PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sera Toprağının Hazırlanması ve Gübreleme


Mr.Muhendis
16.02.2010, 17:52
1. Organik Madde Miktarı

Sera toprağındaki mikroorganizma faaliyeti, sıcaklık ve nem nedeniyle açık tarla koşullarına göre çok fazladır. Bu nedenle, sera toprağına organik madde çok ve çabuk tüketildiği için fazla verilmelidir. Topraktaki yüksek organik madde düzeyinin bitkilerde hastalığa dayanıklılığı arttırdığı da bir gerçektir.

Sera toprağında organik madde miktarının % 610 olması çok uygundur. Bu oranı korumak için her kültürden önce dönüme 810 ton çiftlik gübresi verilmelidir.

Toprağın organik maddesi % 5 ise sera bitkileri % 0,2'lik tuz konsantrasyonuna dayanırlar. Organik madde düzeyi yükseldikçe, örneğin % 10 olduğunda bitkiler % 0,3'lük tuz konsantrasyonuna dayanırlar. Artan organik madde tuz tok sitesini azaltmaktadır.

2. Yeşil Gübreleme ve Toprak İşlemesi

Çiftlik gübresi, toprağın organik madde düzeyini ve toprağın bitki besleme gücünün yükselmesi için en uygun materyaldir. Ancak çiftlik gübresi fiyatlarının son yıllardaki artışları kullanımı sınırlandırmaktadır.

Sera toprağının organik madde düzeyinin bu materyalle yükseltilmesi pahalı bir yoldur. Yapılan araştırmalar ve pratikteki uygulamalar, organik madde düzeyinin yükseltilmesinde yeşil gübrelemenin yeterli olduğunu göstermektedir. Mısır bitkisinin kullanıldığı yeşil gübreleme toprağın organik madde düzeyini % 35 artırmaktadır.

Bu amaç için, sera ürünü son bulunca toprak bolca sulanır. Sürüm tavına gelince dönüme 50 kg. Amonyum sülfat ve 50 kg. süper fosfat verilerek sürülür. Dönüme 30 kg. mısır tohumu isabet edecek şekilde sıkça serpilerek çapa ile tohumlar kapatılır. Mısırın gelişme devresinde 45 defa bolca sulanmalıdır. Mısırlar püskül göstermeye başladığında ufak parçalar halinde biçilerek birkaç gün pörsümeye bırakılır. Daha sonra sürülerek toprağa kapatılır ve çürümesi sağlanır.

Mısırın organik madde miktarını yükseltmesi yanında şu yararlan da vardır:

* Mısır aynı zamanda münavebe bitkileri yerine gedmektedir.
* Mısırın gelişme devresinde yapılan göllendirme şeklindeki sulamalar, seracılıkta fazla kullanılan kimyasal gübrelerin neden olduğu toprak tuzlarının yıkanmasını sağlamaktadır.
* Mısır derin kök sistemine sahip olduğu için alt tabakalardaki besin maddelerini yukarılara çekmektedir.
* Sera toprağında, kimyasal maddelerle mücadele olanağı bulunmayan Sclerotinia (= beyaz çürüklük) gibi hastalık etmenleri varsa mısırın göllendirme şeklindeki sulamaları ile bu hastalıkla da mücadele yapılmış olur.

3. Sera Toprağının Sterilizasyonu

Uygun sıcaklık ve nem nedeniyle sera toprağında yararlı mikroorganizmalar açık tarla koşullarına göre daha etkin oldukları gibi, serada yetiştirilen bitkilerde hastalık yapan mantar, bakteri ve nematodların etkinlikleri de fazladır. Kültürel ve sağlık önlemlerinin alınmadığı durumlarda bu hastalık etmenlerinin çoğalmaları, yayılmaları daha fazla olmaktadır.

Bitkilerin toprak üstü aksamındaki hastalıkların denetimi kolay ve ucuzdur. Ancak, toprak altı hastalıkların kontrolü çok güç ve pahalıdır. Seralarda belirli birkaç sebze türünün pazar isteğine göre üretim zorunluluğu nedeniyle fazla ünavebe yapılmaması hastalık yoğunluğunu yıldan yıla arttırmaktadır. Baştan başlangıçta yeni sera toprağında toprak hastalıkları sorun olmamakla birlikte, 35 yıl sonra toprağın ilaçlanması kaçınılmaz olur.

Pahalı ve zor bir işlem olan toprak ilaçlanmasından kaçınmak amacıyla, topraktan gelen solgunluk hastalıklarına ve nematodlara dayanıklı domates çeşitleri geliştirilmiştir. Ancak serada yetiştiriciliği yapılan hıyar ve patlıcan gibi sebze türlerinde halen böyle bir dayanıklılık söz konusu değildir.

