PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Organik Mücadele Yöntemleri


Mr.Muhendis
25.11.2009, 21:54
Bitki Zararlıları İle Mücadele





Bitki Zararlıları ile Savaşın Genel İlkeleri



A. Doğal Denge: Doğadaki organizmalar birbirleriyle çok yönlü ilişkilere sahiptirler. Böcekler bu karmaşık yapı içerisinde tür sayıları itibariyle önemli bir yere sahiptir. Böcek türlerinden bazıları bitkilerde herhangi bir şekilde kayba neden olarak insanlar için zararlı konumda görülürken diğer pek çok böcek türü ise zararlı olan böcekleri kontrol altında tutarak faydalı böcekler olarak nitelenirler. Faydalı ve zararlı böcekler doğada genel olarak denge halinde bir ilişkiye sahiptirler. Buna doğal denge denilir. Bu durumda zararlıların populasyonları ‘Ekonomik Zarar Eşiği’nin altındadır. Yani zararlı türün yoğunluğu mücadele yapmayı gerektirmeyecek seviyededir. Agroekosistemlere yapılan çeşitli müdahaleler genellikle faydalı böcekleri olumsuz etkileyerek zararlıların lehine olmaktadır. Doğal dengeyi bozan etkenler doğal afetler, kültür şeklinin değiştirilmesi, ormanların azalması, çayır-meraların azalması, uygun olmayan tarımsal savaş yöntemleri olarak sıralanabilir.

Mademki doğal dengenin bozulması zararlı böceklerle ilgili sorunları artırmaktadır, o halde zararlılarla savaşın ilk basamağı doğal dengeyi muhafaza etmek olmalıdır.


B. Ekonomik Zarar Seviyesi ve Ekonomik Zarar Eşiği: Herhangi bir zararlının ekonomik zarara neden olan en düşük populasyon yoğunluğuna ‘Ekonomik Zarar Seviyesi ( EZS )’ adı verilir. Zararlı populasyonların bu seviyeye ulaşmasını engellemek için önceden gerekli önlemleri almak şarttır. Bu durumda savaşım ile elde edilecek yarar yapılan masraftan yüksek olacaktır. Ekonomik zarar seviyesine ulaşma ihtimali olmayan zararlılara karşı yapılacak savaş ise, masrafın elde edilecek yarardan az olması sebebiyle önerilmez.

Herhangi bir zararlının artan populasyonu karşısında ekonomik zarar seviyesine ulaşmadan populasyonu düşürme girişimlerinin gerekli olduğu noktaya ‘Ekonomik Zarar Eşiği ( EZE )’ denilir. Kısaca belirtilecek olursa zararlıya karşı savaşın gerekli olduğu en düşük zararlı populasyonudur. Bu düzeyde mücadelede yapılacak masraf ile elde edilecek yarar birbirine eşittir. Zararlı populasyonların EZE civarında tutulmasıyla hem zararlı türün meydana getireceği zarar engellenmiş hem de faydalı böceklerin korunması sağlanmış olur.

EZS ve EZE bazı faktörlere bağlı olarak değişir. Zararlının yaptığı zararın şiddeti, şekli, zarar gören organ, zararlının üreme gücü ve hızı, zararlının hastalık taşıyıp taşımaması gibi hususlar genelde böcek türlerine göre değişmektedir. Bu nedenle zararlının türü EZE’yi etkilemektedir.

Kültür bitkisinin çeşidi ekonomik değerindeki farklılıktan dolayı EZE’yi etkiler. Zarar gören ürünün kıymetli olması veya bazı ürünlerin ekonomik kıymete sahip organlarının zarar görmesi EZE’nin o üründe düşük olmasına neden olur.

EZE bitkinin yaşına, mevsimlere, yıllara ve bölgelere bağlı olarak da değişir. Yine savaş yönteminin maliyeti, ürünün ekonomik değeri ve ürünün değerlendirme şekli de EZE’yi etkilemektedir.

