PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yem Bitkileri Yetiştirme Teknikleri


Mr.Muhendis
16.02.2010, 09:43
Yeryüzünün değişik bölgelerinde oldukça fazla sayıda yembitkisi türü yetiştirilmektedir. Ayrıca, her bir türün farklı özellikler taşıyan çok sayıda çeşidi (varyete) geliştirilmiştir. Yetişme istekleri yönünden bu türler ve çeşitler arasında büyük farklılıklar vardır. Her yembitkisi türünün ve hatta aynı tür içerisindeki çeşitlerin iklim ve toprak istekleri farklı olduğu gibi; toprak hazırlığı, ekim, bakım, hasat ve harman gibi konular da da az -çok farklılık görülmektedir. Birçok yembitkisi türü, diğer kültür bitkilerinin ekonomik olarak yetiştirilemediği koşullarda yetiştirilebilir. Değişik yembitkisi türleri çok nemli bölgelerden, çok kurak bölgelere kadar geniş bir alanda yetiştirilebildiği gibi, fakir, kireçli, tuzlu, alkali ve asit karakterli topraklarda da başarıyla yetiştirilebilen yembitkisi türleri bulunmaktadır. Yembitküeri tarımında, yetiştiricilik yapılacak bölgeye uygun tür veya varyetelerin doğru olarak seçimi, başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden birisidir.


Tohumluk

Tüm kültür bitkilerinde olduğu gibi, yembitkileri tarımında da basan, kaliteli ve saf bir tohumluk kullanılması ile sağlanabilir. Tohumluğun safiyeti çok önemli bir özelliktir. Kullanılacak tohumluğun içerisinde taş, toprak, bitki artıkları gibi yabancı maddelerin yanında, yabancı ot tohumlarının da bulunmaması gerekir. Bu durum çok önemlidir. Bazı yembitkisi tohumlan çok küçüktür. Bu türlerden çok temiz tohum elde etmek mümkün değildir. Örneğin, sakal otlarında safiyet derecesi % 15-20'ye kadar indiği halde, baklagillerin çoğunda safiyetin % 99 olması istenir. Hatta, yonca tohumluğunda bir parazit olan küsküt yönünden safiyetin % 100 olması gerekir. Çünkü yonca tohumluğu içerisinde % l oranında bile küsküt tohumluğu bulunması, çok büyük zarara neden olmaktadır.

Tohumluğun çimlenme gücü de önemli bir faktördür. Baklagil yembitkilen, buğdaygil yembitkilerine göre, çimlenme güçlerini genellikle daha uzun süre korurlar. Belirli bir süreden sonra, zaman geçtikçe tohumluğun çimlenme gücünde sürekli bir azalma olduğundan, kullanılan tohumluğun taze olması gerekir. Değinilen sakıncaları en aza indirmek veya tümüyle ortadan kaldırabilmek için, eğer mümkünse sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.

Tohumlukta dikkat edilecek bir diğer özellik de sert tohumluluk oranıdır. Özellikle bazı baklagil yembitkilerinde, tohum kabuğu sert olduğundan, çimlenme için tüm çevresel koşullar uygun olsa bile, tohum beklenen sürede çimlenememektedir. Bu tohumlar toprakta uzun süre canlı kalarak sonradan çimlenebilmektedirler. Sert tohumluluk çayır meralarda istenmesine karşın, yembitkileri yetiştiriciliğinde istenmeyen bir özelliktir. Anadolu üçgülü, ak üçgül, san çiçekli gazal boynuzu, tüylü fiğ gibi bazı baklagil yembitkilerinde sert tohumluluk özelliği yaygındır.