Diğer sebze türlerinde de solgunluk hastalıklarına dayanıklı çeşitler geliştirilene kadar toprak ilaçlaması veya sterilizasyonu geçerliliğini koruyacaktır.

Sera toprağının sterilizasyonu üç şekilde yapılabilir: Buharlı, kimyasal maddelerle, güneş enerjisi ile.

3.1. Buharlı Sterilizasyon

En etkili ve uygun toprak sterilizasyonu buhar ile yapılanıdır. Fakat uygulama pahalı ve güçtür. Buhar tesisini gerektirir. Buharlı sterilizasyon iki şekilde uygulanır. Birincisi toprağın 3540 cm. altına yerleştirilen delikli demir borulara buhar vermek yoluyla, ikincisi yüzeysel buhar verme şeklinde yapılır. Yüzeysel uygulamada kabartılan sera toprağı üzerine yüksek sıcaklıklara dayanıklı plastik örtü serilerek bu örtü altına buhar verilir. Toprak sıcaklığı 90°C ye yükseldiğinde, bu sıcaklıkta 2025 dakika tutulur. Böyle bir uygulamada virüs hastalıkları dahil bütün patojenler kontrol edilebilir. Ancak pahalı ve güç bir sistem olduğu için uygulamada yaygın olarak kullanılmamaktadır.

3.2. Kimyasal İlaçlarla Toprak Dezenfeksiyonu

Bu amaç için pratikte kullanılan birçok ilaç vardır. Ancak bunların kullanım şekli ve koşulları farklıdır. Sera yetiştiricisi bunların en uygununu kendisi seçmelidir. Bu preparatların etki alanı, dozu ve bekleme süreleri aşağıda gösterilmektedir.

Basamid (Dazomet): Pythium, Rhizoctonia, Sclerotinia, Verticillium, Nematod toprak haşerelerini ve ot tohumlarını öldürür. Granül halde olduğu için kullanımı kolay olan bu preparatlara

tan m2 'ye 4050 gr. serpilerek, 2025 cm. derinliğe kadar toprağa karıştırılır. 15°C toprak sıcaklığı üzerinde 3 hafta bekletildikten sonra sürülerek havalandırılır.

Methylbromide: Pythium, Rhizoctonia, Sclerotinia, Didymella, Fusarium, Verticillium, Nematod toprak zararlılarını ve yabancı ot tohumlarını öldürür. Kullanma dozu m2 ye 5070 gr. dır. Toprak sıcaklığı 25 cm. derinlikte 8°C'nin altında olmamalıdır. Uygulama plastik örtü altında yapılır. Bir hafta bekletildikten sonra sürülerek havalandırılır.

Vapam, DiTrapox de etkili toprak dezenfeksiyon ilaçlandır. Kimyasal preparat uygulamalarından sonra, ekim veya dikim öncesi toprak örneği kavanozlara konarak mutlaka tere testi yapılmalıdır.

3.3. Güneş Enerjisi İle Toprak Sterilizasyonu

Seralarda yaz mevsimi başlangıcında ürün sona erdiğinde, sera toprağı sulanır, tavına gelince sürülür ve toprak üzerine plastik örtü serilir. Seranın bütün havalandırma pencereleri ve kapılan kapatılarak içeride yüksek sıcaklıklar oluşması sağlanır. Böylelikle toprak sıcaklığı da (4050°C) yükseldiğinden kısmi bir toprak Sterilizasyonu sağlanır, Bu sıcaklıklar sterilize sıcaklığı olmasa bile toprak uzun süre bu sıcaklıklar etkisinde kaldığından oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir.

4. Gübreleme

Seracılık yoğun bir tarım koludur. Turfanda ürün ile birlikte yüksek verim ve kalite amaçlanmaktadır. Bunun içindir ki, sera koşullarında gübreleme açık tarla koşullarına göre daha yoğun yapılmalıdır. Seracılıkta kullanılacak gübre miktar ve çeşidi yetiştirilecek ürüne bağlı olduğu gibi, yetiştirme sistemi, yani çift ve tek ürün yetiştiriciliği de etkili olmaktadır. Kuşkusuz, tek ürün yetiştiriciliğinde daha uzun bir vejetasyonla birlikte daha fazla ürün alınacağından, gübreleme çift ürün yetiştiriciliklerine göre daha yoğun yapılmalıdır.

Sera yetiştiriciliğinde önemli bazı sebze türlerine ilişkin gübreleme miktar ve şekilleri aşağıda gösterilmiştir.

