PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Organik Sebze Yetiştiriciliği


Mr.Muhendis
23.01.2010, 19:31
1. GİRİŞ

İnsan beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için, tarımsal faaliyetlerin yürütülmesi zorunludur. Bu faaliyetleri yürüten üreticiler, zaman içerisinde bazı faktörlerin etkisi ile aynı üretim alanında sürekli olarak bir türe ait bitkileri yetiştirmeye başlamışlardır. Bir üretim alanında sürekli olarak aynı bitki türünün yetiştirilmesi “tek bitki üretimi-monokültür” olarak tanımlanır. Tek ürün üretimine üreticileri yönlendiren nedenler arasında; üretilen ürünün piyasada yüksek fiyat bulması, tüketiciler tarafından sürekli talep edilen bir ürün olması, üretimi kolay olması ve üreticinin üretimini bilmediği bitki türlerinin üretiminden kaçınması gibi nedenler sayılabilir.

Tek ürün üretiminin zaman içerisinde yaratmış olduğu pek çok olumsuzluklar vardır. Bunlar; sürekli olarak toprağın belli derinliğindeki su ve besin maddesinin tüketilmesi, tüketilen besin maddesinin telafi edilmesini amaçlayan aşırı sentetik gübre kullanımı sonucunda bunların kalıntılarının su kaynakları ile toprak kirliliğine neden olarak doğadaki yaşam zincirini olumsuz etkilemesidir. Ayrıca, yetiştirilen türe ait hastalıkların etkinliğinin, zararlılarının yoğunluğunun artması ve bunların etkinliğini önlemek amacıyla aşırı miktarda zirai mücadele ilaçlarının kullanımı sonucunda doğada mevcut olan yararlı-zararlı böcek dengesinin ortadan kalkması, bu ilaçların toprakta ve üretilen ürün üzerinde biriken kalıntıları sonucunda doğa ve insan sağlığının tehdit altında olması, toprak mikroorganizma yapısının bozulmasıyla toprak faunasının olumsuz etkilenmesidir.

Organik tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik olarak, çevreye ve insana dost üretim sistemlerini içermekte olup, sentetik gübre ve zirai ilaç kullanımını yasaklamasının yanında, organik ve yeşil gübreleme, ekim nöbeti, toprak muhafazası, bitkinin direncini arttırma, parazit ve predatörlerden yararlanmayı ve bütün bu işlemlerin kapalı bir sistem içerisinde yürütülmesini amaçlayan üretim sistemidir (İlter ve Altındişli, 1998).

Organik tarımda, hatalı uygulamalar sonucunda yapısı bozulan toprağın iyileştirilmesi ve içindeki mikroorganizmaların korunup beslenmesinin sağlanması, toprağın tek yönlü sömürülmesi önlenerek doğal verimliliğinin devam ettirilmesi ana ilkelerden birisidir. Bunu sağlamanın etkili yöntemlerinden bir tanesi ise; iyi planlanmış ekim nöbetlerinin uygulanmasıdır.

Sebzeler içermiş oldukları mineral ve vitaminleri ile insan beslenmesinde önemli rol oynayan bitki türleridir. Kültürü yapılan sebzeler değişik familyalara aittir ve her birinin toprak ve iklim istekleri farklıdır. Bir kısmı derin köklü (domates, biber, kabak), bir kısmı yüzlek köklüdür (salatalar, ıspanak). Bir kısmı serin iklim sebzesi (ıspanak, salatalar, lahana, karnabahar), bir kısmı yazlık sebzelerdir (domates, biber, patlıcan, kabak, hıyar, karpuz, bamya).

Organik tarım esasları çerçevesinde yürütülecek sebze ekim nöbetleri, sebze türlerinin özellileri dikkate alınarak hazırlanıp uygulanır ise; gelecek nesillerden ödünç olarak alınıp kullanılmakta olan topraklar, gerçek sahiplerine yapısal bozukluğa uğratılmadan teslim edilebilecektir.

2. ORGANİK SEBZE ÜRETİMİNDE EKİM NÖBETİ

Sebze yetiştiriciliğinde ekim nöbeti uygulaması, ticari sebze ürerimi ve ev bahçesi üretimlerinde uzun süreli başarı elde edilebilmesi için gereklidir. Tarımsal işletmelerde ekim nöbeti uygulanması, organik tarımın ana prensiplerinden birisidir. Doğru ürün seçerek ekim nöbeti uygulayan bilinçli üreticiler, arazilerinin verimliliğinin uzun yıllar devam etmesini sağlarken, toprak yapısının ve mikroflorasının korunmasını da sağlar. Ekim nöbeti; rotasyon ve münavebe kelimeleri ile eş anlamlı olup, tarımsal faaliyet gösterilen bölgenin iklim ve toprak özellikleri dikkate alınarak, yüksek verimli ve kaliteli üretim yapmak amacıyla farklı kültür bitkilerinin birbirini, karşılıklı olarak destekleyebilecek ve tamamlayabilecek şekilde ard arda yetiştirilmesine denir.