EZE, EZS ve Doğal denge bir arada düşünüldüğünde zararlılar 4 gruba ayrılırlar.

1. Ekonomik Zararı Olmayan Türler: Bunların populasyon yoğunluğu sürekli EZE’nin altındadır. Bunlara karşı herhangi bir mücadeleye gerek yoktur.

2. Nadiren Zararlı Olan Türler: Populasyonları genelde EZE’nin altındadır. Fakat nadiren de olsa düzeyin üzerine çıkarlar.

3. Sürekli Zararlı Olan Türler: Populasyon yoğunlukları sık sık EZE’nin üzerine çıkar. Bu neden sık olarak savaş uygulamalarına ihtiyaç duyarlar.

4. Vahim Türler: Populasyonun genel denge düzeyi EZE’nin üzerindedir. Bu nedenle populasyonu bu düzeyin altına düşürmek için sürekli ve yoğun olarak savaş yapılması gerekir.


C. Maliyet / Potansiyel Yarar Oranı: Bir zararlıya karşı mücadele yapmadan önce maliyet / potansiyel yarar oranı gözden geçirilerek mücadele yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Bu oranda payda ne kadar büyük olursa savaşın ekonomik ve karlı olduğu ortaya çıkar.


D. Önceden Tahmin ve Erken Uyarı: Herhangi bir zararlıya karşı yapılacak mücadelenin başarısı büyük oranda mücadelenin zamanlamasına bağlıdır. Bazen ani gelişen zararlı sorunları karşısında yapılan mücadeleden istenilen sonuç elde edilemeyebilir. Bu nedenle zararlı sorunlarının önceden tahmin edilmesi büyük önem taşır. Önceden tahmin ve uyarı; zararlı populasyonunun değişiminde etkili olan tüm faktörleri değerlendirerek zararlının ekonomik zarar eşiğine ulaşıp ulaşmayacağını, eğer ulaşacaksa bunun zamanını tahmin ederek önceden uyarmaktır. Böylece savaşın başarısı artarken maliyet azalacak, ayrıca doğru, zamanında ve daha az sayıda uygulanan savaş ile doğal denge daha iyi korunacaktır.

Önceden tahmin çalışmalarında;

- Yıllarca sürdürülecek sayımlar ile zararlı populasyonundaki sayısal değişmeler,

- Farklı fiziksel ve biyotik şartlarda zararlının biyolojik gelişme, davranış ve beslenme durumundaki değişimler,

- Fiziksel şartların ve özellikle iklim faktörlerinin zararlı üzerine olan etkilerinin belirlenmesi gibi konular üzerinde durulur.

Önceden tahmin ve erken uyarı çalışmalarında 4 ayrı yöntemden aynı anda yararlanılabilir.

1. Zararlının biyolojisinin incelenmesi
Zararlının yaşayışı ve diğer özelliklerinin iyi bir şekilde bilinmesi, ona karşı uygulanacak savaşın saptanmasında en temel verilerdendir.

2. Bitki fenolojisinin belirlenmesi
Bitki fenolojisi ile zararlı böcekler arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu nedenle bitkinin fonolojik dönemleri göz önüne alınarak zararlı ile ilgili tahmin ve uyarılarda bulunulabilir.

3. Toplam sıcaklık isteği
Diğer birçok canlı böceklerin de biyolojilerinin belirli bir kısmını tanımlayabilmesi için aşağı yukarı sabit olan bir toplam sıcaklık isteği vardır. Bu termal konstant olarak anılır ve zararlının gelişiminin sıfır olduğu belli bir gelişme eşiği üzerindeki sıcaklık toplamını ifade eder. Bu değerlerden ve söz konusu bölgenin ikliminden yararlanılarak zararlının biyolojisi belirli bir doğrulukla önceden tahmin edilebilir.