4.1. Domates Yetiştiriciliğinde Gübreleme Azot İhtiyacı:

Azotlu gübreler fide yetiştirme devresinde az miktarda verilmelidir. Fazla azot hızlı vejetatif gelişmeye neden olur, bitkiler ince kalır, hastalıklara dayanıklılık artar, geç çiçek oluşumuna neden olur. Olgunlaşmayı geciktirdiği gibi, ayrıca meyve normal rengini alamaz. Sert, yeşil lekeli meyveler tek taraflı azotla gübrelemenin etkisiyle oluşmaktadır.

Araştırma sonuçlarına göre; bir domates bitkisi için optimum azot miktarı 12 gr. dır. l kg. domates meyvesi için 2,5 gr. saf azota ihtiyaç vardır. 10 ton/K. domates ürünü için 25 kg. N/K. hesap etmek gerekir. Yıkanma ve parçalanma kayıpları göz önüne alındığında 30 kg. N/K. hesap edilir.

Fosfor İhtiyacı:

l kg. domates meyvesi için 2,5 gr. P205'e gereksinim vardır. 10 ton/K. domates ürünü için fosfor ihtiyacı 25 kg. dır. Hepsinin kullanılamayacağı dikkate alındığında 35 kg. P2 O5 /K. hesap edilir.

Potas İhtiyacı:

l kg. domates meyvesi için 5 gr. K2 O'ya gereksinim vardır. Yine 10 ton ürün için, kayıplar da göz önüne alındığında 75 kg. K20/K. hesap edilir. N/K 1: 2 oranı olarak düşünülmelidir.

O halde, dekara verilecek 810 ton çiftlik gübresindeki NPK miktarları da göz önüne alındığında domates için önerilebilecek kimyasal gübre miktarları şöyle olmalıdır:

Amonyum sülfat: 100 120 kg/Dk.

Süperfosfat (% 18): 140 150 kg/Dk.

Potasyum sülfat: 120 130 kg/Dk.

Fosforlu gübrenin tümü ile potasyum gübrenin yarısı toprak hazırlanması sırasında temel gübre olarak verilmelidir. Yukarıda miktarı belirtilen azotlu gübre meyveler ceviz büyüklüğüne geldikten sonra dekara 1520 KGK’lik partiler halinde 56 seferde verilmelidir. Potasyum gübrenin diğer yarısı ise 34 seferde azotlu gübrelerle birlikte sulama sırasında verilir.

Toprakta organik madde az ise çiftlik gübresinin tümü toprak hazırlığında verilmeli, aksi halde bir kısmı muhafaza edilerek ileride sulama suyu ile şerbet halinde uygulanmalıdır.

4.2. Hıyar Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Hıyar domatesten daha fazla toprak organik maddesine ihtiyaç gösterir ve topraktan daha fazla besin maddeleri kaldırır. Hafif asit topraklan sevdiği için gübre çeşidi seçimine özen gösterilmelidir.

Hıyar, tuza çok duyarlı bitkiler grubundan olduğu için gübre dozlarına da çok özen gösterilmelidir. Bunun için gübreleme küçük dozlarda yapılmalı, hasat başlangıcından itibaren 2 haftada bir m2 ye 30 gramı gedmemelidir.

Hıyar bitkisi azot ve potasa, fosfordan daha fazla ihtiyaç gösterir. Gübreleme dozu verime göre ayarlanmalıdır. Dekara 20 ton ürün veren Fİ melezlerin yetiştirilmesinde gübre dozları da yüksek olmaktadır, l dekarlık hıyar serasına 10 ton çiftlik gübresi verildiğinde, bitkilerin yararlandığı etkili besin madde miktarları şöyledir: 15 kg. N, 5 kg. P2 O5, 20 kg. K2 O ve 20 kg. CAD. Çiftlik gübresinin sağladığı bu besin maddeleri dikkate alınarak önerilen kimyasal gübre dozları saf madde olarak şöyledir:

25 45 kg. N/K.

1520 kg. P2O5/K.

6080 kg. K2O/K.

2040 kg..CAD/K.

4.3. Patlıcan Yetiştiriciliğinde Gübreleme Tek Ürün Yetiştiriciliğinde:

Toprak hazırlığı sırasında dekara 810 ton çiftlik gübresi ile 5070 kg. 15-15-15 kompoze gübre temel gübre olarak verilmelidir. Çiftlik gübresi az veriliyor ise, kompoze gübre 80-100 kg.'a çıkartılmalıdır. Meyveye yattıktan sonra sulama suyu ile çiftlik gübresini şerbet şeklinde vermek patlıcan için çok yararlıdır. Üst gübreleme olarak dekara 80100 kg. Amonyum sülfat 34 seferde verilmelidir.

