PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kolyoz Balığı - Scomber japonicus


Mr.Muhendis
20.02.2010, 09:40
Yurdumuzun tüm sularında bulunur ve kolyoz adıyla bilinir. Ufaklarına koloridya dendiği de olur. Scomber japonicus bilimsel adı ile tanınır yabancı kaynaklarda, chub mackerel (İng, ABD), american mackerel, blue mackerel (ASBD), japanische makrele (Alm.), lokarda (Yug.), makrele kolias (Pol.), vizet (Fra.), yaponskaya skumbriya (Rus), kolios (Yun.) isimleri ile geçer. Bu balığın çok yakın akrabası, hatta neredeyse aynısı olan scomber colias bilimsel adı ile anılan balığa yurdumuz sularında pek rastlanmaz daha çok Atlantik okyanusunda yaygındır en çok da Amerika kıtası sahillerinde bulunur. Vücudu torpil gibi yuvarlaktır, küçük pulları çok iyi intibak etmiştir, derisine kadifemsi bir yumuşaklık kazandırır kazınması gerekmez. Kafası ile ağzı uzun ve büyük, gözleri vücuduna ve kafasına göre oldukça iridir ki bu ayırt edici bir özelliktir. Ağzında kesici olmayan kadife dişler vardır. Sırt yüzgeci çifttir bu iki yüzgeç akrabası ton balıklarındakine göre oldukça aralıklıdır. Öndeki sırt yüzgecinin ilk ışını diğerlerinden kısa; yüzgecin kendisi oldukça dik ve üçgen biçimlidir. İkinci sırt yüzgeci ve anal yüzgecinden sonra kuyruğa doğru alttan ve üstten beşer adet yalancı yüzgeç uzanır. Kuyruk yüzgeci çatal yapılıdır. Sırtı mavi yeşil harelerle vücuduna dik inen 23-35 adet çizgilerle kaplıdır. Sırt deseni çok güzel ve göz alıcıdır. Yanları sarımsı beyaz karnı gümüşi beyazdır, yanlarında yer yer sarı lekeler benekler görülebilir. Eğer buraya kadar uskumru balığını tanıtsaydık neredeyse yukarıdaki ile aynı kelimeleri kullanacaktık. Bu iki balık birbirlerine o kadar benzerler ki iyice tanımayanların ayırt etmesi zordur. Yine de farklar vardır ve bunları bilenler bu iki balığı rahatça ayırır. En büyük fark gözler ve ağızdadır. Kolyozun gözleri daha iri olup ağzı sanki daha uzunmuş gibi durur bence bu da kolyoza daha vahşi ve yırtıcı bir görünüm kazandırır. Uskumrunun gözleri daha ufak ağzı kafası ile daha uyumlu büyüklüktedir, ilk bakışta iki balığı birbirinden ayırabileceğiniz en büyük görünür fark budur. Ayrıca kolyozun birinci sırt yüzgeci uskumruya oranla daha dik ve üçgen biçimlidir. Diğer farklılıkları tespit etmek o kadar kolay değildir. Bir de uskumru da yüzme kesesi yok iken kolyozda vardır. Balığı temizlerken karşılaşacağınız yüzme kesesi kesin tanımı yapmanızı sağlayacaktır, balık kolyoz. Bir gerçek de şu ki, kolyozun eti uskumru kadar lezzetli değildir.