4. Yaşam alanları ve klimogram
Yaşama alanları belirli sıcaklık dereceleri ile orantılı nem değerlerinden yararlanarak zararlının değişik başarı oranları ile yaşayabildiği sınırların belirlenmesidir. Bu değerler ile bir bölgenin aylık sıcaklık ve nem ( yağış ) değerlerinden yararlanılarak elde edilen klimogram karşılaştırılmak suretiyle zararlının o yıl o bölgede ne düzeyde bir yoğunluğa ulaşabileceği tahmin edilebilir. Ayrıca geçmiş yılların birikiminden yararlanarak bir bölge hakkında zararlı bakımından genel bir yargıya varılabilir.

5. Tarımsal Savaşa Karar Vermede Rol Oynayan Faktörler

1. Zararlının türü: Bir bitki üzerinde görülen her böcek zararlı demek değildir. Toplam böcek türünün sadece yaklaşık %1’inin zararlı olduğu unutulmamalı ve mücadeleye geçmeden önce mutlaka söz konusu böcek teşhis edilmelidir.

2. Zararlının biyolojisi: Zararlının biyolojisinin bilinmesi ona karşı yapılacak savaş için mutlaka gereklidir. Böylece zararlının mücadeleye en hassas olduğu zaman saptanabilir.

3. Bitkinin çeşidi: Bitkinin yararlanılan organları, ekonomik kıymeti ve zarar görme oranı savaşımda önemli olan kriterlerdir.

4. Bitki fenolojisi: Mücadele şekli ve zamanının belirlenmesi, fitotoksiteden kaçınma gibi konularda bitki fenolojisi dikkate alınmalıdır.

5. Doğal düşmanlar: Doğal dengeyi bozmamak için doğal düşmanların faal olduğu zamanlar ve bunların yaşayışı üzerinde yeterince bilgi sahibi olunmalıdır.

6. İklim faktörleri: Sıcaklık, nem ve yağış gibi faktörler mücadelede gözönünde tutulması gereken abiyotik faktörlerdir.

7. Ekonomik zarar eşiği: Savaşım yapılıp yapılmayacağı zararlının EZE’nin üstünde olup olmadığına bağlıdır.

8. Maliyet / Potansiyel yarar oranı: Savaşım ile elde edilecek yarar mutlaka maliyetten yüksek olmalıdır.



Zararlılarla Savaş Yöntemleri

Zararlılarla savaş yöntemlerini 7 grup altında toplamak mümkündür.Bir zararlıya karşı savaşta bu yöntemlerden biri veya birkaçından yararlanılır.Günümüzde zararlılarla savaşta tercih edilen yöntem olarak Entegre Savaş gösterilmektedir. Entegre Savaş yada Tüm Savaş olarak isimlendirilen bu yöntemde mümkün olan bütün savaş yöntemlerinin yeri geldiğince birbirleriyle uyum içinde olacak ve kimyasal mücadeleye en az düzeyde yer verecek şekilde yararlanmak hedeflenmektedir. Zararlılarla savaşta kullanılabilecek savaş yöntemleri şu şekilde sınıflandırılabilir.



- Karantina önlemleri (Kanunsal önlemler)

- Kültürel önlemler

- Fiziksel savaş

- Mekaniksel savaş

- Biyoteknik yöntemler

- Biyolojik savaş







Karantina Önlemleri

Karantina önlemlerini iç ve dış karantina olmak üzere iki kısımda incelemek mümkündür. Yurdumuzun herhangi bir bölgesinde bulunan zararlı ve hastalık etmenlerinin başlıca bölgelere taşınmasını engellemek amacıyla alınan önlemlere iç karantina denilir. Belirli aralıklarla bir iç karantina listesi hazırlanarak bu kapsama giren hastalık ve zararlılar belirlenir. Özellikle tohum, çelik, fide ve fidanlar bu amaçla kontrol edilir ve sağlık sertifikası verilir.

Ülkemizde bulunmayan hastalık ve zararlı etmenlerin yurdumuza girmesini engellemeye yönelik tedbirler ise dış karantina denir.

Bu amaçla ülkeye girecek olan materyaller dış karantina listesinde yer alan zararlı ve hastalıklar bakımından gözden geçirilerek temiz bulunanların girişine izin verilir.