İlkbahar Yetiştiriciliğinde:

Seraya sonbahar kültüründe çiftlik gübresi verilmiş ise, bu dönemde toprak hazırlığı sırasında dekara 4050 kg. 151515 kompoze gübre verilmelidir. Meyveye yattıktan sonra çiftlik gübresi 12 sefer sulama suyu ile şerbet şeklinde verilir. Aynca üst gübreleme olarak dekara 80100 kg. Amonyum sülfat 23 seferde verilmelidir.

4. Biber Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Toprak hazırlığı sırasında dekara 810 ton çiftlik gübresi ile 7080 kg. süper fosfat, 4050 kg. potasyum sülfat temel gübre olarak verilir. Meyveye yattıktan sonra üst gübreleme olarak 80100 kg. Amonyum sülfat ve 2025 kg. Potasyum sülfat 34 seferde uygulanmalıdır. Biber tuza çok duyarlı olduğundan gübreler küçük dozlarda verilmelidir.

5. Yaprak Gübrelemesi

Yaprak gübrelemesinin 20 yıllık bir geçmişi vardır, îlk çalışmalarda özellikle besin maddelerince zayıf topraklarda iyi sonuçlar alınmıştır, iz element pülverizasyonlarında basan daha fazla olmuştur. Demirli preparatların yapraklara kloroza karşı önemli rol oynadığı görülmüştür. Ani olarak meydana gelen beslenme bozukluklarına karşı suda çözündürülerek pülverize edilen kompoze gübreler de etkili olmuştur. Ancak amonyak formlu azotlu gübrelerin bu amaçla kullanımından kaçınılması önerilmektedir.

Yapraklara üre pülverizasyonu ile başarılı sonuçlar alınmıştır, ürenin bitkilerin yeşil aksamını yakıcı etkisi diğer azotlu gübrelerden daha azdır. Yaprak üzerine pülverize edilen üre, yaprak tarafından çok çabuk emilebilmektedir. Hollanda'da yapılan denemelere göre; uygulamadan 2 saat sonra ürenin % 42'si, 6 saat sonra % 66'sı ve 24 saat sonra % 85'i absorbe edilmektedir. Sıcaklık ve ışık şiddetinin bu absorbsiyona herhangi bir önemli etkisi olmamaktadır.

Domateste % 0,5'lik üre pülverizasyonu 5 kez tekrarlandığında verimde % 8 artış saptanmıştır. İyi kök oluşturamamış sera hıyarları azot çözeltili pülverizasyonları çok iyi değerlendirmektedir. Bu uygulama son döllerde de verimi olumlu yönde etkilemektedir. Hıyar için % 0,40,6 konsantrasyonları uygundur.

Süs bitkilerinde de % 0,30,5'lik üre konsantrasyonları çok iyi sonuçlar vermiştir.

Son yıllarda makro ve mikro elementleri içeren birçok ticari patentli yaprak gübreleri uygulamaya geçmiş durumdadır. Vejetasyon boyunca 35 uygulamanın yeterli olduğu bu yaprak gübreleri, mücadele ilaçlan ile birlikte kullanılabilmektedir.

6. Beslenme Noksanlıkları

Beslenme noksanlıklarının belirtileri tüm sebze türlerinde aşağı yukarı aynı olmakla birlikte, belirgin ayrıcalıklar göstermeleri de olasıdır. Özellikle özel bir yetiştirme tekniği isteyen, yetiştirme alanı açık tarla koşullarında ve örtü altında oldukça geniş olan domates kültüründe sık sık renk açılmaları, nekrozlar, bazen şekil bozuklukları görülebilir. Bunlar görünüş bakımından mantari, hatta virüs hastalıkları ile karıştırılabilir.

Element noksanlıklarının belirtileri, nedenleri ve alınabilecek pratik önlemler aşağıda gösterilmektedir.

Azot Noksanlığı:

Bitki yapraklarında genel bir renk açılması ile kendini belli eder. Alt yapraklar san, ortadaki yapraklar sarı-yeşil, tepe yapraklan mat yeşil renk alır. Bir yandan da, özellikle alt yaprakların damarlarında yoğun antosiyanin oluşur. Kısa zaman sonra diğer yaprak damarlarına da yayılır. Renk açılması, sararma, kuruma alt yapraklardan yukarıya doğru ilerler ve bej-kahverengi olarak kuruyan yapraklar gövde üzerinde kalır, hafif dokunma ile düşerler. Bitki boyu kısa, yapraklar küçük ve dar; gövde ince, sert ve odunlaşmış durumdadır. Azot noksanlığı çiçek ve meyve oluşumuna da olumsuz etki yapmaktadır. Domateste ilk döllerdeki çiçeklerin tümü meyve tutmakla birlikte, çok küçük kalıp, normal büyüklüklerini tamamlayamadan kızarırlar. Açık kırmızı olan meyveler ekşi ve yavan lezzetlidir, üstteki çiçek salkımları oluşmakta, ancak meyve bağlamadan çoğunluğu kuruyup dökülmektedir. Meyve bağlayan birkaç tanesi de normal olarak büyüyememektedir.