Sebze yetiştiriciliğinde ekim nöbeti; toprak sağlığını arttırmak, verimli ve kaliteli ürün elde etmek amacıyla arka arkaya yetiştirilecek sebze türlerinin bir plan ve program dahilinde seçilmesidir. Bir üretim alanında ekim nöbeti izlenmediğinde, toprak verimliliğini olumsuz yönde etkileyen faktörler şunlardır: Toprak kökenli hastalık etmenlerinin etkenliğinin artması, nematodların daha aktif hale geçmesi ve populasyonlarının artması, topraktaki organik madde miktarının sürekli olarak azalması, kullanılan sentetik bitki besin maddesi ve zirai mücadele ilaçlarının toksik etki yapan kalıntılarının artma olasılığının yüksek olması ve toprakta bulunan temel mineral elementlerin dengesinin bozulmasıdır.

Ürün ekim nöbetinde ana prensip; aynı familyaya ait olan sebze türlerinin tek ürün yetiştiriciliği (monokültür) zihniyeti ile arka arkaya üretilmemesidir. Bunun ana nedeni; aynı familyaya ait türler topraktan aynı besin maddelerini alarak beslenirler ve toprak verimliliğinin azalmasına neden olurlar. Örneğin; sebzeler yakılıp külleri incelendiğinde; demir (F2O3) pırasada % 7.0, lahanada ise % 0.7 oranında bulunmaktadır. Bilindiği üzere bu iki sebze türü farklı familyalara aittir. Potasyum (K2O) ise; Lahana külünde % 48.3 ve karnabahar külünde ise % 23.4 düzeyinde bulunmaktadır. Bu iki tür lahanagiller (Cruciferae) familyasına ait olup topraktan fazla miktarda K2O kaldıran sebzelerdir. Mg bezelyede % 8.0 iken, salatalarda % 2.2 dir. Fosfor (P2O5) ise; turpta % 41.1, bezelyede % 1.0 dır. Sebzeler için geçerli olan bu durum diğer bitki grupları için de aynıdır. Örneğin; şekerpancarı, 4 ton kök+2 ton yaprak verimi ile bir dekar alandan besin maddesi olarak 15 kg N+6 kg P2O5+17.5 kg K2O+12 kg CaO kaldırırken, yonca 800 kg/da kuru ot verimiyle 25 kg N+5.5 kg P2O5+14.5 kg K2O+23 kg CaO kaldırmaktadır. Bu nedenledir ki organik tarımın ana prensiplerinden birisi toprak yapısının korunarak tarım yapılmasıdır. Toprak yapısının korunmasını sağlayan uygulamalardan en önemlisi ise; tarımsal faaliyetler uygulanırken bilinçli bir ekim nöbeti uygulanmasıdır (Şencan, 1976).

Ayrıca; aynı familyaya ait sebze türleri, aynı hastalık ve zararlılara hassas olurlar. Yaygın olarak üretimi yapılmakta olan sebzelerin ait olduğu familya sayısı toplam olarak 10 tanedir. Örneğin; soğan, sarımsak ve pırasa soğangiller (Amaryllidaceae), domates, biber, patlıcan ve patates patlıcangiller (Solanaceae), hıyar, karpuz, kavun ve kabak kabakgiller (Cucurbitaceae), lahana, karnabahar, brokkoli, bürüksel lahanası, kırmızı lahana, turp, şalgam, roka ve tere lahanagiller (Cruciferae) familyalarına ait sebze türleridir. Toprakta yaygın olarak bulunan ve sebze üretiminde büyük sorun olan toprak kökenli bir çok hastalığın etkinliği “zaman esas alınan ekim nöbeti” programları ile önlenebilmektedir. Fusarium kökenli hastalık etmenleri; fasulye ve bezelyeyi de kapsayan bir çok sebze türüne önemli ölçüde zarar veren bir hastalık etmenidir. Bu hastalık etmeni ile aynı üretim parselinde 2-3 yıllık ekim nöbeti programı uygulayarak başa çıkılabilmektedir.

Lahana kök çürüklük etmeni bir fungus olup, etkinliği; aynı üretim alanında 4-5 yıl lahanagillerden bir tür üretilmeyerek ortadan kaldırılabilmektedir. Örneğin; birinci yıl beyaz baş lahana üretilmiş ve hastalık bu ürerim periyodunda etkili olarak önemli ölçüde ürün zararına neden olmuş ise; ikinci yıl aynı üretim alanında brokkoli, kırmızı baş lahana, brüksel lahanası ya da karnabahar üretimi yapıldığında zararın etkisi katlanarak artmaktadır.

