PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ekinezya Yetiştiriciliği - Ekinezyanın Faydaları - Echinacea purpurea


Mr.Muhendis
15.05.2010, 11:27
http://i43.tinypic.com/b4dwqq.jpg

Ekinezya (Koni Çiçeği) (Echinacea purpurea), soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından (Kızılderililer) öğrenmiştir. Onlar bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır. Bu özel tedavi biçimleri bilimsel araştırmalara konu oldu ve 1950’den beri yapılan araştırmalara göre, bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddeler bulundu. Bu maddelerin başlıcaları; echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Bitki bu maddelere ek olarak bakır ve demir mineralleri ile tanenler, protein, yağ asitleri ve A, C, E vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu. Bitkinin tedavi alanındaki değeri öncelikle bu iki özelliğinden kaynaklanmakta olup; bu yüzden araştırmaların çoğu bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi üzerine yoğunlaşmıştır. Bağışıklık sistemini uyaran en önemli maddeler ise; T-hücrelerinin ( T- Lenfositler) üretimini ve diğer doğal öldürücü hücrelerin etkinliğini arttıran poli-sakkaritler’ dir. Ayrıca, poli-sakkaritler’ in doku yenilenmesini hızlandırdığı ve iltihaplanmaları azalttığı da bilinmektedir. Yağda çözünebilen alkilamidler (alkylamides) ve bir kafeik asit glikosidi olan echinacoside maddesi de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; Koni Çiçeği’ nin akyuvarların (Beyaz kan hücreleri - Lökosit) sayısını yükselttiği, onların enfeksiyon bölgesine hareketlerini (göçünü) hızlandırdığı ve böylece bakteri, virüs ve diğer yabancı mikro-organizmaların yok edilmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Aslında bu bitkiye en duyarlı hücreler; akyuvarlar, T-Lenfositler (Hücresel Antikor), doğal öldürücü hücreler (Natural killer cells) ve makrofajlar’ dır. Bilindiği gibi makrofajlar; vücudun atık toplayıcıları olup, vücuda giren mikro-organizmaların dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur. Doğal öldürücü hücreler ise bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır. (Kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür.). Bu nedenle Koni Çiçeği, kronik yorgunluk sendromunda da fayda sağlayabilmektedir.

Ekinezya - Büyütmek için TIKLAYINIZEkinezya en yaygın iki viral hastalık olan soğuk algınlığı ve grip’ in önlenmesinde de büyük bir yardımcıdır. Soğuk algınlığının ilk belirtileri görüldüğünde veya öncesinde alınması etkisini daha da güçlendireblmektedir. Bitki, üst solunum yolları enfeksiyonları ve sinüzit için de tedavi edici bir ajan olarak dikkate alınabilir. Koni Çiçeği, hemen hemen tüm bulaşıcı hastalıklar için de fayda sağlayabilir. Çünkü araştırmalar Koni Çiçeği’ nin sağlıklı dokular ile zararlı mikro-organizmalar arasındaki doğal engeli (bariyer) yok eden bir enzimin oluşumunu önlediğini göstermiştir. T-hücre aktivitesini de hızlandırdığı için romatizmal artrit ve allerji gibi bağışıklık sistemi düzensizliklerinde de kullanılabilir. Ekinezya (Koni Çiçeği), interferon üretimine de yardımcı olmaktadır. İnterferonlar günümüzde özellikle kanser tedavisinde dikkatleri yeniden üzerine çeken, glilko-protein yapısında bir madde olup; virüsle karşılaşan her türlü canlı tarafından hazırlanabilirler. İnterferonların en önemli etkileri, virüslerin çoğalmasını önleyebilmeleridir. Bu nedenle virüslerin yol açtığı grip, uçuk (herpes), deri ve ağızda kızarma, bademcik iltihabı ve genel olarak viral hastalıkların süresini kısaltma bakımından da interferonlar büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle Koni Çiçeği, burun akıntısı ve boğaz ağrısı gibi semptomların şiddetini ve bunlara neden olan rahatsızlığın süresini de kısaltabilir.

Koni Çiçeği’ nin anti-bakteriyel özellikleri ise; yaraların iyileşme süresini hızlandırmakta ve yanık, böcek ısırıkları, irinli yara, sedef, akne (sivilce) ve egzema gibi cilt rahatsızlıklarında fayda sağlamaktadır. Bitkinin anti-inflamatuar etkisi ise; artrit (mafsal iltihabı) ve lenfatik şişkinlik (Lenfödem) durumlarında faydalı olabilir. Almanya Sağlık Bakanlığı (BGA), Koni Çiçeği preparatlarını yutak, gırtlak ve burunda görülen soğuk algınlığı belirtilerine karşı savunma sistemlerinin (Bağışıklık sistemi) desteklenmesi için önermektedir. Uygulanan kanser tedavilerinde hastanın bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve yaşam standardının yükseltilmesi için Koni Çiçeği preparatları kullanılabilir. Bu preparatları kemoterapi ile eşzamanlı kullanmış olan kanser hastalarının tedavi süreleri kısalabilmekte ve hasta tedavi süresince, Koni Çiçeği kullanmayan hastalara göre kendini daha güçlü hissedebilmektedir. Ama tüm hastalıkların tedavisinde olduğu gibi, kanser hastalıklarının tedavisinde de karar verecek olan kişi doktordur. Kemoterapi başlangıcından önce, hasta veya hasta yakını tarafından bu konuda bilgilendirilen uzman doktor gereken doğru kararı verecektir.