Ekim Zamanı

Sıcak mevsim yembitkileri ülkemizin her yerinde ilkbaharda ekilmesine karşın, serin mevsim yembitkileri kışları ılıman geçen kıyı bölgelerimizde sonbaharda, karasal iklimin etkisindeki iç bölgelerde ise ilkbaharda ekilmektedir. Ancak, çok yıllık serin mevsim yembitkileri ilkbaharda ekildiklerinde, ilk yıl çok az ürün alınabilir. Sonbahar ekimlerinde ise bitkiler sonbahar, kış ve erken ilkbaharda kök sistemlerini geliştirdiklerinden, ilkbaharda hızla gelişerek yüksek verim sağlarlar. Bu nedenle, mümkün olan yerlerde sonbahar ekimi tercih edilmelidir.Gerek sonbahar, gerekse ilkbahar ekimlerinde, olabildiğince erken ekim yapılmalıdır, ilkbahar ekimlerinde geç kalınacak olursa, genç fideler yaz kurakları ve sıcaklardan zarar görür. Sonbahar ekimleri gecikirse, fideler yeterince gelişemeden soğuklar başlayacağından, birçok genç fide ölür veya zarar görür. Erken ekim yapmayı gerektiren nedenlerden birisi de, bazı yembitkisi tohumlarının uygun koşullarda bile çimlenme sürelerinin uzun olmasıdır. Örneğin, yumrulu kanyaş tohumlan 28, domuz ayrığı, koyun yumağı ve çayır salkım otu tohumları 21, otlak ayrığı ve kılçıksız brom tohumları ise 14 günde çimlenmektedir.


Ekim Derinliği

Ekim derinliği, toprak yapısına ve ekilecek tohum büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Ağır topraklarda daha yüzlek, hafif topraklarda ise biraz daha derin ekim önerilir. Toprak yapısına bağlı olarak;

* Küçük tohumlu yembitkileri : 0.5-2.5
* Orta tohumlu yembitkileri : 1.5-3.0
* İri tohumlu yembitkileri : 2.5-7.5 cm

toprak derinliğine ekilmelidir.

* Küçük tohumlu yembitkileri denince ak üçgül, melez üçgül, aktavus otu, köpek kuyruğu, anadolu üçgülü,
* Orta tohumlulara yonca, taş yoncası, çayır üçgülü, ayrıklar, kılçıksız brom, çimler,
* İri tohumlulara fiğ türleri, mürdümük türleri, yem bezelyesi örnek verilebilir.


Atılacak Tohum Miktarı

Dekara atılacak tohum miktarı tohumun büyüklüğüne, yağış durumu veya sulama olanaklarına ve üretim amacına (ot veya tohum için üretim) bağlı olarak değişmektedir. Bazı yembitkilerinden dekara atılacak tohum miktarları aşağıdadır.

http://i45.tinypic.com/ao2kbn.gif


Yetiştirme Şekilleri

Yembitkileri ana ürün, ara ürün veya alt bitki şeklinde yetiştirilebilir.

Ana Ürün Olarak Yetiştirme

Bu sistemde tarla arazisi bir mevsim, bir yıl veya daha uzun süre tek yıllık veya çok yıllık yembitkilerine ayrılmaktadır. Örneğin, Samsun yöresinde yetiştirilen ana ürünler mısır, tütün, buğday, yulaf, çeltik vb. bitkilerdir. Bu bitkilerin yetişme dönemlerinde, arazi herhangi bir yembitkisine ayrılır ve yembitkisi gelişmesini tamamlayıncaya kadar arazide kalmasına izin verilirse, ana ürün olarak yetiştirilmiş olur. Çok yıllık yembitkileri arazide birkaç yıl kaldıklarından, ana ürün şeklinde yetiştirildikleri varsayılabilir.

Ara Ürün Olarak Yetiştirme

Yılda birden fazla ürünün alınabildiği kıyı bölgelerimizde, iki ana ürünün yetişme dönemleri arasında kalan sürede, arazide yembitkilerinin yetiştirilmesine ara ürün olarak yetiştirme adı verilir. Ara ürün olarak yembitkileri yetiştirildiğinde, hasat zamanı ana ürünleri sınırlamayacak şekilde ayarlanır. Yani, ana ürünün ekim zamanı geldiyse arazideki yembitkisi, hangi gelişme devresinde olursa olsun, biçilerek tarla ana ürün için hazırlanır. Ara ürün olarak yembitkileri yetiştiriciliği genellikle iki şekilde uygulanmaktadır.