Verticillium solgunluk etmeni bir fungus olup, domateste önemli ölçüde zarar yapan toprak kökenli bir hastalık etmenidir. Domates tarımından sonra, topraktaki etkinliği uzun yıllar kalabilmektedir. Bu nedenle hastalığın etkili olduğu üretim alanlarında domatesin arkasından tekrar domates ya da biber, patlıcan ve patates üretimi yapılmamalıdır. Günümüzde, bakteri ve fungus kökenli hastalıklara dayanıklı ya da toleranslı sebze çeşitleri geliştirilmiştir. Ancak, bu dayanıklılık etmeninin, söz konusu çeşitlere hangi ıslah metotları ile aktarıldığı organik tarım prensipleri yönünden önemlilik arz etmektedir.

Domates, havuç ve patates, kök ur nematodlarına karşı çok duyarlı olan sebzelerdir. Tatlı mısır ve diğer tahıl grubu sebzeler ise, bu zararlı etmenini baskı altına alabilen bitki gruplarıdır. Kök ur nematodları, genellikle sebze grubu bitkilerden soğan ve karpuzda zararlanma yapmaz.

Ekim nöbetinde bitki seçimi yaparken, üretilen ön bitkinin toprakta ne kadar organik madde bırakacağı da önemlidir. Kök kalıntıları ile toprağa bırakılan organik madde miktarı sebze türlerine göre de değişim göstermektedir. Örneğin; lahana 50-80, karnabahar 30-60, ıspanak 30-40, havuç 50-90, kırmızı pancar 60-70, maydanoz 10-20, kereviz 100-130, pırasa 50-100, soğan 90-100, bodur fasulye 50-70, bezelye 20-50, hıyar 20-80, domates 20-80 ve salatalar ise 10-30 kg/ da organik madde bırakmaktadır. Tahıllardan olup sebze olarak üretilen tatlı mısırın da toprağa bıraktığı organik madde miktarı çok fazladır. Ancak, tatlı mısırın toprakta bırakmış olduğu organik madde kısa sürede parçalanmaz. Yazlık ve kışlık kabaklar, karpuz ve baklagillerin bıraktığı organik materyaller ise; kısa sürede parçalanabilir (Şencan,1976)

Ekim nöbeti uygulamalarına yeşil gübreleme amaçlı bitkiler de alınmalıdır. Bu amaçla seçilen bitkilerin baklagil olmasının havanın serbest azotunun toprağa bağlanmasını sağlamasının dışında başka faydaları da vardır. Baklagil bitkileri; gölgeleme etkileri ve gevşek kök sistemleri nedeniyle, toprağın organik maddesini ve strüktürünü arttırır, toprağın fazla kurumasını önleyerek, toprak yapısının korunmasını sağlar. Toprakta K, Ca ve Mg gibi katyonların yıkanarak uzaklaşmasını önler, erezyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olur ve toprak yapısının iyileşmesine katkıda bulunur, yabancıot, hastalık ve zararlılar ile mücadelede faydalıdır (Ceylan, 1994).

Ayrıca ekim nöbeti programına konulacak sebze türü seçerken, bitkilerin derin ya da yüzlek köklü olma özellikleri de dikkate alınmalıdır. Örneğin; salata grubu sebzeler (marul, kıvırcık, baş salata), pancar ve diğer yeşillikler yüzlek köklü sebzelerdir. Toprağın ilk 20-30 cm derinliğindeki besin maddelerinden yararlanabilirler. Bu bitkiler dallanıp toprak yüzeyinde gölgeleme yapabilme özelliğine de sahip değildir. Bu türlere ait bitkilerin üretimi aşamasında yabancı ot kontrolü sağlayabilmek amacıyla sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri oldukça dar tutulmalıdır. Diğer taraftan; domates, biber, yazlık kabaklar ve kavun derin köklü sebzelerdir ve 60 cm toprak derinliğine kadar olan bitki besin maddelerinden yararlanabilme özelliğine sahiptirler. Bu nedenle; yüzlek köklü sebzelerden sonra derin köklü sebzelerin ekim nöbeti programlarına konulmasında fayda vardır. Ayrıca, derin köklü olarak adı geçen bu sebzelerin toprak üstü kısımları da oldukça gelişerek toprak yüzeyini kaplayıp yabancı ot gelişimini de belli oranda engelleyebilirler.

Bazı sebze türleri vardır ki, üretim periyodu sonunda toprakta bırakmış oldukları organik maddeler parçalanırken, toprağa toksik madde bırakırlar. Bu toksik maddeler kendilerinden sonra gelen sebze türleri için alleopatik etki oluşturabilirler. Örneğin; tatlı mısır kendisinden sonra üretilecek bazı sebze türlerine böyle olumsuz bir etkide bulunur. Tatlı mısır üretiminden sonra, salatalar, pancar ve soğan üretimi yapılmak istenir ise, bırakılan toksik madde bu türlere ait bitkilerin gelişimlerini engellemektedir. Diğer taraftan tatlı mısır ve dane mısır, soğanda büyük zarar yapan pembe kök çürüklüğü etmeninin etkisinin azaltılmasında önemli olan iki art bitkidir. Bitkilerin bırakmış oldukları bu toksik maddeler toprak yorgunluğu adı verilen verimsiz koşulların oluşmasında önemli rol onamaktadır. Sebze üretiminde olduğu gibi diğer bitki gruplarından da organik maddeleri parçalanırken toprağa toksik madde salan bitkiler de vardır. Bunlar aşağıda sunulmuştur:

Bitki Türü Salgılanan Toksik Madde
Mısır Amino asit
Yulaf Scopoletin
Keten Linoin
Şeftali Amigdalin
Elma Florizin, kuversetin
Yağ Bitkileri Fosfor asidi
Şeker-nişasta bitkileri Potasyum

Sebzeler topraktan çok fazla besin maddesi kaldıran bitki gruplarıdır. Bu nedenle kendilerinden sonra gelen bitki gruplarının toprakta mevcut bulunan besin maddeleri ile beslenmesini engellerler. Örneğin; domates gibi topraktan çok fazla besin maddesi kaldıran bir türden sonra hangi tür yetiştirilecek ise; toprak analizi yaptırılarak, topraktan kaldırılan besin maddeleri, dikkatlice uygulanan bir gübreleme programı ile toprağa ilave edilmelidir. Organik tarımda esas olarak organik kökenli besin maddelerinin esasını çiftlik gübreleri oluşturmaktadır. Ancak, bilinçsiz yapılan çiftlik gübrelemesi ile, sentetik gübrelerin yaratmış olduğu tehlikelerden daha tehlikeli durumlar da yaratılabilmektedir. Örneğin; Avusturalya’da toprakların büyük bir kısmı bilinçsiz uygulanan çiftlik gübrelemesi sonucunda kullanılamaz hale getirilmiştir.


3. EKİM NÖBETİNDE BİTKİLERİN UYUŞUMU

Bazı bitkiler uzun yıllar arka arkaya monokültür şeklinde yetiştirildiklerinde elde edilen verim büyük ölçüde düşer. Bu bitkiler kendi verimi üzerine olumsuz etkide bulunurlar. Bu nedenle bunlara kendine katlanmaz bitkiler denir. Kendine katlanmayan bitkilerin arka arkaya yetiştirilmesi sakıncalıdır. Bazı bitkiler monokültür yetiştirildiğinde verim azalışı az olurken bazılarında bu miktar oldukça fazladır. Birbiri ardına getirildiğinde verim azalışı az olan bitkilere ise “kendine katlanır” bitkiler denir. Kendine katlanmayan bir bitkinin aynı araziye ikinci kez gelebilmesi için aradan geçmesi gereken süreye “ekim molası” denir. Yapılan bir çok araştırmaların toplu sonuçlarına göre bazı önemli tarım bitkilerinin kendine katlanma durumları şöyledir (Algan, 1999)

- Kendi ardına ekilmesi sakıncalı olan bitkiler : Çavdar, mısır, bakla, soya fasulyesi, darı, kenevir, tütün, pamuk, çeltik, soğan, sarımsak, pırasa, turp, bezelye

- Kendine katlanma derecesi değişen bitkiler : Fasulye, acı bakla (lüpen), arpa, buğday, havuç

Kendine katlanmayan bitkiler ve ekim molaları : Keten 6 yıl, yonca 5 yıl, pancar 4-5 yıl, yulaf 3-4 yıl, bezelye 4 yıl, turp 3 yıl, kolza 3 yıl, ayçiçeği 3-5 yıl, haşhaş 2-3 yıl, soğan, sarımsak, lahana, patates 3-4 yıl, hıyar 4-5 yıl.


4. BAZI SEBZELERİN BİRBİRLERİNE GÖRE ÖN VE ART BİTKİ
OLABİLME DURUMLARI

Sebzelerin birbirlerine göre ön ve art bitki olabilme durumları aşağıda sunulmuştur (Şencan, 1976).

Kırmızı pancar: Ön veya art bitki olabilme özelliğine sahip bir sebzedir. Lahanagiller, patates, hıyar, patlıcangiller, salata ve taze bezelyeden sonra art bitki olarak gelebilir. Ön bitki olarak ele alındığında ise; kendisinden sonra bezelye, fasulye, soğan, pırasa, salata ve ıspanak art bitki olarak üretilebilir.

Pazı : Ekim nöbetinde kendisinden önce ve sonra gelecek bitkiler kırmızı pancarda olduğu gibidir.

Ispanak : Ekim nöbetlerinde ön ve art bitki olarak yer verilmesi gereken sebze türlerinden birisidir. Ön bitkileri ; patates, bezelye, bodur fasulye, havuç, karnabahar, erkenci lahanalar ve salatalardır. Ispanaktan sonra, art bitki olarak; bezelye, fasulye, hıyar, domates, patates, lahana ve soğan gelir. Ispanağın yetiştirme dönemi 6-8 hafta gibi kısa olduğundan ve yarı gölge ortamlarda yetiştirilmekten hoşlanan bir tür olduğundan; ıspanak birlikte üretim programlarında da yer alabilir.

