PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Buğdayda Kalite ve Üretim Sorunları Paneli Düzenlendi


Livadi
18.03.2010, 22:45
N.K.Ü. Bilim Adamları Muratlı’da “Buğdayda Kalite ve Üretim Sorunları” panelinde buluştu

Trakya çiftçisini çok yakından ilgilendiren, buğday ürünü ile ilgili olarak çok önemli bir panel önceki gün Tekirdağ/Muratlı Meslek Yüksek Okulu Kültür Merkezi salonunda büyük bir katılımla gerçekleşti.

Panelin konusu “BUĞDAY’da KALİTE ve ÜRETİM SORUNLARI”.

Böyle anlamlı panelin düzenlenmesini Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Muratlı Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Muratlı Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Sezer ve Önder Çiftçi Danışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özyurt el ele vererek sağladılar.

Panele Muratlı Kaymakamı Yakup Tat, Muratlı Belediye Başkanı Nebi Tepe, Tekirdağ İl Tarım Müdür vekili Hüseyin Kantar, Ziraat Mühendisleri Odası Tekirdağ Şube Başkanı Dr.Cemal Polat, Muratlı merkez ve köylerinden çiftçiler, muhtarlar, Tekirdağ Ziraat Fakültesinden, Prof. Dr. İ.Hakkı İnan, Prof. Dr. Ahmet Çıtır, Prof.Dr. Orhan Dağlıoğlu, Prof. Dr. İsmet Başer katıldılar.

Panel saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

İlk açış konuşmasını Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği Başkanı İbrahim Özyurt yaptı.

Özyurt, “Muratlı’da gerçekleştireceğimiz bu anlamlı panele katılarak destek veren sizlere teşekkür ederim. Buğday ürünü bugün yeryüzünde en çok ekilen ve tüketilen bir tahıl ürünüdür. Bundan tahmini dokuz bin yıl önce yakın doğuda yabani bir bitkiden üretilen Buğday ürününün dünyada yaklaşık otuz bin değişik çeşitleri vardır.

Tabloya baktığımızda sürekli artış gösteren dünya nüfusu, dünya üretimi ve bölgeler arasında artan ticaret bu ürünü dünya ekonomisinin en önemlisi haline getirmiştir. Dünya da yaşanan küresel ısınma, çölleşme, bilinçsiz yapılaşma, düzensiz sanayileşme, işlenebilir tarım topraklarını gün geçtikçe azaltmaktadır. Bu gün bu panel de buğday bitkisi her boyutu ile değerli bilim adamlarınca anlatılacak ve bizlerde bilgilerimizi arttırarak, buğday ürününün üretimine olumlu katkı yapacağız.

Hedefimiz üreticinin kaliteli buğday yetiştirip iyi kazanç elde etmesidir. Önder çiftçi derneği olarak bölgemizde seminer, panel toplantı ve tarla günleri düzenleyerek üyelerimizin ve çiftçimizin bilinçlenmesine katkı yapmaktayız . Bugün Buğday’ın ekimi, ilaçlanması, gübreleme, hastalıkları, toprağın işlenmesi ve buğday hasadı ve pazarlanması konuları el alınacaktır” dedi.

Muratlı/Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, “Bu gün sizlerle böyle bir anlamlı panelde buluşmaktan mutluyum. Çünkü bakıyorum salonumuz siz çiftçi ve üreticilerle dolmuş bu şu demektir. Demekki buğday’da sorun var. O zaman o sorunları bugün tek tek ele alacağız. Konuşmacılara dinlediğimizde yenilikleri ve yapılması neler olduğunu da öğrenmiş olacağız” dedi.

Muratlı/Belediye Başkanı Nebi Tepe, “İlçemizde anlamlı bir panel yapılmış olması ve bu panele çiftçilerin, üreticilerin, muhtarların katılmış olması çok iyi bir olaydır. Misafirlere hoş geldin diyorum. Bugün artık dünyada buğday’da petrolden kadar önemli ve stratejik bir üründür. Hatta gün gelecek ve buğday petrolün önüne geçecek gibi ciddi iddialar var. Dünya nüfusu hızla artıyor. Gördüğünüz gibi bazı dünya ülkelerindeki açlık korkulacak boyutlardadır. Şimdi hep birlikte buğday konusu ile ilgili olarak değerli hocalarımızı dinleyeceğiz. Meşhur bir ata sözü vardır. “ Buğday’la koyun gerisi oyun”

