PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Organik Tarımın İlkeleri


Livadi
26.05.2010, 14:00
Organik Tarımın İlkeleri


Gelecek Nesilleri Korumak

Gelecek nesilleri korumak için onlara sağlıklı besinler sunmak zorundayız. Bir çocuğun gıda maddelerindeki kansere neden olan pestisitlerden zarar görme riski, yetişkinlere göre daha fazla olduğu için, çocuğun gelecekteki sağlığı, gıdaların doğru seçimine bağlıdır.

Toprak Erozyonunu Önlemek
Toprak, organik tarımda gıda zincirinin temelini oluşturmaktadır. Kimyasal gübreler ile bitki beslemenin alışkanlık haline getirildiği konvansiyonel tarımda bozulan toprak yapısı (strüktürü) rüzgar yada su erozyonu ile kolayca kaybedilebilecek bir yapıya sokulmaktadır.

Su Kalitesini Korumak
Su, vücut ağırlığımızın üçte ikisini, gezegenimizin dörtte üçünü oluşturmaktadır. Tarım ilaçları ve diğer kimyasalların yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına bulaşması ile dolaylı olarak ve içme sularına karışarak da direkt olarak, insanlar başta olmak üzere tüm canlıların hayatı tehlike altına girmektedir.

Enerji Tasarrufu
Modern tarım, diğer endüstri dallarında kullanılandan daha fazla benzin ve mazot tüketmektedir. Bu tüketim, kullanılan benzinli ve mazotlu tarım makineleriyle birlikte konvansiyonel tarım girdilerinden olan sentetik gübre ve ilaçların imalatı sırasında gerçekleşmektedir. Organik tarımdaki mekanizasyon, konvansiyonel tarımla karşılaştırıldığında çok daha azdır. En azından ot mücadelesinin elle yapılması, tarımsal ilaçlar ve kimyasal gübrelerin kullanılmaması enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Ayrıca fosil yakıtların tarım endüstrisinde kullanılması, hem bunların kısa sürede tükenmesi , hem de çevreyi kirletmeleri yönünden dezavantajlı olmaları, bitkisel yağlardan elde edilen çevre dostu yakıtların kullanımının önemini gündeme getirmektedir.

Kimyasal İlaç Kalıntılarından Arındırmak
Bir çok tarım kimyasalı, tescil edilmeden önce, kanser yada başka hastalıklara neden olup olmadıklarını tespit için, araştırmalara tabi tutulmaktadırlar. Fakat bunlar, yaşayan canlıları yok etmek için üretildiklerinden, insanlara da zarar verme ihtimalleri yüksektir. Pestisitlerin kansere neden olma ihtimalleri yanı sıra doğum arazlarına, sinir sistemi ve genetik bozukluklara da neden olabildikleri tespit edilmiştir. Kullanılan sistemik (yani bitkinin bünyesine giren) pestisitler bu risklerin ana nedenidir.
Ayrıca transgenik bitkilerin de (genleriyle oynanmış-genetik yapıları değiştirilmiş) ileride ne tip arazlara neden olacağı bilinmeyen, ama Avrupa’da bir çok ülkede üretim ve ithali yasaklanmış ürünlerinden de uzak durmak gerekmektedir.

Tarım Çalışanlarını Korumak
Tarımla uğraşanların kansere yakalanma riskleri, uğraşmayanlara oranla daha fazladır. Özellikle tarım kimyasallarının yoğun ve kontrolsüz olarak kullanıldığı ülkelerde, tarım işçilerinin sağlıkları daha büyük risk altındadır. Her yıl yaklaşık bir milyon kişinin tarım ilaçlarından zehirlendiği tahmin edilmektedir.
Dar Gelirli Çiftçilerin Gelir Düzeylerini Yükseltmek
Birçok organik tarım üretimi yapan çiftçi ve çiftlik arazisi küçük olup, aile işletmeleri şeklinde çalışmaktadır. Organik tarım ürünlerinin satıştaki fiyat avantajı, sentetik gübre ve tarım ilaçları gibi girdilerin kullanılmaması, bu ölçekteki işletmelerin daha fazla para kazanmasına neden olmaktadır.