Lahana : Özellikle erkenci lahana çeşitleri ön ve art bitki olarak ekim nöbeti programlarında yer alırlar. Lahana grubu sebzeler haricindeki bütün sebze türleri, lahanalara ön bitki olabilir. Lahanadan sonra art bitki olarak ise; domates, fasulye, salata, hıyar, turp,, pırasa ve bezelye yer alır. Lahanalar, mantari hastalıklardan dolayı uzun süreli ekim nöbetlerinde yer almalıdır. Üretimi yapılan topraklar, kumlu yapıda ise lahanalardan sonra gelen sebze türlerinden yeterli düzeyde verim elde edilemez. Bu durum, lahanaların aşırı düzeyde su tüketen sebzeler olmasından kaynaklanır. Arkadan gelen sebze ya az su tüketen sebze olmalı ya da sebze türleri haricinde bir bitki türü ekim nöbetine alınmalıdır.

Şalgam : Ön bitkileri bezelye ve bakladır. Kendisinden sonra gelebilecek art bitkileri ise; domates, patates, hıyar ve tatlı mısırdır. Şalgam topraktan fazla miktarda potasyum klorür kaldırdığı için endüstri bitkilerinden tütün için iyi bir ön bitkidir.

Turp : Turpun ön bitkileri; patates, bezelye, ıspanak, salata, yer fasulyesi, erkenci havuçlar ve bakladır. Art bitkiler ise patlıcangiller familyasına ait olan türlerdir. Turp kendi ardına ekilmesi sakıncalı olan sebze türlerinden birisidir. Ancak, yetiştirme periyodu oldukça kısa olan turp, birlikte üretim programları için ideal bir türdür.

Bezelye : Baklagiller hariç bütün sebze türleri için uygun bir ön bitkidir. Arkasından ekim nöbetine alınabilecek öncelikli sebze türleri ise; karnabahar, lahana, havuç, salata ve kırmızı pancardır. Bezelye kendisinden sonra aynı parsele dört yılda bir getirilmelidir. Yabancı otlara karşı toleransı olmayan bir tür olan bezelyenin, çapa bitkilerinden sonra getirilmesi olumlu sonuç vermektedir. Bezelye, toprağı azot bakımından zenginleştirdiğinden ekim nöbetlerinde genellikle ön bitki olarak yer almasında yarar vardır.

Fasulye : Ön bitkileri; patates, domates, kırmızı pancar, maydanoz, havuç, ıspanak, lahana ve soğandır. Art bitkileri olarak bütün sebze türleri gösterilebilmekle beraber en şanslı grup ise lahanagillerdir. Bezelye de olduğu gibi fasulye de toprağı azotça zenginleştiren bir tür olduğundan ekim nöbeti programlarında daima ön bitki olarak kullanılması, yetiştirilecek bitkinin azot ihtiyacının doğal olarak sağlanması ve nitrat kirliliğinin önlenmesi bakımından önemlidir. Fasulye, uzun yıllar kuşkonmaz üretimi yapılarak bozulan toprakların iyileştirilmesi için kullanılabilen bir sebzedir. Ayrıca, kendisinden sonra yetiştirilebilecek bir tür olmakla birlikte, zorunlu kalınmadıkça bu yola başvurulmamalıdır.

Bakla : Bakla da bütün sebze türleri için hem ön hem de art bitki olabilen bir sebzedir. Gerekirse kendisinden sonra gelebilen bir türdür. Ekim nöbeti programlarında problem çıkarmayan bu tür, ön ya da art bitki olarak her yerde değerlendirilebilecek “joker” bir bitkidir. Kendisinden ya da baklagillerden sonra üretimi zorunlu kalmadıkça yapılmamalıdır. Bakla bir çapa bitkisi olduğundan, yabancı ot mücadelesinin mekanik olarak yapılabilmesine olanak verir. Baklalar, rüzgara hassas bitkiler ile birlikte üretim programlarında da değerlendirilerek iyi bir rüzgar kıran görevi görürler. Ayrıca bezelye ile birlikte üretilmeleri halinde, bu bitkilerin sarılabilecekleri bir ortam oluştururlar.

Hıyar : Hıyarın ön bitkisi, domates, patates, lahana, şalgam, soğan, ıspanak, turp ve salatalardır. Art bitkileri ise; salata, ıspanak, lahana ve soğandır. İki yıl yonca üretiminden sonra hıyar üretimi yapılması verimi oldukça etkiler. Uygulamada, hıyar ekim nöbetlerinde aynı üretim alanında 4-5 yılda bir üretilmelidir.

Kavun : Ön ve art bitkileri hıyarda olduğu gibidir. Klora karşı oldukça hassastır ve yeni kireçlenmiş üretim alanlarını pek sevmez.

Karpuz : Ön ve art bitkileri hıyarda olduğu gibidir.