Azot fazlalığında ise bitki fazla dallanma eğiliminde olup, su ihtiyacı artar, mantarı hastalıklara ve özellikle virüse karşı dayanıklılığı azalır.

Azot noksanlığının nedenleri; azotlu gübrelerin verilmemesi, yıkanmanın neden olduğu kayıplar ve fazla organik madde içeren topraklarda azotun mikroorganizmalar tarafından kuvvetli olarak tutulmasıdır.

önlem:

* m2 'ye 20 gr. saf azot uygulaması.
* Fide yetiştirme devresinde bitkiye 50-100 MGK. saf azot gelecek şekilde sulanması.
* Hafif azot belirtilerinde bitkiye % 0,5'lik üre pülverizasyonu.

Fosfor Noksanlığı:

İlk dikkati çeken fosfor noksanlığı belirtisi, yaprakların koyu yeşil, hatta mavimsi yeşil renk almasıdır. Daha sonra yaprak altlarında antasiyanin oluşumu, bitki boyu kısalması, yapraklarda daralma, gövdenin incelmesi, gövde üzerinde çok sayıda adventif kök uçları oluşumu ve çiçeklerin küçüklüğü dikkati çeker.

Domateste meyvelerdeki belirtisi de çok tipik olup, büyümesini nisbeten tamamlamış olan ilk döllerin meyveleri kızardıklarında cıvık, yumuşak bir yapı kazanır. Meyvelerin uçlarında siyahlaşma başlar ve siyah dairesel leke meyve sapına doğru ilerler. Yeşil meyveler haşlanmış görünüşlüdür. Siyah leke tüm meyve yüzeyine yayıldıktan sonra hafif dokunma ile meyveler düşer. Daha ileri devrelerde büyüme noktası kurur. Büyüme noktası altındaki yaprakların kenarları kirli sarı renkle çevrilir ve üzerlerinde küçük, kahverengi lekecikler oluşur. Böyle yapraklar kısa bir süre sonra uçtan itibaren kurumaya başlar. Alt yaşlı yaprakların kenarlarından içeriye doğru yeşilimsi-kahverengi oval kurumalar görülür. Noksanlığın ilerlediği yaprak sapları hafif bir bükme ile gövdeden ayrılır.

Hıyar yapraklarında antosiyanin oluşmamakta, ancak şekil bozuklukları ve kurumalar görülmektedir. Daha şiddetli noksanlıklarda nekrozlar veya bronz renk oluşmaktadır.

Fosfor noksanlığının nedenleri; fosforlu gübrelerin yeterli verilmemesi, topraktaki fosforun aktif olmayan formlara dönüşmesi, 15°C altındaki toprak sıcaklıkları ve toprağın fazla asitli olması.

önlem:

* m2 'ye 50 gr. P2 O5 gelecek şekilde bol sulama ile süperfosfat verilmesi.
* Fide yetiştirme devresinde bir bitkiye 100-200 MGK. P2O5 .düşecek şekilde % 5'lik süper fosfat ile sulanması.

Potasyum Noksanlığı:

Potasyum noksanlığı, alt ve özellikle orta yapraklarda soluk yeşil renk açılması ile kendini belli eder. Gövde çok ince, bitki boyu kısa, yapraklar küçük kalır ve yaprak dokusu yumuşak, sulu bir hal alır. Alt ve orta yapraklarda başlayan renk açılmasıyla birlikte özellikle yaprak kenarlarında daha yoğun olan l mm. çapında ve daha küçük ölü olmayan klorotik lekeler oluşur, bunlar daha sonra kurur. Sararma yaprak kenarlarından içeriye doğru yayılır ve bu renk üzerinde küçük kahverengi klorotik lekeler daha iyi farkedilir. Sonunda sararma bütün yaprak yüzeyine yaprak damarları da dahil homojen olacak yayılır, bej açık kahverengi olarak kuruma başlar. Yaprağın tümüyle sararmasına, hatta kurumasına karşın yaprak sapı uzun süre yeşil kalır, çok yavaş kurur ve gövdeden düşmez. En alt yapraklarda ise sararma damar aralarında başlar, damar etrafı uzun süre yeşil kalır.