Karantina tedbirleri gerek ülkede bulunmayan zararlı ve hastalıkların girişine gerekse mevcut olanların yayılmasını önlemeye yönelik olup, hastalık ve zararlı sorunlarını oluşmadan engellemeye yönelik önemli savaş yöntemidir.

Ülkemizde karantina tedbirleri 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kurulu ve buna bağlı yönetmelikler ışığında Zirai Karantina Müdürlükleri ve Tarım İl Müdürlüklerine bağlı Bitki Koruma Şube Müdürlüklerince yürütülmektedir.



Kültürel Önlemler

Zararlıların yaşayışını bozan, çoğalmalarını ve böylece sorun yaratmalarını engelleyen tarımsal işlemlere kültürel işlemler denir. Kültürel önlemlerin alınmasında amaç, önceden alınan önlemlerle zararın ortaya çıkmadan engellenmesidir.




A. Kuvvetli ve Sağlam Bitkiler Yetiştirmek

Kuvvetli ve sağlam bitkiler zararlılardan daha az etkilendiği gibi zararlılar da bu tip bitkiler üzerinde daha zor beslenir ve gelişirler. Bitkileri sağlıklı tutabilmek için çeşitli önlemlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.

1. Uygun toprak yöney seçimi

2. Toprak işleme

3. Gübreleme

4. Tohum temizliği

5. Seyrek yetiştirme

6. Sulama ve drenaj

7. Budama


B. Dayanıklı Bitki Tür ve Çeşitleri Yetiştirmek

Zararlılar farklı tür ve çeşitleri üzerinde farklı düzeyde zarar yapma ve yaşama yeteneğindedirler. Bu özellikten yararlanarak o bitki için önem arz eden zararlılara karşı dayanıklı olan bitkilerin yetiştirilmesi ile zarar engellenebilir. Üstelik özellikle çok yıllık bitkilerde bu yöntemin yıllar boyu etkinliği söz konusudur. Bitkilerde böceklere karşı dayanıklılık başlıca 3 şekilde olur.

1. Tercih olunmama: Bazı bitkiler böceklerce tercih edilmez.

2. Antibiosis: Bitkilerdeki bazı bileşiklerin varlığı, bazılarının ise yokluğu böceğin gelişimini etkiler.

3. Tolerans: Bazı bitkiler zarar gören dokularını yenileyebilme ve böylece zararı telafi edebilme yeteneğine sahiptirler.

Bitkilerin zararlılara karşı dayanıklılığı bitkinin morfolojisi, anatomisi, biyolojisi, kimyasal yapısı ve çevre faktörleri ile ilgili olabilir.


C. Ekim ve Dikim Zamanlarının Ayrılması

Bitkilerin fenolojisi ile zararlının biyolojisi arasında uyum vardır. Bitkilerin ekim ve dikim zamanları ayarlanarak zararlı bitkinin zarara hassas olan fenolojik döneminin dışında bırakılabilir. Tabi bu durum tek yıllık bitkiler için geçerli olan bir yöntemdir. Çok yıllık bitkilerde ise erkenci yada geççi çeşitlerin yetiştirilmesi ile bu başarılabilir.


D. Hasat Zamanının Ayarlanması

Bazı bitkileri erken hasat ederek zarardan korumak mümkün olabilir. Birçok bitkisel ürün belirli bir olgunluğa gelmeden hasat edilemeyeceğinden bu yöntem ancak bazı bitki ve zararlılar için kullanılabilir.


E. Münavebe
Zararlılar bazı bitkileri daha fazla tercih ederler. Bu tip bitkilerin sürekli yetiştirilmesi o zararlının artışına neden olur. Bu nedenle o bölgede yetişebilir kültür bitkilerinin belirli bir nöbetleşme usulü ile yetiştirilmesi yararlı olabilir. Bu yöntem daha çok tek yıllık bitkiler için geçerlidir. Ayrıca münavebeye alınacak bitkilerin zararlı konukçusu olması gerekir. Bu yöntem özellikle polifag olmayan ve hareket kabiliyeti sınırlı toprak altı zararlılarına karşı başarılı olmaktadır.