Kabak : Ön bitkileri; lahana, patates, domates, baklagiller, ıspanak ve turptur. Art bitkileri ise; lahana, ıspanak, salata ve soğandır. Ekim nöbeti ve birlikte üretim programlarında rahatlıkla kullanılabilecek bir sebze türüdür.
Domates : Domatesin ön bitkisi; hıyar, lahana, kereviz, şalgam, baklagiller ve bunlar arasında özellikle bakla, salata ve ıspanaktır. Art bitkileri ise; ıspanak, havuç, bezelye, fasulye, bakla ve kerevizdir.

Patlıcan: Ön ve art bitkileri domateste olduğu gibidir.

Biber : Ön bitkileri; özellikle kabakgiller, baklagiller, salata, ıspanak ve turptur. Art bitkileri ise; domatesteki gibidir.

Havuç : Ön bitkiler; lahana, domates, hıyar, fasulye, bezelye ve bakladır. Art bitkiler; salata, ıspanak ve lahanagillerdir. Erkenci havuçlardan sonra, aynı yerde ve aynı yıl içerisinde geççi havuç çeşitleri üretilebilir. Ancak, yabancıot sorunu var ise bu durumdan kaçınılmalıdır. Aksi halde, havuç üretimi mutlaka çapa bitkilerinden sonra yapılmalıdır. Yonca üretiminden sonra havuç üretiminden kaçınılmalıdır.

Havuç, kendi üretiminden sonra toprağı çok iyi bir şekilde bırakır. Ayrıca hastalıklar bakımından da havuca nötr bitki olarak bakılır. Bu nedenle her bitkinin ön bitkisi olabilir. Örneğin; mantari, virüs ve nematod hastalıklarına karşı havuç iyi bir ara bitki olarak değerlendirilebilir.

Kereviz : Ön bitkisi; fasulye, bezelye, patates, erkenci lahana ve salatalardır. Art bitkileri ise; soğan, pırasa, ıspanak, taze bezelye, şalgam, patates, domates, hıyar ve lahanadır. Kereviz için dört yıllık ekim nöbeti programları uygundur.

Maydanoz : Ekim nöbeti programları için uygun bir bitki değildir. Ekimi yapılan yerde uzun süre kalır. Kökleri toprağa pek yayılmadığından, toprakta önemli bir değişiklik yapmaz.

Soğan : Ön bitkileri; hıyar, domates, kereviz ve patatestir. Art bitki olarak; kendi familyasına ait sarımsak ve pırasa gibi türler hariç bütün sebze türleri gelebilir.

Pırasa : Besin maddesi bol olan topraklarda yetişir. Ön bitkileri, erkenci sebzelerdir. Özellikle; lahana, karnabahar ve ıspanak ile iyi sonuç verir. Art bitkileri ise; soğanda olduğu gibidir.

Salatalar : Bu grubun ön bitkileri; hıyar, domates, lahana, kereviz ve patatestir. Art bitkileri ise; taze fasulye, erkenci lahana, havuç, turp, ıspanak ve soğandır. Ekim nöbetlerinde salatalar, hem ön hem de art bitki olarak yer alan önemli sebzelerdendir.

Salatalar, yetiştirme dönemi kısa olan sebzeler olduklarından, organik tarımda bir başka üretim programı olan birlikte üretim programlarında da yer alan sebzelerdir. Yalnızca, ekim nöbetlerinde ard arda getirilmelerinden kaçınılması gereken bitkilerdir.

Sebze ekim nöbeti programlarının planlanıp uygulamaya aktarılması, sanıldığı kadar zor bir işlem değildir. Üretimi yapılacak arazi bir daire ya da pasta şeklide düşünülmelidir. Yuvarlak bir pastayı kesercesine, üretim alanı (daire) eşit parçalara ayrılır. Genel olarak üretim alanı kaç eşit parçaya bölünüyorsa, o miktarda da farklı sebze familyası seçilir (Roberts, 1999). Eğer arazi 4 eşit parçaya ayrılmış ise; 4 sebze familyası olarak;

Tatlı mısır (Buğdaygiller)
Sırık fasulye ya da bezelye (Baklagiller)
Lahana, brokkoli, turp (Lahanagiller)
Domates, biber, patlıcan ya da patates (Patlıcangiller) seçilebilir

Şekil 1 de görüldüğü gibi; ayrılan parsellerde her bir familyaya ait türler 4 yıllık bir program dahilinde sırayla dönüşümlü olarak arka arkaya getirilmektedir. Ancak, bu uygulamada, parsellerin eşit olarak ayrılmış olması sonucunda ürünün eşit büyüklükteki parsellerde üretilmesi pazarlama bakımından zaman zaman uygulamada sorunlar oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, uzun vadeli ekim nöbetlerinin oluşturulmasında sebze familyaları ve bunlara ait türlerin seçimi yapılırken dikkatli olunmalıdır. Her üreticinin kendi koşullarına uygun, pazarlama sorunu olmayan, üretimini bildiği bitki türleri ile uygun bir ekim nöbeti programı oluşturması daha faydalıdır.