a) Kışlık Ara Ürün Olarak Yetiştirme: Sürekli olarak mısır, tütün, pamuk, ayçiçeği veya yazlık sebzeler gibi ürünlerin yetiştirildiği kıyı bölgelerimizde, bu ürünler hasat edildikten sonra, gelecek yıl tekrar ekilinceye kadar arazi genellikle boş kalmaktadır. Arazinin boş kaldığı bu dönemde uygun yembitkileri yetiştirilirse, bu kışlık ara ürün olarak yetiştirme adını alır. Örneğin, bölgemizde sürekli tütün yetiştirilen arazilerde, türün bitkisi haziran ayı içerisinde araziye şaşırtılmakta ve ekim ayında hasat işlemi bitmektedir. Bazı çiftçiler bu arazilere ekim sonu veya kasım ayı başlarında fiğ + yulaf veya arpa karışımı ekerek, mayıs ayı ortalarına doğru bitkiler hangi gelişme devresinde olursa olsun, biçip araziyi tekrar tütün için hazırlamaktadırlar.

b) Yazlık Ara Ürün Olarak Yetiştirme: Buğday, arpa, yulaf, kolza vb. kışlık ana ürünlerin sürekli olarak yetiştirildikleri arazilerde, bu ürünler hasat edildikten sonra tekrar ekilinceye kadar arazi genellikle boş kalmaktadır. Yağışların uygun olduğu veya sulama olanağı olan yerlerde bu süre içerisinde, mısır, sorgum, sudan otu gibi bitkiler yetiştirilip, silaj ve hasıl ot amacıyla hasat edilmektedir. Örneğin, bölgemizde tahıllar temmuz ayı içerisinde hasat edildikten sonra, genellikle tarlaya mısır ekilmekte ve ekim ayı başlarında silajlık veya hasıl olarak hasat edilmektedir.

Gerek yazlık, gerekse kışlık ara ürün olarak yetiştirilen ürünlere, ikinci ürün adı da verilmektedir.

Alt Bitki Olarak Yetiştirme

Bu sistem daha çok bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde uygulanmaktadır. Sonbaharda kışlık tahıllarla karışık olarak tek yıllık yonca ve üçgüller ekilmektedir. Tahıllar olgunlaşınca, biçerdöverin tablası kaldırılarak yüksekten hasat yapılmaktadır. Tahılların haşatından sonra, geride kalan yonca veya üçgüllerin bir süre daha gelişmesi beklenmekte, ardından koyun veya sığırlarla otlatılmaktadır. Burada tek yıllık yonca veya üçgüller, tahılların yanında alt bitki olarak yetiştirilmektedir.

Ülkemizde böyle bir uygulama yoktur. Ancak, yeni kurulan meyve bahçeleri, fındıklıklar ve kavaklıkların altında, bitkiler gelişip toprağı tümüyle kapatıncaya kadar bazı yembitkileri yalın veya karışım halinde yetiştirilebilmektedir.

Yembitkileri yalın olarak ya da ikili veya çoklu karışımlar şeklinde yetiştirilir. Buğdaygil yembitkilerinin çoğunluğu ve yonca, korunga, üçgül gibi baklagil yembitkileri tek başlarına yetiştirilebilmelerine karşın; sürünücü özellik gösteren fiğ türleri, yem bezelyesi ve mürdümük türleri gibi bitkilerin, dik gelişen bir arkadaş bitkiyle birlikte yetiştirilmesinde yarar vardır.


Ekim Şekli

Ekim serpme olarak veya mibzerle yapılabilir. Serpme ekimde tohumlar elle veya dağıtıcı makinelerle toprak yüzeyine serpildikten sonra, diskaro, tırmık veya tapan gibi aletlerle üzeri kapatılır. En ilkel ekim yöntemidir. Sakıncaları;

* Ekim derinliği ayarlanamaz
* Bitkiler arasındaki açıklık ayarlanamaz.
* Mekanik yollarla yabancı ot savaşımı yapılamaz
* Gereğinden fazla tohum kullanılır

Mibzerle ekim, serpme ekime göre daha üstün bir yöntemdir. Yembitkilerinin ekiminde bu amaçla geliştirilmiş özel mibzerler kullanılır. Üstünlükleri;

* Tohumlar istenilen derinliğe atılabildiğinden, çimlenme ve çıkış oranı yüksek olur.
* Bitkiler arasındaki açıklık istenilen şekilde ayarlanabilir.
* Mekanik yolla yabancı ot savaşımı yapılabilir.
* Ekimle birlikte gübreleme de yapılabilir.
* Daha sonra yapılacak sulama ve gübreleme işlemleri daha kolay uygulanabilir.
* Tohumdan tasarruf sağlanır.