F. Tuzak Bitkiler

Kültür bitkilerinin arasına zararlıların çok sevdiği ve tercih ettiği bitkiler dikilerek zararlıların burada birikmesi ve daha sonra ortadan kaldırılmaları sağlanabilir. Böylece asıl ürün zarardan kurtarılır.


G. Bitki Artıkları ve Yabancı Otların Yokedilmesi

Bazı zararlılar için kışlama ve barınak yeri olmaları nedeniyle hasat sonunda tarlada kalan artıkların imha edilmesi gerekir. Yine birçok yabancı ot zararlıların ara konukçusu ya da kışlama sığınağı olarak rol oynadığından bunların ortadan kaldırılmaları zararı azaltmak bakımından faydalı olur.



Mekaniksel Savaş

Mekaniksel olarak zararlının el, araç veya makineler ile yokedilmesini içermektedir.




A. Ezme

Bitki üzerinde yoğun olarak bazı zararlılar el, fırça ve tel gibi bir alet ile ezmek suretiyle yokedilebilir.


B. Toplama

Böceklerin çeşitli biyolojik dönemleri ya da zararlıyı barındıran çeşitli bitkisel organlar toplanmak suretiyle imha edilebilir. Bu yöntem özellikle topluca yaşayan zararlılar için etkili olmaktadır.


C. Engelleme

Hendek, çit, örgü ve bazı araçlarla bitkiyi zararlılardan korumak mümkün olmaktadır.


D. Tuzaklarla Yakalama

Tuzaklar böceklerin biyolojilerinin incelenmesinde kullanıldığı gibi doğrudan mücadele amacıyla da kullanılabilirler. Bu amaçla çeşitli tiplerde tuzak kullanılır. Yapışkan tuzaklar böceklerin uçma yada hareket esnasında genellikle bir yüzey üzerine uygulanmış yapışkan maddelere yapışıp ölmesi esasına dayanır. Yapışkan tuzaklar diğer tip tuzaklarla kombine edilebilir. Tuzak yemler genellikle zehirli bir madde ile çekici bir yemin bir arada kullanılması şeklindedir. Bazı böceklerin içeri girip saklanması amacıyla kışlak tuzaklar hazırlanır ve daha sonra burada biriken böcekler yokedilir.

Feromon tuzakları böceklerin salgıladığı bazı çekici kokuların sentetik formlarını genellikle yapışkan bir yüzeyin de yardımıyla böcekleri kitle halinde yakalamada kullanma esasına dayanır. Bunların dışında böceklerin ışığa ve renklerle karşı tepkisinden yararlanarak bazı zararlılar tuzağa düşürülerek yokedilebilirler. Yine genellikle farelere karşı kullanılan kapanlar da bu tip bir yöntemdir.



Fiziksel Savaş

Zararlıların yaşadıkları ortamların fiziksel koşullarını değiştirmek suretiyle onların yok edilmesini hedefleyen yöntemlerin kullanılmasına fiziksel savaş denmektedir.


A. Yüksek Sıcaklıktan Yararlanma

Belirli derecelerdeki yüksek sıcaklıklar zararlılar için öldürücü etkiye sahiptir. Yüksek sıcaklık farklı yöntemlerle elde edilip uygulanabilir. Yüksek sıcaklıkta hava, sıcak su, kaynar su, kızgın su buharı, solarizasyon, elektromanyetik enerji yüksek sıcaklık kaynağı olarak kullanılmaktadır.


B. Düşük Sıcaklıktan Yararlanma

Düşük sıcaklıklardan zararlıların yaşama ve çoğalmasını azaltmasından dolayı yararlanılabilir. Uygulama alanı geniş olmamakla beraber, ürünler düşük sıcaklıklı yerlerde depolanarak zararlılardan korunabilir.


