında, tohumlar, ekimden önce bulaştırılmamış olsa dahi, nohut bitkisinin köklerinde azot bağlayıcı nodüller oluşacaktır. Bu nedenle, ekimden önce, bakteri aşılamasının yapılması zorunlu olmayıp gerekli de değildir. Uzun yıllar aynı toprakta nohut tarımı yapıldığı halde köklerde herhangi bir nodül oluşumu gözlenmiyorsa, ekimden önce bakteri aşılaması yapılabilir.

Eğer, gerekli toprak analizi yapılamıyorsa, genel bir kural olarak, dekara ortalama 2-4 kg azot ve 5-7 kg fosfor verilmesi uygun olur. Verilecek gübrelerin, tamamının ekimden önce toprağa serpilerek tırmıkla karıştırılması uygun olur. Bu amaçla, 18-46-0 gübresi veya diğer adıyla diamonyum fosfat gübresinden dekara 15 kg uygulanabilir.

Sulama:Nohut yarı-kurak ve kurak bölgelere adapte olmuş, derin köklü bir bitki olduğundan, kurağa dayanıklıdır. Bu nedenle, her hangi bir sulama işlemi söz konusu değildir. Ancak, yapılan bazı çalışmalar, nohut tarımında sulamanın yapılabileceğini ve bakla oluşum döneminde yapılacak bir sulama işleminin verim açısından ekstra fayda sağlayacağını ortaya koymuştur. Burada, eğer sulama yapılacak ise, sulama ile birlikte ortamdaki nem oranında bir artışın olabileceği ve bunun da bazı mantari hastalıkların gelişimini teşvik edeceği unutulmamalıdır.

Yabancı Ot Kontrolü:Nohutta yabancı ot kontrolünde sıra arası mesafesinin büyük önemi vardır. Dar sıra aralıklarında (25-35 cm) ekilen nohut alanlarında, sıra aralarının erken dönemde nohut tarafından kapatılması sonucu yabancı otlar baskılanmakta ve gelişmeleri durmaktadır. Bu nedenle, dar sıralara ekilmiş alanlarda, yabancı ot problemi pek görülmez. Geniş sıra aralıklarında (45-70 cm) ekilen alanlarda ise, gelişmiş veya gelişmekte olan yabancı otlar, sıra aralarının mekanik olarak traktörle çapalanmasıyla yok edilirler.

Yabancı otların kimyasal yolla mücadelesinde, ekimden önce veya ekimden sonra bazı yabancı ot öldürücüler (herbisit) kullanılabilir. Trifluralin (Treflan), methlachlor (Dual), ethalfluralin (Sonalan) ve imazethapyr (Pursuit) içeren bazı herbisitler ekimden önce toprağa karıştırılarak kullanılabilir. Treflan bazı dar ve geniş yapraklı otları kontrol altına alırken, Dual hem tek yıllık çayır otlarını hem de bazı tek yıllık geniş yapraklı otları kontrol altında tutar. Dual ve Pursuit (dekara 20 g) aynı zamanda çıkıştan hemen önce de kullanılabilir. Bunlara ilave olarak, Simazin, Aretit ve Gramaxone adlı ilaçlar ekimden önce toprağa karıştırılarak kullanılması gereken bazı herbisitler olarak sayılabilir. Linuron ise, ekimden hemen sonra çıkıştan önce, dekara 200 g dozunda kullanılabilir.

Toprağa karıştırılarak uygulanan bu ilaçlara rağmen, gelişmenin ileri dönemlerinde yabancı ot gelişimi gözlenebilir. Bu durumda, çıkışlardan sonra, yabancı otların yeşil aksamlarına uygulanabilen ilaçların kullanılması gerekir. Assure , Poast (sethoxydim) ve Select gibi ilaçlar tek yıllık çayır otları için, Sencor (metribuzin), Evict (metribuzin); 2,4-D içeren ilaçlar ve Challange 600 (dekara 125 g) tek yıllık geniş yapraklı otlar için kullanılabilir. Burada verilen ilaçlar veya etkili madde içerikleri, şu anda kullanılabilenlerdir. Firmalar tarafından değişik formülasyonlarla değişik isimler altında yeni ilaçlar piyasaya çıkarılabilir. Bunları takip etmekte yarar vardır.