Baklagil Yembitkisi Tohumlarının Aşılanması

Bitkisel üretimi sınırlayan en önemli faktörlerden birisi N yetersizliğidir. Bitki dokularındaki N oranı % l - 6 arasında değişmektedir. Bir dekar arazi üzerindeki atmosferde 9 ton kadar N bulunmasına karşın, bitkiler doğrudan bu azotu kullanamamaktadırlar. Toprağa bitkilerin yararlanabileceği formda azot aşağıdaki yollarla kazandırılabilir.

* Toprağa karışan organik artıkların mineralizasyona uğraması ile.
* Şimşek, yağmur vb. atmosferik olaylar sonucu toprağa bir miktar azot iner. Bunun yanında endüstriyel yanma ve ozonizasyon olayları da toprağa azot kazandırır.
* Toprakta bulunan Azotobacter, Clostridium, Cyanobacteria, Rhizobium, Azotla, Actinomycetes gibi değişik organizmalar, serbest veya ortak yaşam yoluyla havanın azotunu toprağa bağlarlar.
* Fabrikalarda kimyasal olarak, çoğunlukla Haber - Bosch yöntemi ile, üretilen azotlu gübrelerin toprağa verilmesiyle.

Yapılan tahminlere göre, dünya topraklarına her yıl 260 milyon ton 'kadar N eklenmektedir. Bunun yaklaşık 90 - 175 milyon ton kadarı biyolojik azot fiksasyonu, 40 milyon tonu kimyasal gübreler, 20 milyon tonu endüstriyel gazlar, 15 milyon tonu ozonizasyon ve 10 milyon tonu da şimşek vb. atmosferik olaylarla toprağa kazandırılmaktadır.

http://i50.tinypic.com/123tjed.gif

Biyolojik azot fiksasyonu, toprakta serbest yaşayan bakteriler ve baklagil köklerinde ortak yaşayan Rhizobium bakterileri aracılığıyla olmaktadır. Yapılan tahminlere göre, biyolojik yolla kazanılan azotun çoğunluğu, baklagil-rhizobium ortak yaşamı yoluyla sağlanmaktadır.

Herhangi bir tarlada ilk kez baklagil yetiştirilecekse, o baklagil türünde etkili olan bakteri ırkının toprakta yeterli yoğunlukta bulunmayacağı varsayılarak, aşılama yapılması önerilir. Çünkü her baklagil türünde etkili olabilen bakteri ırkı farklıdır.

Bakteri aşılaması çoğunlukla tohuma yapılmaktadır. Ancak, tohumların ilaçlı olduğu durumlarda veya tohuma aşılama yapmayı engelleyecek başka nedenler varsa, doğrudan toprağa bakteri aşılaması da yapılabilmektedir. Hazır paketler halinde satılan aşılar, şekerli su ile nemlendirilen tohumların üzerine önerilen oranda dökülerek karıştırılır. Böylece bakteriler tohum yüzeyine yapışır. İyi bir yumrucuk oluşumu için, tohumun çevresinde yeterli sayıda bakterinin bulunması gerekir. Bu sayı, yonca, üçgül vb. küçük tohumlularda 1000 - 5000 bakteri/tohum, soya, fasulye, koca fiğ vb. iri tohumlularda 100 bin - l milyon bakteri / tohumdur.

Aşılamanın Yararları:

* Aşılama ile etkili yumrucukların bitkilerin erken devrelerinde gelişmeleri güvence altına alınır.
* Çimlenme ve sürme devresinde tohumun besi dokusundaki (çenekler) N tükenince, bitki etkili yumrucuklardan azotlu bileşikleri kolayca alabilir. Bitki N fakirliği çekmez, doku ve organlarındaki protein oranı artar.
* Aşılanan bitkilerin ot ve tohum verimi artar. Aşılama ile ortalama olarak % 10 -15 verim artışı sağlanabilir. Fakir topraklarda bu artış oranı % 25'e kadar çıkabilir.

Aşılama ile toprağın N bütçesi iyileştirilir. Bir sonraki ürün için azot ve organik madde yönünden zengin, kolay işlenebilir bir toprak kalır.