C. Yakma

Doğal hayat üzerine olumsuz etkisinden dolayı pek tercih edilmez. Hasat sonu ve budama artıkları ile toplu olarak bulunan zararlıların yakılması esasına dayanır.


D. Orantılı Nemden Yararlanma

Özellikle düşük orantılı nemde yaşayamayan ambar böceklerine karşı, depo ve ambar gibi kapalı yerlerde orantılı nem düşürülerek uygulanabilir. Uygulama alanı sınırlıdır.


E. Su Altında Bırakma

Tarımsal alanlar su altında bırakılarak buradaki zararlıların ölmesi veya toprak yüzeyine çıktıktan sonra öldürülmesi şeklinde özellikle toprak altı zararlılarına karşı uygulanabilecek bir yöntemdir.


F. Suya Daldırma

Özellikle zararlıyla bulaşık tohumlar suya bandırılarak su yüzeyinde kalan zarar görmüş hafif taneler uzaklaştırılır.


G. Mineral Tuzlardan Yararlanma

Bu yöntemde amaç kül ve mineral tuzların yumuşak vücutlu zararlıların vücutlarında çizikler meydana getirip onları öldürmektir. Özellikle ambarlanmış hububat ve baklagil tohumlarına karşı uygulanmaktadır. Uygulama alanı oldukça sınırlıdır.


H. Atmosfer Gazlarından Yararlanma

Depo ve ambar gibi kapalı yerlere CO2 , O2 , ve Azot gazlarını değişik oranda vererek böceklerin öldürülmesi hedeflenmektedir.


I. Işık ve Renkten Yararlanma

Işık ve renklere karşı böceklerin tepkisinden diğer yöntemlerle bir arada kullanmak suretiyle yararlanılabilir. Ayrıca bu etkenlerden böceklerin davranışları değiştirilerek de yararlanmak mümkündür.


J. Manyetik Alandan Yararlanma

Elektrik akımıyla meydana getirilen manyetik alandan özellikle zararlılarla bulaşık tohumlar geçirilerek uygulanabilen bir yöntem olmakla beraber uygulama alanı oldukça sınırlıdır.


K. Sesten Yararlanma

Mekanik yada elektronik yolla elde edilen ses özellikle kuşlara karşı uygulanabilir bir yöntemdir.


J. Radyasyondan Yararlanma

Kobalt ( Co60) ve Sezyum ( Ce137 ) kaynaklı radyasyonun böcekleri yüksek dozlarda öldürücü, düşük dozlarda kısırlaştırıcı etkisinden yararlanılır. Pratikte daha ziyade depo zararlısı böceklere karşı depolanmış ürünlerin ışınlanması şeklinde uygulanmaktadır. Uygulanacak doz böcek türüne göre değişmektedir.

Düşük dozlarda meydana gelen kısırlık ise Kısır Böcek Salıverme Metodu anlayışı içinde uygulanmaktadır. Uygulanması güç olan bu metot bir alana sürekli kısır böcek salıvererek fertil populasyonun üreme gücünün söndürülmesi esasına dayanır.


M. Elektrikten Yararlanma

Uygulamada daha ziyade cezbedici bir ışık kaynağının etrafında bulunan elektrik yüklü tel kafes şeklinde sinek ve sivrisinek gibi zararlılara karşı kullanılmaktadır.







Biyoteknik Yöntemler

Zararlıların normal yaşayış ve davranışlarını değiştirerek onlar üzerinde etkili olan doğal ve sentetik maddelerin kullanılması yoluyla yapılan savaşa Biyoteknik savaş denir. Burada kullanılan yöntemlerde çeşitli özelliklere sahip bileşikler kullanılır.,


A. Feromonlar

Feromonlar türün bir bireyi tarafından salgılandığında diğerlerinde herhangi bir şekilde tepki oluşmasına neden olan ve genellikle koku yoluyla etkili bileşiklerdir. Feromonlar çiftleşme, beslenme, gizlenme, kaçma, savunma vb. amaçlara yönelik olabilir. Özellikle dişi bireyler tarafından salgılandığında diğerlerinde bir tepki oluşmasına neden olmaktadır. Feromonlar zararlıların biyolojilerinin belirlenmesinde kullanılarak savaşta dolaylı rol alabildikleri gibi, zararlıların kitle halinde yakalanmasında kullanılan tuzaklarda cezbedici olarak ve cinsiyetlerin birbirini bulamaması esasına dayanan şaşırtma tekniği yoluyla doğrudan kullanılabilir.