Alt ve orta yapraklar tamamen veya kısmen sararmış, kurumuş olmasına karşın, bitkilerin alt yapraklarında bulunan potasyum, kısmen yukarı yapraklara taşınmış olduğundan, tepe yapraklan uzun süre canlı, yeşil kalır. Kıvrılma ve bükülmeler görüldükten sonra büyüme noktası da ölür.

Domateste potasyum noksanlığının gövde ve yaprak sapı üzerindeki belirtileri, sonraları birleşen koyu kahverengi, uzunluğuna lekelerdir. Bunlar çift virüslü çizgi hastalığı ile karıştırılabilir. Ancak potasyum noksanlığı belirtileri koyu kahverengi olduğu halde, virüsünkiler daha çok siyaha yakındır.

Potasyum noksanlığından etkilenmiş bitkilerin soğuklara ve mantari hastalıklara dayanıklılıkları azalır. Böyle bitkilerin meyveleri de taşıma ve bekletmeye dayanıklı değildir.

Potasyum noksanlığının nedenleri; potasyumun yeterli miktarda ve zamanında verilmemesi, özellikle fazla kireç nedeniyle fikse olma veya yıkanma kayıplarıdır.

önlem:

* Şiddetli noksanlık belirtilerinde m2'ye 100 gr. K20 düşecek şekilde gübreleme.
* % 2'lik potasyum sülfat eriyiği ile pülverize etme.
* Magnezyum Noksanlığı:

Magnezyum klorofilin yapı taşlarından biridir, onsuz yeşil renk oluşamaz, dolayısıyla özümleme de olamaz.

Magnezyum noksanlığı belirtileri bitkinin ilk yarı yüksekliğindeki yapraklarda sarımsı açık yeşil renk açılmaları ile kendini belli eder. Bu sarımsı yeşil renk, tipik olarak yaprak kenarları ile ana damar arasındaki bölgede başlar ve kısa zaman sonra yaprak damarları yeşil kalacak şekilde yayılır (Potas noksanlığında ise damarlar da sararmaktadır). Yaprak kenarları yukarıya doğru kıvrılır. Böyle yapraklar tümüyle sararmadan önce üzerlerinde sınırlı, mat yeşil solmuş dokular görülür. Bunlar birkaç gün içinde kahverenginin çeşitli tonlarında irili, ufaklı, yuvarlak, oval hatta şekilli, şekilsiz, dağınık kuru lekeler haline dönüşür. Çoğunlukla yaprak kenarlarında oluşan bu nekrozlar sonraları birleşir. Domateste aynı nekrozları gövde, yaprak ve meyve saplarında da görmek olasıdır. Noksanlık belirtilerinin bitki üzerindeki dağılımı orta yapraklardan büyüme noktasına doğru olmakta ve hızla ilerlemektedir (Potas noksanlığında ise alt yapraklardan büyüme noktasına doğru). Nekrozların yoğunlaşması sonunda yaprak tümüyle kurur, yaprak sapı bir süre daha yeşil ve canlı kalır. Sonunda hafif bir dokunma ile düşerler (Potasyum noksanlığındakinin aksine). Bu anda alt yaşlı yapraklar uzun süre yeşil rengini korur, sonuçta damar aralarında sararmalar başlar, yukarı yapraklardaki gibi kuru, kırmızımsı kahverengi nekrozlar oluşur. Bu nekrozlar üst yapraklarda kısmen dağınık olmasına karşın alt yaşlı yapraklarda ana damar etrafında toplanmış durumdadır. Büyüme noktası öldükten sonra da alt yaşlı yapraklar nekrozlu olarak canlılıklarını uzun süre korurlar. Yaprak kenarları yukarıya doğru kıvrılır.

Magnezyum noksanlığının nedenleri:

* Toprağın H değerinin düşük olması (hafif topraklarda H 5,5 6,0 ise).
* Toprağın potasyum kapsamının fazla oluşu.
* Islak ve soğuk toprak koşulları.
* Tek yönlü azotlu gübrelemeler.
* Kuvvetli yağışlarla 24 kg/Dekar MGK yıkanması.

önlem:

* Şiddetli durumlarda 3040 gr/m2 MGK düşecek şekilde magnezyum sülfat ile gübreleme (90120 gr/m2 MGK SO4).
* Yine şiddetli durumlarda domates için % 2'lik MGK SO4 çözeltisini bitkiye pülverize etmek ve tekrarlamak. Hıyar için %0,5'lik.
* 250 300 mm. lık kaynak suyu dekara 56 kg. MGK bırakabilir.