Uyarılar: Oto-immün (MS, Lupus, Romatoid Artrit gibi...) rahatsızlığı olanların bu ürünü kullanmaları tavsiye edilmemektedir.


Ekinezya Resimleri (http://www.ziraatciyiz.biz/ekinezya-resimleri-t3643.html)



KAYNAKLAR

1-Foster, S. 1991. Echinacea: Nature's Immune Enhancer. Rochester, Vermont.: Healing Arts Press, 1991.

2-Foster, S. 1996. Echinacea. Botanical Series, No. 301. 2nd. ed. Austin, Texas: American Botanical Council.

3-Leuttig B, Steinmuller C, et al. Macrophage activation by the polysaccharide arabinogalactan isolated from plant cell cultures of Echinacea purpurea. J Natl Cancer Inst 1989;81:669–75.
4-See DM, Broumand N, Sahl L, Tilles JG. In vitro effects of echinacea and ginseng on natural killer and antibody-dependent cell cytotoxicity in healthy subjects and chronic fatigue syndrome or acquired immunodeficiency syndrome patients. Immunpharmacol 1997;35:229–35.
5- Melchart D, Linde K, et al. Immunomodulation with Echinacea—a systematic review of controlled clinical trials. Phytomed 1994;1:245–54.
6-Dorn M, Knick E, Lewith G. Placebo-controlled, double-blind study of Echinacea pallida redix in upper respiratory tract infections. Comp Ther Med 1997;5:40–42.
7-Hoheizel O, Sandberg M, Bertram S, et al. Echinacea shortens the course of the common cold: a double-blind, placebo-controlled clinical trial. Eur J Clin Res 1997;9:261–68.
8- Melchort D, Walther E, Linde K, et al. Echinacea root extracts for the prevention of upper respiratory tract infections: A double-blind, placebo-controlled randomized trial. Arch Fam Med 1998;7:541–45.
9- Coeugniet E, Kuhnast R. Recurrent candidiasis. Adjuvant immunotherapy with different formulations of Echinacea. Therapiwoche 1986;36:3352–58 [in German].
10- Brown DJ. Herbal Prescriptions for Better Health. Rocklin, CA: Prima Publishing, 1996, 63–68.
11- Blumenthal M, Busse WR, Goldberg A, et al, eds. The Complete Commission E Monographs: Therapeutic Guide to Herbal Medicines. Boston, MA: Integrative Medicine Communications, 1998, 121–123.

12- N.Eröztürk, Bir Yudum Sağlık, Anahtar Yayınları, İstanbul,2000

Livadi
04.08.2010, 00:08
Echinacea purpurea (L.) Moench

Familyası : Asteraceae

İngilizce adı : Coneflower

Almanca adı : Sonnenhut

Fransızca adı : Echinacée

Drog* adı : Echinaceae herba cum Echinaceae radix (Ekinazya topraküstü kısmı ve kökleri)

Diğer isimleri : Brauneria purpurea (L.) Britt., Echinacea intermedia Lindl., Echinacea purpurea (L.) Moench var. arkansama Steyerm., Echinacea speciosa Paxt., Rudbechia purpurea L., Rudbechia hispida Hoffm., Rudbechia serotina Sweet



Giriş

Bağışıklık sistemi, vücudumuzun savunma mekanizmasıdır. Bağışıklık sistemimiz zayıfladığında vücudumuz, hastalıkların istilasına maruz kalır.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek amacıyla, Astragali microcephali radix (geven kökü), Echinacea herba cum radix (Ekinazya topraküstü kısmı ve kökleri), Lichen islandicus (İzlanda likeni), Unceriae cortex radicis (kedipençesi kök kabuğu) gibi bitkisel droglar kullanılmaktadır.