Şekil 1. Dört yıllık bir ekim nöbeti uygulama örneği (Roberts, 1999)


Birinci Yıl İkinci Yıl


Üçüncü Yıl Dördüncü Yıl

Çizelge 1. Sebze tarımında beş yıllık üç farklı ekim nöbeti örneği

SEBZE TÜRLERİ 1. YIL 2. YIL 3. YIL 4.YIL 5.YIL
Havuç Soğan Silaj Bitkisi (yulaf+fiğ) Pırasa Lahana, pancar, tatlı mısır
Soğan Patates Havuç Lahana Nadas, baklagil, üçgül
Kırmızı pancar, ıspanak Marul Ayçiçeği Hıyar Ispanak
Not: Programda sebze türlerinin yanında farklı bitki türleri de yer almaktadır. Bölgelere ve işletmelerin farklılığına göre üretim desenlerinde farklılıklar yapılabilir.

Havuç, lahana, karnabahar ve şalgamın münavebe kalıntısı fazla olan bitkilerden veya tahıllardan sonra gelmesi önerilir. Ekim nöbeti planı yapılırken, sebzeler ile baklagillerin ve yem bitkilerinin beraber kullanımı tavsiye edilmektedir.


6. EKİM NÖBETİ PROGRAMI OLUŞTURURKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

1. Azot tüketimi fazla olan kültür bitkileri (şeker pancarı, patates, pamuk, mısır, kolza) ile azot depolama özelliklerine sahip olan bitkiler (baklagiller) ard arda yetiştirilmelidir.

2. Derin köklü bitkileri (yonca, şeker pancarı, üçgül, kolza, pamuk, domates, hıyar, havuç) ile yüzlek köklü bitkilerin ( hububat, pırasa, marul, soğan, sarımsak, salata grubu) ard arda yetiştirilmelidir. Aynı kültür bitkisinde ise; daha derin köklü ve sağlam yapılı çeşitlerin üretimi tercih edilmelidir. Ayrıca, üretim tarihi erkene çekilerek bitkilerin daha derin kök yapmaları teşvik edilebilir.

3. Su tüketimi fazla olan kültür bitkileri (yonca, çeltik, mısır, pamuk, şeker pancarı, lahanagiller, patlıcangiller) ile daha az su tüketen bitkileri (patates, hububat, soğan, sarımsak, bezelye) arka arkaya yetiştirilmelidir.

4. Yetiştirme döneminde yavaş gelişen kültür bitkileri (domates, soğan, sarımsak) ile hızlı gelişme özelliğinde olan bitkiler (mısır, soya fasulyesi, sorgum, ıspanak, marul, fiğ, yemlik kolza, salata grubu, turp) ard arda yetiştirilmelidir.

5. Bitki kalıntısı fazla olan bitkiler (baklagil, yem bitkileri, tahıllar, kereviz, soğan) ile kalıntısı az olan bitkiler ( patates, şeker pancarı, karnabahar, lahana, salatalar, ıspanak) ard arda yetiştirilmelidir.

6. İyi planlanmış sağlıklı bir ekim nöbeti ile toprağın organik madde ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu amaçla baklagil bitkileri gibi C/N oranı düşük olan ürünlere ekim nöbetinde mutlaka yer verilmelidir.
7. Hastalık ve zararlılara dayanıklı bitki çeşitleri seçilmelidir.

8. Zararlıların önlenmesinde, ön bitkiden sonra art bitki olarak seçilen bitkinin ön bitkide zarar yapan zararlının konukçusu olmamasına dikkat edilmelidir.

9. Zararlının etkinliğini kırmak amacıyla; zararlının biyolojik yapısı dikkate alınarak kültür bitkisinin ekim veya dikimi erken ya da geç zamana kaydırılmalıdır.


7. ÜRÜN SIRALAMASI

Organik tarımda; ekim nöbeti kadar ürün sıralaması da önemlidir. Ürün sıralamasının ekim nöbetinden farklı olarak kelime anlamı; bir yetiştirme periyodunda, aynı sebze parselinde arka arkaya birden fazla değişik sebze türünün ard arda üretilmesidir. Bu tür programların oluşturulmasında, ekim nöbeti esasları göz önünde bulundurulmalıdır ki; ürün programlarının uygulamaları başarılı olsun. İyi planlanan bir ürün sıralaması ile pazarda tercih edilen, tüketiciler tarafından talep gören, üretim parsellerini hastalık ve zarlılar ile bulaştırmayan sebze türlerinin toprağı fazla yormadan üretimleri gerçekleştirilmiş olur.

Örneğin; erken ilkbaharda lahanagiller familyasından turp ya da şalgam üretimi yapılabilir. Bu ürünlerin hasat edilmesinden sonra aynı parsele yaz üretim periyodu için patlıcangiller familyasından domates, biber ya da patlıcan üretimi yapılabilir. Hasadın sona ermesiyle işlenen tarlaya sonbahar üretimi için pancar, pazı ya da ıspanak ekimi yapılabilir. Aynı zamanda bu ürünler hasat edilmeyerek tohum üretimine de bırakılabilirler.