Hasat:Hasat zamanı gelmiş bitkilerde, yapraklar ve baklalar tamamen sararmıştır (Resim 21). Tanenin nem oranı % 15-18 arasındadır. Bu nem oranı, makine ile hasat için idealdir. Bunun üzerinde veya altındaki nem oranlarında, tane mekanik olarak zarar görür.

Makineli hasada uygun olmayan çok kısa boylu veya gelişmesini tam olarak tamamlayamadığı için kısa kalmış bazı çeşitler, elle yolunarak veya elle biçilerek harman makinelerinde harmanlanarak hasat tamamlanabilir. Diğer bazı bitkilere göre, tane dökme problemi olmadığı veya çok önemsiz olduğu için hasadın geç yapılması sorun yaratmaz. Çok çok sıcak ve kurak dönemlerde, baklalarda çatlamalar olabilir.

Makineli hasat işleri için, normal biçer-döverler kullanıldığı gibi, yemeklik tane baklagiller için özel olarak tasarlanmış hava emişli hasat-harman makinelerini de kullanmak mümkündür

Hasat edilen ürünün normal şartlarda depolanabilmesi için, tanenin nem oranı en fazla % 13-14 olmalıdır. Bunun üzerindeki nem oranları depolamada sorun yaratırken, bu değerin altındaki nem oranları ise, depolama süresini arttırır.

Kaynak: ttae.gov.tr

Mr.Muhendis
26.10.2013, 13:21
Nohudun iklim ve toprak isteği:

Kurak bölgelerimizde yağmura bağlı olarak yetiştirilir. Ani soğuklara hassas olmakla beraber -10 dereceye kadar dayanabilir. Ancak sert kışlara dayanmaz. Bu nedenle yurdumuzda erken ilkbaharda ekilir. Nohut fazla nemi sevmeyen bir bitkidir. İlkbaharda ekildikten sonra hava ve toprak sıcaklığı git gide arttığından nohudun çıkışı ve gelişmesi hızlanır. Fazla nem ve fazla sıcak dane tutmaya zarar verir. Çiçeklenme ve dane doldurma devresinde fazla yağış, çiçeklenme ve bakla bağlama üzerindeki olumsuz etkisinin yanısıra, antraknoz hastalığı epidemisi için de ortam hazırladığından iistenmez. Vejetataif dönemdeki hafif yağışlar ise bitki gelişmesini artırır.

Süzek ve çok ağır olmayan killi topraklar veya kara ve kırmızı topraklar nohut tarımı için uygundur. Kuvvetli ve derine giden kökleri ile fakir topraklarda da oldukça verimli bir şekilde yetiştirilir. Tuza dayanıklı olarak bilinir. Fakat alınabilir kalsiyum miktarının fazlalığı, ürünün pişme kalitesi üzerine olumsuz etkide bulunmaktadır.

Toprak hazırlığı:

Nohut yetiştirilen bütün bölgelerimizde, hububat hasadından sonra tarla sonbaharda soklu pullukla 15-20 cm. derinliğinde sürülür. Böylece bitki artıklarının toprağa gömülmesi ve karışması sağlanır. İkinci toprak işleme ilkbaharda ekimden önce tarla tava gelir gelmez kazayağı- tırmık yada diskaro kullanılarak yapılır.

Gübreleme:

Nohut köklerinde yeralan bakteriler toprağa azot kazandırır ve kendinden sonra ekilecek bitkilerin verimini artırır. Bu sebeple çok fazla azot ihtiyacı bulunmamaktadır. Bitkinin ilk gelişme devresinde ihtiyaç duyduğu en uygun gübre dozları saf madde olarak; 2-2,5 kg. azot ve 5-6,5 kg. fosfordur. Bu miktarlar dekara 12-14 kg. DAP gübresine karşılık gelmektedir. Nohudun fosforlu gübreye ihtiyacı vardır. Ekim mibzerle yapılacak ise gübrenin ekimde verilmesi tavsiye edilmektedir. Eğer ekim mibzerle yapılmıyorsa, gübre ikinci sürümden önce tarla yüzeyine elle atılarak kazayağı veya diskaro ile toprağa karıştırılır.