Pelajik balıklardandır. Genelde büyük sürüler halinde 0-300 metre derinliklerde dolaşır. Sabit bir yere bağlı olmayıp sürekli gezer; yani gezici balıklardandır. Bununla birlikte en azından yurdumuzdakiler uzun göçler yapmazlar. Ülkemizde Marmara denizinde daha çok bulunurken şimdilerde sayısı azalmıştır. Bunun birinci nedeni tabii ki aşırı avcılık ve deniz kirliliğidir. Yurdumuz dışında Atlantik ve Pasifik okyanuslarının yumuşak iklimli sahalarında Hint okyanusunda Japon denizinde bolca bulunur, ihtiyoloji alanında farklı denizlerdeki türleri ayrı türler olarak görme eğilimi vardır. Başlıca gıdaları kendileri ile aynı sularda bulunan hamsi, sardalya, istavrit, çaça gibi diğer pelajik balıkların yavruları, planktonlar ve küçük kabuklulardır. Üremeleri ilkbahar aylarına denk gelir. Su sıcaklığının 15-20 derece civarına gelmesi ile yumurta dökerler. Bir dişi 100,000-400,000 arası yumurta döker. Yumurtalar pelajiktir döküldükleri orta sularda yüzerler. Çevre şartlarına göre 4-5 günde açılan yumurtalardan çıkan yavrular 2-3 yaşında cinsel olgunluğa erişir. Ömürleri 18 yıl kadar tahmin edilmektedir. Yurdumuzda ortalama boy 20-25 santim kadar iken, 65 santim boya 3 kilo ağırlığa kadar büyüyebilirler.
Ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır, Japonya'da kültür balığı olarak üretimi yapılmakta tüm dünyaya pazarlanmaktadır. Yine sularında doğal olarak bu balığın bulunduğu diğer ülkelerde hem iç hem dış piyasalarda bu balığı pazarlamaktadır.
NERELERDE BULUNUR
Kolyoz ülkemizde yaz aylarında Karadeniz'e doğru kısa çıkışlar yaparken ve kış aylarında dönüşte hem ticari hem amatör balıkçılara gün boyu av verir. Bunun dışında gündüzleri genelde dibe yakın gezerken geceleri açık sulara çıkarak yemlenir. İniş çıkış zamanları dışında en çok sabah güneş doğumu akşam güneş batımı saatlerinde iyi av verir. Bazı hallerde girdiği koylarda batıklar çevresinde kısa süreli yatak yaptığı olur, bu durumlarda amatörler bol miktarda yakalayabilir. Kışları derinlere çekilerek pek aktif olmayan bir yaşam sürer. Çoğunlukla istavrit sürülerinin yanında birlikte gezer, yemlenir böylece istavrite çapari yaparken bir bakarsınız olta kaybolmuş, "nedir bu boşluk" diye toplarken çapari bir anda sağa sola çeken hırçın balıkların asılmaları ile gerilir ama gene boşalır; durmayın çekin çaparide kolyozlar var.
AVLAYALIM
Uskumrudan daha hırçın ve hareketli olan kolyozun rastgelindiğinde avcılığı da zevklidir. Yurdumuzda amatörlerce daha çok çapari ve zokalı takımlarla tutulurken başka ülkelerde kaşık sürütme, atıp çekme hatta fly takımlar ile de avcılığı yapılmaktadır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ülkemizde daha çok Marmara denizinde av veren bir balık olan kolyoz sayıca çok azalmış olduğundan ne yazık ki amatörlerce nadiren yakalanmakta özel olarak kolyoz avına çıkılmamaktadır. Çaparicilik normalde istavrit için beyaz tüyle başladığında kolyoza denk gelinir ise kolyoz çaparileri açılmaktadır. Yine de olur da rastgelir diye kolyoz avından bahsetmekte yarar vardır.
Yurdumuzda kolyoz avında kaşık sürütme ve fly avcılığı yöntemleri uygulanmamaktadır. Ama yine de özellikle Akdeniz'de yapılan su üstü çaparilerinde, sırtı uygulamalarında başka balıklar hedeflenirken uskumru ve kolyoza denk gelindiği ve bu balıkların yakalandığı da olur. İlla da biz bu yöntemleri de uygulayacağız derseniz aşağıda atıp çekme kısmında zokalı takımdan sonra kısaca bahsedilmektedir. Ama biz asıl av yöntemlerine bakalım.