Kalsiyum Noksanlığı:

Sebze türlerinde kalsiyum noksanlığı çok seyrek görülür. Noksanlığın ilk belirtileri şunlardır; kısa bitki boyu, küçük ve dar yapraklar, küçük meyve, domates ve biberde meyve ucu çürüklüğü, daha büyük meyvelerin zamanından önce kızarması ve dökülmesi. Bu belirtilerden kısa zaman sonra sürgün uçları ile büyüme noktalan kurur. Büyüme noktasının altındaki küçük yaprakların kenarları çepeçevre filizi renk alır. Bu renk açılması gösteren yerlerde, yeşilimsi kahverengi küçük klorotik lekelerin birleşmesiyle kuru lekeler oluşur. Bu anda diğer bütün alt ve orta yapraklarda, kenarlar yukarı kalkmış durumda şiddetli yaprak kıvrılmaları görülür. Yaprak kenarları san renk ile çevrelenir. Böyle san renk ile çevrelenmiş yaprak kenarlarında giderek yer yer lokal turuncu renk oluştuktan sonra kahverengi olarak kurur. Kurumalar tipik olarak yaprak kenarlarından içeriye doğru çok yavaş ilerler. Yapraklar tümüyle kurumasına karşın, yaprak sapı uzun süre yeşil kalır. En alttaki yaşlı yapraklar ise daha uzun zaman yeşil kaldıktan sonra yukarıdaki belirtileri gösterirler. Kalsiyum noksanlık belirtileri, potasyumun tersine yukarıdan aşağıya doğru seyretmektedir.

Kalsiyum noksanlığından etkilenen bitkilerin kök gelişmeleri zayıf olup, kahverengidir. Sıcak günlerde böyle bitkiler solgunluk belirtileri gösterirler.

Kalsiyum noksanlığının nedenleri:

* Toprağın azot, potasyum ve magnezyum düzeyinin yüksekliği nedeniyle kalsiyum alımı ve depolamasının durması.
* Seradaki yüksek hava nemi nedeniyle terleme şiddetinin azalması.

önlem:

* Çiftlik gübresi veya turba ile hazırlanmış fide harcının beher m3 'üne 4 kg. CaCO3 karıştırmak.
* Bitkiye % 0,75'lik kalsiyum nitrat çözeltisi pülverize etmek.
* Meyve çürüklüğünün önlenmesi veya azaltılması için haftada 2 kez % 0,15'lik kalsiyum klorid, kalsiyum asetat veya % 0,25'lik kalsiyum nitrat pülverize edilmesi.

Demir Noksanlığı:

ilk belirtiler üst yapraklarda yoğunluk kazanan genel renk açılmasıdır. Yapraklar küçük, gövde incedir. Daha ileri devrelerde büyüme noktası etrafındaki genç yapraklar sarı-beyaz renk alır. Damarlar bir süre yeşil kaldıklarından yapraklar file görünüşündedir. Daha sonra damarlar da sararır. Renk açılma seyri yaprak dibinden uca doğrudur. Daha ileri devrelerde yaprak kenarlarında küçük kahverengi nekrozlar belirir. Demir noksanlığının nedenleri:

* Toprağın H değerinin yüksek, yani alkali oluşu.
* Toprakta fazla miktarda fosfat bulunması, önlem:
* ilk belirtiler görüldüğünde % 0,025'lik Fetrilon çözeltisinin bitkilere pülverizasyonu, 810 gün sonra bitkiyi tümüyle sağlığa kavuşturur.

Mangan Noksanlığı:

Mangan noksanlığının açık belirtileri, genç ve orta yaşlı yapraklarda damar aralarının gri-sarı'dan açık yeşile kadar değişen klorotik renk açılmalarıdır. Daha sonra damar araları gri-kahverengi olarak kurur, damar etrafı yeşil kalır.

Mangan noksanlığının nedenleri:

Bitkiler için gerekli mangan toprakta yeterli ölçüde bulunmaktadır. Genel olarak kültür bitkileri yılda dekardan yalnız 3050 gr. mangan kaldırırlar. Ancak alınmasını zorlaştıracak nedenler vardır.

* pH değeri yüksek kireçli topraklarda ve pH değeri düşük humusça zengin kumlu topraklarda manganın tutulması.
* Toprakta çok fazla fosfor asidi bulunması.
* Gübrelemenin harmonik yapılmaması.
* Fazla ve tek taraflı amonyum sülfat uygulamasının fizyolojik asit etkisi de alımı zorlaştırır.

Önlem:

* Zorunlu hallerde 510 kg Mn SO4/Dk. toprağa verilir.
* Veya % 0,1 0,2'lik Mn SO4 çözeltisi 10 gün aralarla bitkilere pülverize edilir. Manebli fungusidlerin % 0,2'lik olarak pülverize edilmesi de uygundur.