Tekirdağ İl Tarım Müdür vekili Hüseyin Kantar, “Türkiye tarım topraklarında Tekirdağ ilin ayrı bir önemi vardır. Tekirdağ’da işlenen tarım arazi % 61, Muratlı’da ise bu rakam % 80’dir. Türkiye genelinde işletmelerde tarım yapılan arazi ortalama 60 dekar iken Tekirdağ’da bu rakam 129 dekar ve Muratlı’da ise 158 dekardır. Türkiye buğdayının yirmi de birini Tekirdağ tek başına üretiyor. Çünkü buğday ürünü için iklim şartları ve toprağın yapısı ile çiftçiliğin bilinçli olarak yapılması buğday üretimindeki verimi arttırıyor. Buğday üretiminde olduğu gibi buğday ürünü pazarlanmasında Tekirdağ ili müsaittir. Limanlar, karayolu, demiryolu ve un sanayi kapasitesi yüksektir. Hasat mevsimi 400 bin ton buğday pazara arz ediliyor.” Dedi.

Muratlı Kaymakamı Yakup Tat yaptığı konuşmada, “bu gün çiftçilerimiz,muhtarlarımız katılım gösterdiler. Paneli düzenleyenlere ve panele katılanlara hoş geldin diyorum. Trakya’da buğday üretiminde Muratlı ilçemizin ayrı bir önemi vardır. Çünkü 170 bin dekarlık alanda ekim yapılıyor.Yıllık ortalama 90 bin ton üretim var. Dekardaki verim ise 450-650 Kg arasında çok iyi durumdadır. Çiftçimize mazot, gübre,tohum alımlarında ve toprak tahlil destekleri veriliyor. Üretilen ürünün kaliteli olması şarttır. Artık Dünya’da tam anlamı ile buğday stratejik ürün olmuştur. Türkiye’de Konya ovasından sonra en çok tarım yapılan yer Trakya topraklarıdır.Bölgemiz tahil ambarıdır. Ne yazıkki sizinde bildiğiniz gibi tarım toprakları sanayi tarafından işgal edilmekte, işgal edilemeyen topraklarda sanayi tarafından zehirlenmektedir. Bu topraklarımıza iyi sahip çıkarsak gelecek kuşaklara tarım yapılabilir yani açıkça yaşanabilir bir ülke bırakmış oluruz” dedi.

PANEL BAŞKANLIĞINI PROF. DR. İ. HAKKI İNAN YAPTI

Açılış konuşmalarından sonra panele geçildi. Bu anlamlı panele Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İ.Hakkı İnan başkanlık etti.

Başkan İnan, “Arkadaşlar dünya’ da ve ülkemizde tarım-çiftçilik önemlidir. Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de üretim yapan tarım sektörü-çiftçi hükümetlerce yeterince desteklenmelidir. Çiftçi küstürülmemeli, aksi halde tarım yapılan topaklar da üretim yapan nüfus azalır. Tarım ürünlerinde dışa bağımlı hale gelirsek o zaman felaket başlar. Ülkemiz tarım ürünü ihraç eden ülke durumundan eğer tedbirler ciddi alınmazsa tarım ürünü ithal eder hale gelirsek o zaman tam bir felaket yaşanır. Çünkü nüfus artıyor. İnsanımız sağlıklı beklenmek için tarım ürününe ihtiyaç vardır. Çiftçiler üreticiler birlik olmalıdır. Birlikte mücadele elde etmek yasal hakların alınmasını kolaylaştıracaktır. Dünya’daki ülkelerde tarım ve çiftçiler önemlidir. Çiftçiler kurduğu kooperatif oda ve dernekler örnek mücadele veren demokratik kitle kuruluşlarının başında gelir. Ben bölgede yaşayan bir bilim olarak, sizlerin üretim yaparken ne sıkıntılar çektiğinizi ve ürününüzü değer fiyatından satamadığınızı bilenlerdenim. Bu gün diğer bilim adamı arkadaşlarımız sizlere çok faydalı bilgiler verecektir” dedi.