a. Kolyoz çaparisi
b. Zokalı atıp çekme
a. Kolyoz çaparisi
Kolyoz için kullanılan çaparinin tüyleri istavrit için kullanılandan farklı olup siyah kırçıllıdır. Bununla birlikte kolyoz beyaz tüylü çaparilere, sarı, yeşil, beyaz parlak simli iplikli çaparilere de atlar. Yabancı ülkelerde tüy yerine parlak sentetik malzemelerle yemlenmiş çapariler veya dirsekten sapına kadar parlak renkli plastik borucuk geçirilmiş çıplak iğnelerle de çapari at çek ve çapari sürütme şeklinde avcılığı yapılır. Bu iğnelerin resmi de yanda vardır. Yurdumuzda kolyoz çaparisine bağlanan kırçıllı siyah tüy hindinin kanadındaki kalem tüylerden daha iyisi kuyruğundaki teleklerden elde edilir. Tüyler doğal renginde boyanmadan kullanılır. Kolyoz çaparisinde köstekler 030-035 misinadan yapılır boyları 15 santimdir, beden 040, olta 045-050 olur. İskandil derinliğe akıntıya göre 15-250 gram olabilir. İğneler 1-3 numara kalaylı tercih edilir ama siyah iğne de olur. Takımda kullananın tecrübe ve becerisine göre 15-25 tüylü iğne, kulllananın ustalığına göre 45 iğneye kadar kullanılabilir. Çaparini hazırlanması, bağlanması hatta hazır alınmasına ve kullanımına ait genel bilgileri olta takımları ve uygulamaları sayfasında bulacaksınız. Yine de kolyoz çaparisinin kullanımı diğer balıklardan biraz farklıdır.
Çapari diğer balıklarda olduğu gibi indirilir, yani yavaş yavaş salınır bir noktada durulur, kol boyu bir kaç kez sallanarak sallanan tüyler ile balığın kıskandırılması amaçlanır balık yoksa inişe devam edilir. Çaparinin daha detaylı kullanımı istavrit sayfasında da var. Fark balık yakalandığında başlıyor. Kolyoz çapariye yakalandığında oltada ani bir boşluk olur nedeni; yakalanan balığın yukarı doğru yüzerek iskandili de kaldırmasıdır. Çapari ile avlanan akrabalarında olduğu gibi kolyoz yakalandıktan sonra çapariyi sallayarak ava devam edilmez; balık tek de olsa takım toplanır, bu arada etraftaki diğer balıklar da oltaya atlayarak yakalanabilir ama balık sayısı pek fazla değilse bu her zaman olmaz tek balığı çeker alırsınız. "Tek balığa çapari toplamam biraz daha sallayayım bir kaç balık daha yakalansın" derseniz balıktan olabileceğiniz ihtimali bir yana çapariden olacağınız kesindir. Oldukça sert ve hareketli olan kolyoz takımı berbat eder kullanılmaz hale getirir. Kolyoz tek de olsa birden fazla da olsa toplarken takımı gezdirir sağa sola çekerek kuvvetle direnç gösterir bu nedenle avcılığı zevklidir. İstavrit çaparisinde sık sık kolyozla karşılaşılınca yukarıda anlatılan hareketleri takımda sezerseniz kolyozun varlığı anlaşılır ve takımı kaybetmeden toplamaya başlamak gerekir. Kolyoz genellikle yakalandığı derinlikte yemlenerek eğlenir o nedenle derinlik bulundu mu o kaybetmeden avlanılması verimli olur. Çapari ile avlanan diğer pelajik balıklarda olduğu gibi eğer balığın nereye aktığı anlaşılabilirse kürekle veya motorla sürü takip edilerek bol balık alınabilir.
Kolyoz yemeğe alışık olduğu küçük balıklar, kalamar parçası, karides ak yem gibi yemlerle donatılmış yemli çaparilerle veya üç köstekli takımlarla da yakalanabilir. Ama bu yöntem yaygın değildir, daha çok balığın kanalda derinlerde yattığı dönemlerde uygulanır, kolyoza rastlanınca akla ilk gelen çaparidir elbet.