Ekonomik Üretimi Hedeflemek
Organik gıda fiyatlarının konvansiyonel gıdalardan daha pahalı olduğu bir gerçektir. Fakat konvansiyonel gıdaların görünmeyen maliyetleri hesap edildiğinde, organik gıdalardan daha pahalıya mal oldukları meydana çıkacaktır. Örneğin konvansiyonel ürünün eldesi için kullanılan sentetik girdilerin maliyeti (ilaç firmalarının denemeler için harcadığı milyon dolarlar) , tehlikeli atıkların temizlenmesi için harcanan paralar , çevreye ve insana verdikleri parayla ölçülemeyecek zararlar gibi görünmeyen çevre ve sosyal maliyetleri bunların gerçek maliyetlerinin organiklere göre kat kat pahalıya mal olduğunu ispatlar.

Biyolojik Çeşitliliği Sağlamak
Konvansiyonel tarımda monokültür uygulanır. Yani dönümlerce arazide tek tip bitki yetiştirilir. Bu nedenle toprağın sömürülen besin madde ve mineralleri her yıl artan miktarlarda kullanılan sentetik gübrelerle tekrar toprağa verilmeye çalışılır. Sentetik gübreler toprağın mikro florasını tahrip eder, solucanları faydalı böceklerin topraktaki larva yada yumurtalarını öldürür.
Tek tip ürünler, o ürünlerde zararlı olan haşerelerin yoğunluklarının artmasına neden olur. Bu ise, tarım ilacı kullanımını zorunlu hale getirir. Tarım ilaçları, o ilaçlara karşı direnç mekanizmaları güçlenen haşerelerin çoğalmasını engelleyemediği için, dozajlarının ya da uygulama sıklıklarının arttırılması, hatta yeni başka ilaçların devreye sokulması gündeme gelecektir. Yoğun tarım ilacı uygulaması, bitkilere musallat olan haşerelerle birlikte onların düşmanı olan predatörlerin de yok edilmesine ve/veya böceklerle beslenen kuşların zehirlenmesine neden olur. Halbuki organik tarım yapılan işletmelerde haşere mücadelesi organik preperatlarla, çevredeki diğer faydalı hayvan ve böceklerin varlığını sürdürmeleri ile sağlanır. Hayvan gübresi, doğal bitki besin elementleri, mineral katkıları ile, iyi bir ürün rotasyonu ve özellikle yeşil gübrelemeyle yetiştirilecek ürünün ihtiyacı olan besin maddeleri sağlandığı gibi, toprağın strüktürü ve toprak mikroflorası korunmuş olur. Biyolojik çeşitliliğin korunması hem organik tarımın başarısı için hemde eko sistemin dengelerinin bozulmaması için gereklidir.