Bor Noksanlığı:

Bor; bitkinin su temini, terlemesi, karbonhidratların dağıtımı ve polen çimlenmesi üzerine etkisi olan bir iz elementtir. Bor noksanlığının ilk belirtisi büyüme noktası etrafındaki küçük yaprakların açık filizi renk alması ve kahverengi siyah olarak kurumasıyla başlar. Daha yaşlı yapraklarda ise yaprak kenarları filizi renk ile çevrelenir, bazı yapraklarda bu filizi renk açılması damar aralarına kadar ilerler. Aynı zamanda bazı yapraklarda virüs arazına benzeyen şekil bozuklukları görülür. Yaprakların ipliksi hal alması kıvrılması gibi. Bu kıvrılmalar karbonhidratların yapraklarda kümelenmesinden, bor noksanlığı nedeniyle diğer organlara dağıtılamamasından ileri gelmektedir. Belirtiler ilerledikçe büyüme noktası da ölmektedir. Virüs görünüşlü genç yaprakların kenarlarında antosiyanin oluşmaktadır. Bitki gövdesi kısa fakat kalındır, kökler kısa kalmış ve kahverengi durumdadır.

Bor noksanlığının çok tipik bir belirtisi de; dokuların çok gevrek, çabuk kırılır körpe bir yapı kazanmasıdır.

Bor noksanlığında çiçek tomurcuklarının birçoğu açılmadan dökülmektedir. Domateste bitki üzerinde kalmış fındık büyüklüğündeki meyveler üzerinde oluşan parlak kahverengi lekeler, tüm meyve yüzeyine yayılır, meyveler sıkı durumda meyve salkımı üzerinde kalır ve kururlar. Daha büyük meyvelerde ise, kahverengi lekeler tüm meyve yüzeyine yayılmaz, serpilmiş olarak kalır ve yara kabuğu gibi bir görünüm alır. Böyle meyveler şekilsiz olarak büyümelerini sürdürürler. Hatta bazı meyveler bu nekrozlardan çatlar ve içerde tohumlar görülebilir. Bunlar çürümeden kızarırlar.

Bor noksanlığının nedenleri:

* Toprağın alkali olması (pH'nin 7,5 üzerinde).
* Kirecin toprakta fazla bulunması.
* Asit topraklarda kolay yıkanması. Önlem:
* Toprak tahliline göre 12 kg Borax/Dk. ile gübreleme (Bu miktar 3 yıl yeterli olabilir).
* Hafif durumlarda % 0,2 0,3'lük Borax pülverize edilmesi (Akut hallerde Bor gübrelemesi kadar etkili olamaz).

Çinko Noksanlığı:

Çinko, klorofilin ve karbonhidratların oluşumunda rolü olan önemli bir iz elementtir. Domates ve fasulyelerde nadiren görülebilir. Noksanlığında klorofilin parçalanması ile renk açılmaları beyaza kadar varabilir. Önce yaşlı yapraklarda başlayan, daha sonra tüm bitkiye yayılan hafif renk açılmaları ile damar aralarında kahverengi, kuru lekeler oluşur. Yapraklar kalın, küçük; boğum araları kısadır. Büyüme noktasında çalılaşma görülür.

Çinko noksanlığının nedenleri:

* Toprağın yüksek H derecesinde olması.
* Aşırı fosforlu gübreleme.

Önlem:

* İz elementli kompoze gübrelerle gübreleme.
* Zinebli fungisidlerin kullanılması. Bakır Noksanlığı:

Bakır bir iz element olarak klorofilin oluşumunda rolü vardır. Demir alımını güçlendirir ve çeşitli fermentlerin oluşumuna katılır.

Genel olarak kültür bitkileri için yıllık ihtiyaç 58 gr/Dk. dır.

Bakır noksanlığı yapraklarda bronz renginde renk açılmaları yapar. Klorofilin parçalanması ile damar aralarında ve yaprak kenarlarında açık kahverengi kuru nekrozlar oluşur. Yeni sürgünlerde çalılaşma, yapraklarda rulolaşma diğer belirtileridir.

Bakır noksanlığının nedenleri:

* Toprak analizlerine göre 100 gr. toprakta 0,2 4 MGK. altında bakır bulunması.
* Bakır ihtiyacı özellikle bataklıktan ıslah edilmiş topraklarda ve humuslu topraklarda yüksektir. Hafif kumlu topraklarda da aynı tehlike söz konusudur.

önlem:

* Turba topraklı kültürlerde kural olarak bakır verilmelidir.
* l dekar için 45 kg. bakır sülfat/K. ile gübreleme. Bu miktar yıllarca yeterli olabilir.
* Akut hallerde bitkiye % 0,5'lik bakır sülfat çözeltisi pülverize etmek.
* ilaçlamalarda bakirli fungisidler kullanmak.