Çeşit ve tohumluk:

Çiftçilerimiz “bulut çaldı” ve “ülker” denilen antraknoz hastalığına hassas yerel çeşitleri kullanmaktadır. Bu hastalık tohumla bulaştığı için hastalığa dayanıklı çeşit kullanmak son derece önemlidir. Tohumluk aynı zamanda saf ve çimlenme gücü yüksek danelerden oluşmalıdır. Tarımsal Araştırma Enstitüleri tarafından geliştirilmiş antraknoz hastalığına dayanıklı veya toleranslı, kaliteli ve makinalı hasada uygun nohut çeşitleri bulunmaktadır. Geliştirilen nohut çeşitleri: Eser 87, Canıtez, 87 ILC482, Akçin 91, Aydın 92, Menemen 92, İzmir 92, Damla 89, Aziziye 94, Diyar 95, Gökçe, Sarı 98, Cevdet bey 98, Er 99, Küsmen 99, Uzunlu 99’ dur. Bu çeşitlerin tohumlukları TİGEM ve özel sektör tarafından üretilmekte olup, kolaylıkla temin edilebilmektedir. Hastalıklara dayanıklı çeşitleri erken ekerek verimi önemli derecede artırmak mümkündür.

Ekim:

Ülkemizde ekim zamanı yörelere göre şubat ortası ile nisan ayları arasında değişiklik gösterir. Nohut ekiminin ilkbahar son donlarından 7-10 gün önce yapılması önerilir. Sahil kesimlerinde kışların sert geçmediği yerlerde kışlık olarak da ekilebilir. Çiftçinin elinde bulunan yerel nohut çeşitleri antraknoz hastalığına hassas olduğundan, çiftçi bu hastalıktan kaçmak için ekim zamanını ilkbaharda yoğun yağışların azaldığı ve hava sıcaklığının yükseldiği geç döneme kaydırmaktadır. Geç ekimde ise verim potansiyeli düşmektedir.

Nohut ekimi yurdumuzda genellikle serpme olarak yapılmaktadır. Serpme ekim yönteminde fazla tohumluk kullanılmaktadır. Erken ekimlerde ve tavlı topraklarda mibzerle ekim yapmak en idealidir. Mibzerle ekimde dekara 12-14 kg. tohum atılır. Son yıllarda geliştirilen iri daneli nohutlarda tohumluk miktarı 100 dane ağırlığı dikkate alınarak, metrekareye 45 dane gelecek şekilde artırılır. Geç ekimlerde ekim derinliği biraz daha artırılmalıdır. Ekimden sonra merdane çekmek çıkışın daha çabuk ve düzenli olmasını sağlar. Mibzerle ekimde sıra arası 30-35 cm olmalıdır. Ancak ara çapası ile yabancı otları kontrol etmek amaçlanıyorsa nohudun 45 cm sıra aralığında ekilmesi tavsiye edilir. Ekim derinliği ise 4-6 cm olmalıdır. Ekimden sonra 1-2 gün içerisinde yabancı ot ilacı uygulamak, yabancı otların gelişmesini yavaşlatır.

Bakım:

Hastalığa dayanıklı çeşitler kullanıldığında erken ekimler verimi artırır, ancak bu durumda yabancı ot problemi daha fazla olur. Erken ekimde yabancı ot kontrolu mutlaka yapılmalıdır. Gerekli görüldüğünde zararlılar ve hastalıklarla mücadele için ilaçlama yapılmalıdır. Havaların kurak geçmesi durumunda sulama imkanı varsa yüksek verim almak için sulama önerilmektedir. Çiçeklenme öncesinde ve dane doldurma döneminde yapılacak sulamanın verimi artırdığı belirlenmiştir.