Ürünlerde Daha Zengin Bir Aroma Yaratmak
Bulunulan bölgede mevcut yada oraya çok kolay adapte olan ürün çeşitleri, organik tarım koşullarında yetiştirildiklerinde, kendilerine özgü tat ve aromalarından bir şey kaybetmezler. Sentetik kimyasallar kullanılmadan üretilmiş olan organik ürünlerin albenisi konvansiyonel ürünlerden daha düşük olabilir ama gerek; besin, mineral, vitamin içerikleri, gerek; tat ve aromaları gerekse de; hasat sonrası raf ömürleri konvansiyonel ürünlerden daha fazladır.
Doğal sistem içerisinde var olan tüm öğeleri bir bütün olarak gören organik tarım uygulamalarında esas olarak kendine yeterlilik ve kapalı bir sistemin benimsenmesi gerekmektedir. Bu anlamda yapılacak tüm çalışmalarda gerek kendi üretim sahası ve gerekse yakın çevrede var olan doğal florayı olumsuz yönde etkileyecek hareketlerden kaçınılmalı; çöp, atık vb. gibi birikimin oluşması engellenmelidir.
Tarımsal uygulamalarda ilk sırada önem arz eden toprak ve yapısı hakkında bilgi sahibi olunması gerekir. Toprak içinde var olan canlı organizmaların yaşamlarını sürdürmelerinin engellenmediği, ancak organik kapsamının arttırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Çiftlik gübresi ve kompostlar ile organik materyallerin toprağa karıştırılması suretiyle toprak beslenmelidir. Organik tarım uygulamalarında gübreleme, toprak işleme konularında çok hassas olunmalı ve asla toprak yapısı tahrip edilmemeli; mevcut besin kaynaklarından daha etkili yararlanabilmek için münavebe uygulaması yapılmalıdır.
Bitki koruma çalışmalarında erken uyarı mekanizması yürütülmeli, hastalık veya zararlının olumsuz etkisi ilk evrelerinde önlenmeye çalışılmalıdır. Fremon ve diğer tuzaklar, kokulu bazı bitkiler, bitki direncini arttırmada etkili baklagillere yer verilmesi, ekolojiye uygun tür ve çeşitlerin tercih edilmesi gibi bazı pratik çalışmalar yürütülmelidir. Unutulmamalıdır ki gerek bitkisel gerekse hayvansal materyallerde seçilecek tür, çeşit ve ırkların üstün kalitede ve bilhassa üretim yapılacak yöre ekolojisine uygun olanlardan seçilmesi oldukça önemlidir.
Tüm işletmelerde olduğu gibi organik tarım işletmelerinde de enerji girdisi önemli konulardan birisini oluşturmaktadır. Organik tarım yapılan çiftliklerde petrol ve türevlerine ilişkin kaynakların mutlaka optimum düzeyde kullanılması gerekir. İhtiyaç duyulan enerjinin önemli bir kısmının ekonomik olarak güneş, rüzgar ve/veya su kaynaklarından karşılanabileceği unutulmamalıdır.
Organik tarım çalışmalarında toprak kalitesini işlemler arasında çiftlik ve kanatlı gübresi, çiftlik ve sıvı atıkları (şerbet), saman, torf, mantar üretim artığı ve diğer organik ortamlar, organik ev atıkları kompostları, bitki artıkları kompostu, mezbaha ve balık endüstrisinden kalan hayvansal atıkların işlenmiş ürünleri, gıda ve tekstil endüstrisi organik yan ürünleri, deniz yosunları ve deniz yosunları ürünleri, talaş ağaç kabukları ve odun atıkları, odun küfü, tabii fosfat kayaları, kalsiyumlu aluminyum fosfat kayacı, volkanik tüf, potasyum kayacı, potasyum sülfat (kontrol organınca tanınmış), kireç taşı, tebeşir, magnezyum kayacı, kalkerli magnezyum kayacı (dolamit), magnezyum sülfat (epson tuzu), kalsiyum sülfat (jips), sertifika kuruluşu tarafından da onay almak koşulu ile iz elementler (Cu, Fe, Mn, Mo, Zn, Br) ve kükürt kullanımı, kaya unu, perlit ve bentonit gibi kil esaslı maddeler kullanılabilir.
Bunlara ilaveten bitki koruma mücadelesini kolaylaştırmak için Chrysanthemum cinerariaefolium’dan ekstrakte edilen muhtemelen bir sinerjist ihtiva eden phyrethrins esaslı preparatlar, Derris elliptica’dan, Quassia amara’dan ve/veya Ryania speciosa’dan elde edilen preparatlar, balmumu, diatoma (Diatomaceous) toprağı, kaya tozu, tuzaklarda kullanılmak koşulu ile tüksek hayvan türlerini dirençli yapan ve metal dehyte esaslı preparatlar, kükürt, bordo bulamacı, burgundy bulamacı, sodyum silikat, sodyum bikarbonat, arap sabunu, fremon preparatları, Bacillus thuringiensis preparatları, granüler yapıdaki virus preparatları, bitki ve hayvan yağları, parafin yağları kullanılabilir.