PROF.DR. ORHAN DAĞLIOĞLU, “BUĞDAY KALİTELİ OLMALIKİ İYİ FİYATTAN ALICI BULSUN”

“Gıda sektörü açısından buğdayda kaliteyi etkileyen faktörler” konusunda Prof. Dr. Orhan Dağlıoğlu sunumunu yaparken, “Ülkemizde baktığımızda yılda yaklaşık 20 milyon ton buğday ürünü üretimi oluyor. Ama kalitede yıllara göre dalgalanmalar oluyor. Şunu bilmemiz gerek,buğday kalitesi hem çiftçilerce ve hem de buğday alıcıları için önemlidir. Çünkü kaliteli buğday’dan kaliteli un elde ediliyor. Kaliteyi etkileyen faktörler ise iklim, toprak özellikleri ve genetik yapısı ve buğdaydaki gluten kalitesi önem arz eder. Ekim zamanı toprağın hazırlanması,ekim,gübreleme,ilaçlama buna bağlı faktörlerdir.

Dünya’da buğday deyince bilindiği gibi buğdayın ülkemizde anayurdu Anadolu’dur. İncelenen 68 çeşit buğday türünün Şanlıurfa (Göbeklitepe) kaynaklı olduğu ortaya çıkmıştır.

Kanada’ nın 1969 yılına kadar durum buğdayı üretme kapasitesi 500 bin ton’un altında iken, değişik yeni bir buğday türü bulunarak bu Kana’da da geliştirilerek yetiştirilmeye başlayınca üretim ve verim arttı. Beş yıl içinde buğday üretiminde beş milyona çıkıldı.

Durum buğdayı makarnalık üç buğday çeşidi vardır. Ülkemizde Ekmeklik-Makarnalık-Bulgur için buğday çeşitleri bulunuyor. Buğday üretiminde artık alımlar yapılırken hektolitre ölçümü yapılıyor. Bu baz kabul edilerek buğday’da kalitede 73 hektolitrenin altına düşülmemiz şarttır. Kimyasal teknolojik kriterler, pişirme testleri, gluten miktarı önemli hale geldi.

Trakya’da Tekirdağ ili çapında buğday tarımını örnek şekilde yapan çiftçiler ve çiftlikler vardır. Bir ata sözü vardır.” Darı unundan baklava ve ceviz ağacından oklava süne zararlısı buğdaydaki glutene musallat oluyor. Buda ürüne en büyük zararı veriyor. Hal böyleyken dünya tablosuna baktığımızda, Kazakistan’dan sonra en çok Türkiye un ihraç eden ülke konumundadır.” Dedi.

PROF.DR.AHMET ÇITIR,” HER KIYMETLİ CANLININ DÜŞMANI VARDIR”

Namık Kemal Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ahmet Çıtır, “Buğday hastalık ve zararlarının ürün kalitesine etkileri” konusunda konuştu.Prof. Çıtır, “ Türkiye’yi buğday kendine mekan seçmiştir.Ama her kıymetli canlının düşmanı vardır. Buğday hastalıklarına bir göz atalım, Pas-Sürme-Külleme gibi hastalıkları buğdayın gelişmesine ve üründeki kalitenin azalmasına etken olur. Yabani otla mücadele önem teşkil eder. Trakya’daki buğday ekim alanlarında Sürme-Rastık, Kök,Yaprak hastalıkları göze çarpıyor. Trakya topraklarında ekim yapılırken münavebeli ekime dikkat etmeliyiz. Üçlü münavebeli ekim artık şart olmuştur. Baktığımızda anıza yapılan ekimlerde buğday’daki hastalıkları büyütüyor. Topraklarda zaman zaman ayçiçeği,kanola ve yem bezelyesi bitkilerin ekimi de şarttır. Çiftçiler tarım başta olmak üzere buğday üretimi ile ilgili bilgi sahibi olmak istediklerinde Namık Kemal Üniversitesi Ziraat fakültesi olarak yardımcı oluruz.” dedi.

PROF.DR.İSMET BAŞER, BUĞDAY’DA KALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİ ANLATTI

Panel’de Tekirdağ NKÜ’den Prof.Dr. İsmet Başer, Trakya ve Tekirdağ çiftçisinin en önemli ürettiği ürün olan Buğdayda kaliteyi etkileyen faktörleri anlattı.

“ Arkadaşlar buğday’da kalite dendiği zaman akla para gelmelidir. Çünkü kaliteli buğday iyi para demektir. Ürün alıcıları sağlıklı buğday almak ister. Kaliteli buğday için de toprak özellikleri, iklim özellikleri, tohumluk başta gelir. Birde ekim yaparken sık sık tohum değiştirilmemelidir. İklim koşullarında toprakta tohum çok etkileniyor.Topraklarda organik madde eksikliği var. Ürünün gelişim zamanı gübre ve ilaçlama önemlidir. Mutlaka bölgede hastalıklara dayanıklı tohum türleri ile ekim yapmak şarttır.”