Hasat- Harman:

Nohutta dane dökme problemi olmadığından kuruyan bitkiler orakla biçilerek veya elle yolunarak hasat edilir. Hasat edilen bitkiler ufak yığınlar halinde iyice kuruyuncaya kadar bekletilir. Daha sonra harman makinelerinde veya diğer yöntemlerle harman yapılır. Harman sırasında danelerin kırılmaması ve çatlamamasına dikkat edilir. Araştırma kuruluşları tarafından geliştirilen uzun boylu çeşitleri biçerdöverle hasat etmek mümkündür. Ancak böyle tarlaların yüzeyinin düzgün ve taşsız olması gerekir.

Kaynak: mustarim.gov.tr

Mr.Muhendis
26.10.2013, 13:22
Ekonomik Önemi

Türkiye'de yemeklik baklagiller arasında fasulye ve mercimekten sonra ekim ve üretimi en fazla yapılmakta olan nohut, kurak bölgelerin bitkisidir. Nohut, toprak isteği bakımından kanaatkar oluşu dolayısıyla ve köklerinin havanın serbest azotunu tespit etmesi bakımından hububat- yemeklik münavebesinde önemi çok büyüktür. Daneleri proteince çok zengin olup (%18-31) aynı zamanda bir sanayi ham maddesidir. Nohudun geçit formları ile yabani formları arasındaki formları hayvan yemi olarak kullanılır.

Morfolojisi

Nohut bir senelik çalımsı bir görünüşe sahiptir. Tohumları için kültüre alınmaktadır.

Besin ve Sağlık Değerleri

Nohut ihtiva ettiği protein, mineral maddeler ve vitaminler yönünden çok zengin bulunması dolayısıyla, asırlardır insanların beslenmesinde büyük roller oynamıştır. Nohuttan dane renginde beyazdan siyaha kadar 20 renk müşahede edilmektedir. Dane rengi danenin kimyevi birleşimi hakkında kaba bir fikir vermektedir. Renk açıldıkça değer artmaktadır. Renkli tohumların şişmeleri zor kabukları kalındır. Bunlar daha ziyade yemlik çeşitlerdir. Renksiz tohumlar genellikle iri daneli nohutlar olup yemeklik olarak kullanılmaktadır. Renkli tohumlar ise küçük daneli olmaktadır. Yemlik koyu renkli tohumların protein miktarı yemeklik nohutlardan fazladır. Nohutların 1000 dane ağırlıkları 64-650 g arasında, hektolitre ağırlığı ise 78-80 kg. arasında değişmektedir.