Botanik özellikleri



60-180 cm.'e kadar boylanabilen, İstanbul şartlarında mayıs ayının ikinci yarısından itibaren çiçeklenmeye başlayan, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yaprak ve gövdesi hafif tüylüdür. Gövde silindir şeklinde olup, çok miktarda (ortalama 25-30) yan dallardan oluşur. Bir sap, çiçek tablasıyla son bulur. Bir dalda yaklaşık 5 çiçek tablası bulunur. Bir çiçek tablasında 24 çiçek petali vardır ve petallerin uç kısmı ‘v' şeklindedir. Olgunlaşmış bir çiçek tablasından 250-300 adet tohum elde edilir. Tohumlar yaklaşık 5 mm. uzunluğunda ve 1,5 mm. genişliğindedir; köşeli olup huniye benzemektedir.

Echinacea pallida tohumlarının üst kısmında kahverengi halka oluşu, Echinacea purpurea tohumları ile kolay ayırt edilmesini sağlar.



Fitokimyasal maddeleri



Echinacea purpurea kökleri, kiroik asit (1.2- 3.1 %), tartarik asit, kafeik asit ve klorojenik asit olmak üzere kafeik asit türevleri, alkilamidleri (0.01-0.04 %), poliasetilen türevleri, glikoproteinleri, karyofilen, humulen, epoksit gibi esansiyel yağları (0.2 %) içerir.



Echinacea purpurea topraküstü kısmında uçucu yağlar (0.08- 0.32 %), flovanoidler, alkamidler, polienler ve kafeik asit türevleri bulunur.



Bitki bileşiminde çok az miktarda toksik olmayan pyrrolizidin alkoloidleri (tusilagin (0.006 %) ve izotusilagin) bulunmaktadır. Bu alkoloidler doymamış halka yapısına sahip olmadığından toksik etki yapmazlar.



Echinacea angustifolia ve Echinacea pallida kökleri de uçucu yağlar (0.2- 2 %) ve ekinakosid

(0.4- 1.7 %) içermektedir.

Yayılışı



‘Koni çiçeği', ‘kirpiotu' isimleriyle de bilinen Ekinazya türleri, Kuzey Amerika'nın endemik bitkileridir.



Echinacea cinsi dünyada 9 türle temsil edilmektedir: Echinacea angustifolia, Echinacea angustifolia var. strigosa, Echinacea atrorubens, Echinacea laevigata, Echinacea pallida, Echinacea paradoxa, Echinacea paradoxa var. neglecta, Echinacea purpurea, Echinacea sanquinea, Echinacea tenneseensi.



Ekinazyanın tedavide kullanılan üç türünün Amerika ve Avrupa'da geniş alanlarda kültürü (tarlavari üretim) yapılmaktadır; dünyanın birçok bölgesinde kültür deneme çalışmaları da devam etmektedir.



Yurdumuzda ilk kültür çalışmaları, 2003 yılında, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi'nde başlamıştır. Yürütülen çalışmalar sonucunda, bitkinin İstanbul şartlarında kolayca yetiştirilebileceği görülmüştür.



Kültürü



İklim isteği



İklim isteği açısından seçici olmamakla birlikte, kurak bölgelerde yetiştirilmesi güçtür.



Toprak isteği



Toprak isteği yönünden seçici olmamakla birlikte, organik maddelerce zengin, kumlu tınlı topraklarda iyi gelişir. Yetiştirildiği ortamda fazla rutubet istemez. Echinacea angustifolia ve Echinacea pallida türlerinden kök drogu elde etmek için yetiştirildikleri toprağın gevşek yapılı olmasında fayda vardır.



Su isteği



Sulama, bitkinin yetiştirildiği bölgenin iklim ve toprak şartlarına göre belirlenir. Kurak olmayan bölgelerde haftada bir sulama yeterlidir; kurak ortamda yetiştiriliyorsa bitkinin su ihtiyacı toprağın durumundan anlaşılır.



Üretimi



Bitki tohumla üretilir. Echinacea pallida ve Echinacea purpurea tohumlarının çimlendirilmesinde sorun yaşanmaz. Ancak Echinacea angustifolia'da çimlenme engeliyle karşılaşılır. Çimlenme engelini aşmak amacıyla;



1. Tohumlar 24 saat ılık suda bekletilir.
2. Tohumlar 12 hafta soğuk katlama yöntemiyle stratifikasyon işlemine tabi tutulur.
3. Tohumlar gibberallik asitle (GA3) muamele edilir.



Tohumlar erken sonbahar (ağustos ayı sonundan itibaren) ve erken ilkbaharda (mart aynın ikinci yarınsından itibaren) viyollere ekilir. Uygun çimlenme şartlarında 3. günden itibaren çimlenme başlar ve iki haftalık süre zarfında çıkış tamamlanmış olur. Çimlenen fideler 10 cm. boya ulaştığında araziye şaşırtılabilir. Fideler arazide 50-60 cm. sıra arası ve sıra üzeri mesafede dikilir.



Hasat



Çiçeklenme zamanında, topraküstü kısmı topraktan 5 cm. yukarıdan biçilerek hasat edilir. Böylelikle yılda iki defa hasat edilebilir. II. hasadın verimi ilkine oranla düşüktür. Hasat edilen bitki gölgede kurutulur, ışıktan koruyan kontraplak kasalarda veya keten çuvallarda, hava giriş çıkışı olan bir yerde muhafaza edilir.