Çaparili takım el oltası olarak düzenlenebileceği gibi makinalı kamışlı olarak da düzenlenebilir. Bu durumda karadan kullanılıyor ise kamış 3,5-4 metre, sandaldan kullanılıyor ise daha kısa olur. Makina karadan 045 misinadan 200 metre alabilmelidir bu da oldukça büyük makara demektir ama fazla olta ipi gerektiğinden zorunludur, sandalda 040 misinayı 100 metre sarabilen makinalar yeterli olur. Siz elinizdeki malzemeye göre farklı kombinasyonlar da yaratabilirsiniz. Takım kalınlıkları pek değişmez.
b. Zokalı atıp çekme
Kolyozun bazen girdiği koylarda yatak yaptığını yazmıştık. Bu durumla karşılaşılır ise hem çapari hem de istenirse zokalı takımla avcılığı yapılabilir. Zokalı takımda kullanılacak zoka tercihen sülük zokanın küçüğü (zokita) pirçol zokadır iğnesi 1-3 numara arası olmalıdır. Perdahlanıp civa ile parlatılır. Ama siz son yılların genel eğilimine uygun olarak galvanizlenmiş zokaları da kullanabilirsiniz. Zoka akyem olacak balıklardan kesilmiş yaprak yem ile yemlenir. El oltası veya makaralı takım olarak düzenlenebilir. Olta 025 veya en fazla 028 olmalıdır. El veya daha iyisi tabii ki kamış ile sandaldan savrulan zoka dibe değmeden çekilmeye başlanır. Etraftaki kolyozlar yanlarından geçen yaprak yemin tadına bakmak isteyince de yakalanır. Bu tür atıp çekmede pişkova veya ovala da kullanılabilir. Zaman zaman özellikle iniş çıkış zamanları İstanbul boğazında sıyırtma ile de kolyoz yakalanabilir.
Kaşık atıp çekme ile kolyoz beklemek fantazidir ama makinalı takıma bağlanmış yukarıda resmi olan iğnelerle donatılmış çaparileri yabancı amatörler hem at çek hem de tekne paşinde sürütme olarak kullanmakta ve kolyoz yakalamaktadır.
Akdeniz'de veya diğer yabancı ülkelerde motorla seyreden sandalın arkasından salınan 1-3 numara söğüt yaprağı kaşığa da kolyoz atlar. Ama bu tür sürütmeler illa kolyoz alacağız amaçlı değildir ne çıkarsa şansa kalmış. Bu şekilde avcılıkta ya mavruka kullanarak veya takıma kıstırma konarak kaşığın yüzeyden değil de 5-7 kulaç kadar derinlerden gelmesi sağlanmalıdır. Bu takıma tabii barraküdadan akyaya, uskumrudan lampuka'ya her çeşit balık çıkabilir. Akya, kofana gibi balıklara yapılan yemli uzun oltalara da atlayan kolyoz büyük balık bekleyen amatörün baş belası olur çıkar; çünkü kolyoz özenle hazırlanmış takıma vurunca yem bozulur uğraş dur yeniden yap.
Amatör yöntemler dışında kolyoz çevirme ağlarla, voli ağları ile, uzatma ağlarla da ticari amaçlı yakalanır. Yem balığı olarak da yararlanılır. Canlı yem, tekgöz, bütün ölü, yaprak yem olarak büyük balıkların avında kullanılır. Kolyoz tüm dünyada bilinen amatör profesyonel avcılığının yanında Japonya'da balık çiftliklerinde üretilip tüm dünyaya pazarlanan ekonomik değeri çok yüksek bir balıktır. Konserve, kurutulmuş, taze, tuzlanmış, tütsülenmiş olarak pazarlanır, bu şekilde de tüketilir. Eti uskumru kadar lezzetli olmamakla beraber haşlaması, tavası, buğulaması lezzetlidir.