Yetiştiriciliği

Yükseklik olarak nohudun yetiştirildiği alanlar 0 ile 5600 m. arasındaki arazi parçalarıdır. Dünya üzerinde oldukça geniş bir alana yayılan nohut kurak ve yarı-kurak bölgelerin bitkisidir. Nohut yetiştirme hududu kuzeyde 52. paralele kadar çıkar. Buralarda koyu renkli nohut çeşitleri yetiştirilir. İklim istekleri bakımından mercimekten sonra kurağa ve sıcağa en fazla dayanıklı yemeklik baklagil bitkisidir. Oldukça derinlere inebilen kökleri vardır. Gövde ve yaprakları tüylerle örtülü olup, bazen de epidermis bir mum tabakası ile kaplıdır. Nohutların bu karakterleri nedeniyle diğer yemeklik baklagillerin kuraklıktan zarar gördükleri yerlerde yemeklik baklagil olarak kolayca yetiştirilebilir. Bilhassa kurak steplerimiz için elverişli bitkilerden biridir. Vejetasyon süresi 60-90 gündür. Nohudun toprakta çimlenebilmesi için toprak ısısı +3ºC'den fazla olmalıdır. Nohut danelerinin optimum çimlenmesi için ortalama 15º C sıcaklığa ihtiyaç vardır. 26ºC'yi aşan sıcaklık dereceleri çimlenme üzerine olumsuz etkide bulunmaktadır. Yüksek sıcaklık dereceleri nohut bitkisindeki yaprak sayısını artırmaktadır. Optimum üzerindeki yüksek sıcaklık dereceleri gövdenin zayıf olmasını ve daha az dal oluşturmasını teşvik eder. Nohut türlerinin optimum sıcaklık istekleri 18-26ºC arasında değişmektedir. Nohut donlardan zarar görür. Ancak genel bir ifade olarak ?10oC'ye kadar tahammül edebilir. Fazla nemden hoşlanmazlar. Yağışlı mevsimlerde mantari hastalıklara ve kök çürüklüğüne yakalanarak verimleri düşük olur. Bunun için normal olarak hiç sulamadan da yetiştirilebilir. Nohut toprak hususunda son derece kanaatkardır. Yemeklik baklagiller içinde kirece en fazla tahammül gösteren bir bitkidir. Nohut aynı zamanda yemeklik baklagiller içerisinde tuzluluğa en dayanıklı bir bitki olmaktadır. Bu nedenle de topraklarda tuzluluk ortaya çıktığında ekim nöbetinde nohut bitkisi baklagil olarak özel bir öneme sahiptir. Nohut genel olarak hafif, kireçli kumlu topraklarda iyi yetişirse de en ideal nohut yetiştirme toprağı kumlu-tınlı topraklar teşkil eder. Aslında nohut toprak isteği yönünden fazla istekli olmayıp, her türlü toprakta yetişir. Nohut suyu geçiren, gübrelenmiş, kuvvetli ve orta ağır yeteri kadar toprak nemi ihtiva eden topraklarda sıhhatli bir şekilde yetişir. Fazla asitli topraklardan hoşlanmazlar. Toprak reaksiyonunun pH=7,5-8,0 arasında olmasını isterler. Fazla yağış bitkide olumsuz etki yapar. Toprak şartlarına bağlı olarak vejetatif gelişme süresince sulama ya da hafif yağış istenir.

Toprak Hazırlığı

Sonbaharda kırlangıç kuyruğu ve kazayağı gibi, toprağı 10-15 cm. alttan işleyen aletlerle toprak sürülür ve kışa öylece terk edilir. Nohut bitkisi çok iyi ve itinalı bir şekilde hazırlanmış olan tohum yatağına ihtiyaç göstermez. Genellikle kaba topraklarda nohudun çimlenmeleri için uygun olup, ince toz haline getirilmiş topraklarda çimlenme düşmektedir. Toprak işlemesi 1-3 defa yapılabilir. Kuru ziraat sisteminin uygulandığı bölgelerde nohut ziraatında ise toprağın fazla işlenmesine gerek yoktur. Nohut bitkisi derin kök sistemine sahip olduğu için usulüne uygun olan bir derinlikte hazırlanmış topraklarda iyi gelişme göstermektedir.

Ekim Zamanı

Nohudun ekim zamanı memleketimizde farklılıklar arz eder. Öyle ki, bazı bölgelerimizde nohut hasat edilirken, diğer bazı bölgelerimizde nohut henüz ekilmektedir. Orta Anadolu'da nohut ekimi Mart ayının ikinci yarısı ile Nisan ayı başlarında, Doğu Anadolu'da ise Nisan ayı ortası ile Mayıs ayı başlarında yapılmaktadır. Fakat erken ekimle beraber yabancı ot problemi de görülebilmektedir. Nohutta ekime karar verebilmek için çeşidin antraknoza dayanıklı olup olmadığını bilmek gerekir. Damla 89, Gülümser ve Çağatay gibi antraknoza tolerant çeşitler mart ortasından itibaren şartlar uygun olduğunda Amasya, Tokat ve Çorum'da ekilebilmektedir.Hassa çeşitlerde (İspanyol ve Canıtez gibi) ekim için mayıs ayı beklenmelidir.