Kökler, bitki üst aksamı kuruduğunda hasat edilir. Hasat edilen kökler yıkanıp dilimlenir ve kurumaya bırakılır. Kuruyan kökler, ışıktan koruyan kontraplak kasalarda veya keten çuvallarda muhafaza edilir.



Literatürde Echinacea purpurea türünden elde edilen herba drogunun kurutulması sonucu etken madde veriminin düştüğü belirtilmektedir. Bunun yerine, hasat edilir edilmez taze halde sıkılarak özütü elde edilir.



Verim



Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi'nde bir bitkiden alınan yaş herba drogu miktarı 1.156 gr., kuru herba drogu miktarı ise 278 gr. olarak ölçülmüştür.



Tıbbi kullanılışı



Tedavide Echinacea cinsine ait 3 tür (Echinacea angutifolia, Echinacea pallida, Echinacea purpurea) kullanılmaktadır.



Ekinazyayı tedavide ilk defa Alman asıllı ‘Dr. H.C.F. Meyer' kullanmıştır. Meyer, Ekinazyadan hazırladığı tentürü romatizma, migren, ağrılar, yaralar, zehirli yılan sokması, hemoroit gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanmıştır.



Bitkiyle ilgili ilk bilimsel çalışmalarsa King ve Lloyd tarafından yapılmıştır. 1940 yılından günümüze Ekinazya hakkında 500'den fazla bilimsel çalışma yayınlanmıştır. Ekinazya preparatları alan hastaların, plasebo grubuna oranla iyileşme sürelerinin çok daha kısa olduğu gözlenmiştir.



Kızılderililerin bitkisi olarak tanınan Ekinazya ile ilgili araştırmalar, bitkinin bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Bağışıklık sitemi üzerinde etkili olan maddelerin, bitkinin bileşiminde bulunan polisakkaritler olduğu tespit edilmiştir.



Ekinazyanın antiviral, antibakteriyal, antifungal ve antienflamatuar etkileri ortaya konmuştur.



Nezle ve grip gibi virütik üst solunum yolu rahatsızlıklarında, belirtiler görülmeye başladığı anda Ekinazya preparatlarının alınması bitkinin etkisini daha da güçlendirecektir.



Ekinazya soğuk algınlığı, öksürük, grip, hemoroit, kanser ve sık tekrarlayan idrar yolu rahatsızlıklarında dahilen; yara ve yanık tedavisinde haricen kullanılmaktadır.



Kombinasyonları



Echianacea pallida (dar yapraklı ekinazya) türünün kökleri, Baptisia tinctoria (yalancı indigo) ve Arctium lappa (dulavratotu) bitkileriyle; Echinacea purpurea (mor çiçekli ekinazya) türünden hazırlanan drog ise Rosa canina (kuşburnu) meyveleriyle uygun oranlarda karıştırılabilir.



Dozaj



Echinacea angustifolia ve Echinacaea pallida köklerinden dekoksiyon (kaynatarak elde edilmiş öz) hazırlamak için 1 gr. kök drogu kullanılır. 1/1 oranında %45'lik alkolle hazırlanan ekstre (özütü)

0.25- 1 ml.; 1/ 5 oranında %45'lik alkolle hazırlanan tentür (bir çeşit özüt) 1.2 ml. dozda kullanılır.



Echinacea purpurea topraküstü kısmından hazırlanan infuzyon (demleyerek elde edilen çay) 1/2- 2 gr.; ekstre 900 mg.; damla 120- 500 mg.; kapsül 100-500 mg. günlük dozda kullanılır.



Uyarılar



- 8 haftalık kullanımı aşmamak gerekir. Uzun süreli yüksek dozda kullanım sonucu, bileşimindeki alkoloitlerin karaciğerde toksik etki yapabileceği belirtilmektedir.



- Organ nakli ameliyatlarından sonra bağışıklık sisteminin baskılanması gerektiği için Ekinazya preparatlarının kullanılmaması gerekir; bu kişilerde bağışıklık sisteminin uyarılması, organ naklini olumsuz yönde etkilemektedir.



- Doğuştan bağışıklık sistemi hastalığı olanların Ekinazya preparatlarını kullanmaması gerekir.



- Yeterli çalışma yapılmadığı için hamilelerin Ekinazya preparatlarını kullanmamaları gerekir.



- Ekinazya da papatyagiller ailesinden olduğundan papatya alerjisi olanlar Ekinazya preparatlarını kullanmamalıdır.



* Drog kelimesi, bitkilerin ilaç olarak kullanılan kısımlarını ifade eder.



Sağlıkla,



Nazım Tanrıkulu