Diğer bir ürün sıralaması örneği ise; şöyle düzenlenebilir: İlkbaharda salata grubu sebzeler, yaz üretim döneminde yazlık kabak ve sonbahar üretimine yönelik olarak brokkoli üretimi yapılabilir. Üretim planlamasında dikkat edilecek en önemli iki nokta; ilkbahar ve sonbahar ürünü olarak programa alınan ürünlerin soğuklara toleranslı olan serin iklim ya da kışlık sebzeler grubundan seçilmesi ve ön bitkinin art bitki için alleopati etkisi oluşturmayacak türlerden seçilmiş olması üretimde karşılaşılacak problemlerin azaltılması bakımından önemlidir.


Çizelge 2. Ürün sıralaması programı örneği

Üretim dönemi Erken ilkbahar Yaz Sonbahar
Sebze familyaları Lahanagiller Patlıcangiller Kazayağıgiller
Sebze türleri Turp Şalgam Domates Biber Patlıcan Pancar Pazı Ispanak

8. BİRLİKTE ÜRETİM-EŞZAMANLI ÜRETİM

Organik tarımın önerdiği üretim sistemlerinden biri de; birlikte üretim ya da eşzamanlı üretim olarak adlandırılan üretim sistemidir. Bu üretim programında iki ya da daha fazla sebze türünün veya bir sebze ile sebze grubuna girmeyen bir başka bitki türünün aynı üretim parseli içerisinde aynı üretim periyodunda üretilmesidir. Bu üretim sisteminde, bir çok üretim programı kombinasyonlarının hazırlanabilmesi mümkündür. Birlikte üretim için seçilen; bitki türlerinin de seçiminde ekim nöbeti esasları dikkate alınmalıdır.

Birlikte üretime en güzel örneklerden birisi, fide dikimi yapılmış olan lahana ya da karnabahar bitkilerinin sıra aralarına turp tohumu ekilerek birlikte üretim yapılmasıdır. Sıra arsında turplar yavaş gelişir. Hızlı gelişen lahana ya da karnabahar hasat edilip pazara sunulduktan sonra turplar gelişimlerini tamamlayarak pazara sunulurlar.

Diğer bir alternatif bitki üretim programı ise yavaş gelişen endiv ve hindiba bitkilerinin arasına hızlı gelişen salata grubu sebzelerden birisinin ekilip-dikilmesidir. Endiv ya da hindiba gelişimine devam ederken gelişimini tamamlamış olan salata grubu sebzeler hasat edilerek pazara sunulabilir.

Birlikte üretimde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri üst ürün olarak seçilen bitkinin sıra aralarını geniş tutarak alt bitkinin gelişimi için gerekli olan ışıklanmanın sağlanmasıdır. Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise; alt ürünün üst ürünün gölgesinden fazla etkilenmeyen, az ışık isteyen sebze gruplarından seçilmesidir. Aksi taktirde alt üründen beklenen faydayı sağlamak mümkün olmamaktadır.

Birlikte üretimde üreticiler şu gerçeği baştan kabul ederek üretim programlaması yapmalıdır. Üretim programında yer alan türlerden birisinin daha iyi gelişip daha verimli olacağı her koşulda göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca; her bitki birlikte üretime uygun olmayabilir. Örneğin; tıbbi bitki amaçlı kullanıma yönelik olarak kadife çiçeği üretimi yapılması planlanıyorsa bu bitki domates ya da yazlık kabak bitkilerinin arasına dikilmemelidir. Diğer taraftan eğer; üretim parselinde nematod problemi var ise; ara ürün olarak tatlı mısır seçimi faydalı olmaktadır. Çizelge 3'te birlikte üretim için uygun olabilecek sebzelere örnek verilmiştir.

Uz. Gülay BEŞİRLİ

ATATÜRK BAHÇE KÜLTÜRLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

YALOVA
2003


Çizelge 3. Birlikte üretim için uygun sebze grupları

Sebze familyası Maydanozgiller Lahanagiller Kabakgiller
Sebze türleri Kök kerevizi Yaprak kerevizi Havuç Maydanoz Rezene Brokkoli Karnabahar Lahana Hardal Turp Hıyar (askıda) Yazlık kabaklar



KAYNAKLAR

Algan, N. , 1999. Ekolojik Tarım Eğitimi Ders Notları. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, İZMİR.

Ceylan, A., 1994. Tarla Tarımı, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Bornova, İZMİR.

İlter, E.; Altındişli, A., 1998. Ekolojik (Organik, Biyolojik) Tarım, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO), Bornova,İZMİR.

Roberts,R., E. 1999. Vegetable Rotation, Succession and Intercropping. Texas Agricultural Extention Service, USA.

Şencan, M., 1976. Sebzecilikte Münavebe, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, YALOVA