Ekim Tekniği

Ekim serpme veya makinalı ekim yapılmaktadır. Memleketimizde en çok uygulanan serpme usulü ekimdir. Serpme ekim metodunda daha fazla tohum kullanılmakta ve üniform bir çimlenme sağlanamamaktadır. Ancak en ideal ekim metodu tohum ekme makineleriyle sıraya ekimdir. Sıra arası mesafesi 25-35 cm., sıra üzeri 3-5 cm. arasında değişir. Memleketimizde en çok serpme, daha sonra sırava ekim tercih edilir. Sıraya ekimde ekim derinliği 5-6 cm. olmalıdır. Tohumlar 5-6 cm. daha derine ekilecek olursa , çimlenme zamanı, bitki başına düşen bakla ve çiçek sayısı azalır, çiçeklenme yavaş seyreder. Eskiden uygulanan ekim metotlarından, serpme ekimde dekara ortalama 15-18 kg. mibzerle ekimde ise ortalama 10-12 kg. tohum atılmaktadır.

Gübreleme

Ekim zamanı, şayet imkan varsa, azotlu ve fosforlu gübreler verilmelidir. Ama genel bir kaide olarak toprak analizleri sonucunda yapılacak olan gübre tavsiyeleri daha doğru bir uygulama tarzı olacaktır. Genel olarak dekara ortalama 2-3 kg. N ve 4-6 kg. P2 O5 ile gübreleme verimde oldukça büyük bir artış meydana getirmektedir. Gübreler ekimle birlikte veya bir hafta önce tarlaya serpilmek ve hafif tırmıkla karıştırmak suretiyle verilmelidir.

Hastalıklar

Antraknoz (Mycrospharella rabici) : Ascohyta rabici (Pass.) Labr. Mantarı tarafından meydana çıkarılır. Bu hastalığa yakalanan nohutların baklalarında lekeler bulunur. Bu lekeler de ufak siyah lekeler halinde hastalık amilinin piknitleri vardır. Hasta bitkiler solgun yeşil renkte görünürler. Bitkinin gövde ve daları lekelerin bulunduğu yerden kırılır. Arız bulunan yer vazife yapamaz ve kurumaya mahkumdur. Bu hastalığa köylüler ''Bulut çaldı '' demektedir. Hastalık özellikle çiçeklenme döneminde çok etkili olmaktadır.

Zararlılar

Zararlıların başında nohut sineği (Liriomyza cicerina Rond.) gelmektedir. Nohutların alt yapraklarında sararma ve dökülmelerin başlaması, yaprakların iki zarı arasında boşluklar ve içlerinde kirli sarı renkli parlak küçük (2-3 mm.) larvaların görülmesi, tarlada nohut yaprak sineğinin mevcut olduğuna delildir. Nohut çimlenip topraktan çıktıktan bir hafta sonra dalcıklar üzerinde larvaları meydana getiren 2-3 mm. boyunda karın kısmı sarı çizgili üst kısımları gri siyah renkli sinekler görülür.

Yabancı Ot Mücadelesi

Mekanik olarak nohut tarlasındaki yabancı otlarla mücadele yanında kimyasal ot öldürücü herbisitlerle yapılan mücadele nohut kültüründe daha ekonomik olmaktadır. Dekara 200cc.emilasyon halinde Gramaxone, 200gr. Simazin, 500 gr. Aretit veya 200-300 gr. Prometryne gelecek şekilde ekimden bir hafta snra henüz nohut fideleri toprak yüzüne çıkmamışken tarlaya uygun miktarda su ile karıştırılarak pülverizatörlerle atılmaktadır. Bu ilaçların kullanılması yabancı otların ortalama olarak %80 ?ini kontrol altına almaktadır. Son yıllarda dekara 200 gr. Linuron kullanılmaktadır. Ekimden hemen sonra kullanılmalıdır.

Hasat ve Harman

Dane dökme diğer yemeklik baklagil cinslerine oranla daha az önemlidir. Bu yüzden yapraklar ve çakıldaklar (meyve) saman sarısı bir renk aldığında hasada girilir. Hasat, makine ile de yapılabilmektedir.


Dr.Hüseyin ÖZÇELİK
cankiritarim.gov.tr