MURATLI MESLEK YÜKSEK OKUL MÜDÜRÜ YRD. DOÇ. DR. OKAN

GAYTANCIOĞLU,“TÜRKİYE” de BUĞDAYDA TARIM POLİTİKALARI”

Panelde son konuşmayı ev sahibi olarak, Muratlı Meslek Yüksek Okulu Müdürü ve NKÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.Okan Gaytancıoğlu, “Türkiye’de Buğday Üretiminde Sorun var mı? Evet var. Türkiye 2000’lerde buğday üretimi önemli miktarda arttırmasına rağmen buğdayda kendine ancak yeterlidir. Ancak bu kendine yeterlilik, un sanayinin ihtiyacı olan buğdayın ithalatının yapılmasına engel değildir. Türkiye aynı zamanda buğday ihraç eden bir ülke olduğu için birçok farklı rejim ve strateji uygulayarak buğday ithal etmektedir.

Türkiye 2008 yılında 3.7 milyon ton buğday ithalatına 1,5 milyar dolar ödenmiştir.Üretim politikaları: Buğday üretimi ülkemizin hemen her bölgesinde yapılmakta olup 1980 ler den sonra buğday ekim alanlarında önemli bir değişiklik olmamış, ekim alanları 9-10 milyon hektar civarında değişmiştir.

Buğday üretimi iklim koşullarına bağlı olarak dalgalanmalar göstermiş,2008’de 1995 yılındaki değere düşerek 18 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Ancak bazı yıllar gerek kötü hava koşullarından gerekse süne zararlısından dolayı buğday kalitesi buğday üretiminin önemli bir artış göstermeyerek 18.5 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir. 1990-2008 arası buğday üretiminin %1 ile %26’sı TMO tarafından satın alınmıştır. Bu yıllarda TMO alımları ortalama %11.6 civarlarında olmuştur.

Enflasyonun etkisi ile üretici eline geçen buğday fiyatları 2004’e kadar artış göstermiştir. Ancak bu fiyat artışları çoğu yıllar enflasyonun altında gerçekleşmiştir. Ama özellikle 2005 yılında üreticinin eline geçen fiyatlar neredeyse erimiştir.

2007-2008 yıllarında fiyatlar reel olarak önemli artışlar göstermişse de üretim miktarının azalması fiyatların yüksek açıklanmasının nedeni olarak gösterilebilir. 2008 ‘de emanete alım sistemi benimsenerek fiyat açıklanmıştır.

IMF ile dünya bankasının belirli dönemler baskılarına rağmen 2004 ve 2005 yıllarında hem yüksek fiyatlarla müdahale alım yapılmış hem de yüksek miktarlarda ürün satın alınmıştır. 2007-2008 yıllarında ise alım miktarının yaklaşık % 0.5 ‘i ile 1’i arasında çok düşük oranlarda alımlar yapılmıştır. Bunun en önemli nedeni buğdayın özel firmalarca satın alınmasıdır.

Birde bütçeden tarıma ayrılan destekler giderek azalmış ve azalmaktadır.

Tarım kesimi aslında sessiz çoğunluktur. Sahipsizdirler. Toprağa küstürülmek istenmektedirler. Türkiye tarımında 1980’li yıllarla tarım ürünleri ithalatı ile çöküş başlamıştır. TMO’ nun,tarımsal KİT’ lerin kooperatif birliklerinin piyasaya müdahale güçleri azaltılmıştır.

Kriz dönemlerinde üreten sektörlere devletçe daha fazla kaynak ayrılması gerekirken Türkiye tarım bütçesinde indire gidilmiştir.

Devletçe ayrılan 5.4 milyar TL kaynağa karşın ziraat bankası 4.8 milyar TL,Tarım Kredi Kooperatifleri 1.7 milyar TL, Öçel bankalar ise 4 milyar TL kredi kullandırmışlardır.

Ziraat bankası ve Tarım Kredi kooperatifleri devlet destekli kredi kullandırdığı halde sektörün ihtiyacını giderememiş,çiftçilerimiz yüksek faiz oranları ile kredi kullandıran özel bankalara yönelmiştir.