B. Juvenil Hormon Analogları

Böceklerin yaşayışında hormonların büyük bir yeri vardır. Bu hormonlardan birisi de gençlik hormonu da denilen Juvenil Hormonudur. Bu hormon böceklerde ergin dönemde cinsel olgunluğu ve yumurta gelişimini, ergin öncesi dönemlerde ise deri değiştirme hormonu ile birlikte böcek gelişimini düzenler. Bu hormonun sentetik olarak elde edilmişlerine Juvenil Hormon Analogları denilir. Bunlar böceklere uygulandığında, onların normal gelişimlerini bozarak etkili olurlar. Pek çok böcek takımına karşı etkili bulunmuşlardır.


C. Uzaklaştırıcılar

Zararlıların bulundukları yerden kaçmalarına veya belirli bir yere yaklaşmalarını engelleyen maddelere repellent denilir. Bunlar bitkisel kaynaklı veya sentetik olabilirler. Fare, kuş ve güve gibi zararlılara karşı uygulanabilmekle beraber kullanım alanı çok gelişmiş değildir. Diğer savaş yöntemleri ile bir arada kullanılma yolları da vardır.


D. Beslenmeyi Engelleyiciler

Zararlıların beslenmesini engelleyen bazı maddeler vardır ki bunlara Antifeeding’ler de denilir. Bunlar çeşitli kimyasal gruplar içerisinde yer alırlar. Özellikle son zamanlarda Azadirachta indica isimli ağaçtan elde dilen bileşiklerin bu özellikte olduğu bilinmektedir. Bu tip bileşikler cezbedicilerle veya insektisitlerle karıştırılarak da kullanılabilirler.


E. Yumurtlamayı Engelleyiciler

Böceklerin yumurtlama davranışlarını bozarak engelleyen bileşiklere yumurtlamayı engelleyiciler ( oviposition deterrent ) adı verilir. Özellikle bazı zararlıların yumurta koydukları meyveleri işaretleyerek diğer zararlıların yumurta koymasını engelleyen feromonların ve bazı bitkilerin zarar görmesi sonucu sızan meyve sularının bu özellikte olduğu bilinmektedir. Bu tip bileşiklerin kullanımı için çalışmalar sürmektedir.


F. Kısırlaştırıcılar

Bunlar zararlıların kısırlaşmasına neden olan bileşikler olup, bunlara kemosterilant’lar denilir. Bunlar cinsiyetlerin her birini veya her iki cinsiyeti de kısırlaştırıcı özellikte olabilirler. Genellikle çok toksik bileşikler olduklarından kullanımları yaygın değildir.


G. Transgenik Bitkiler

Son yıllarda genetik mühendisliğindeki gelişmelere paralel olarak başta Bacillus thuringiensis’in toksin sentezleyen geni ve bazı bitkilerde doğal olarak bulunan Tripsin inhibitörü enzimi kodlayan genler, bitkilere transfer edilmiş ve bu bitkilerin çeşitli zararlılardan korunması sağlanmıştır. Bu tip dayanıklı bitkiler son deneme aşamalarında olup yakında piyasaya çıkmaları beklenmektedir.



Biyolojik Savaş

Diğer pek çok canlıda olduğu gibi doğadaki bitki zararlılarının da çoğalmasını sınırlayan biyotik ve abiyotik etkenler vardır. Çeşitli mikroorganizmalar, faydalı böcekler, balıklar, memeliler vb. gibi canlı grupları içerisinde yeralan ve zararlıları baskı altında tutabilen canlılardan yararlanma yoluyla yapılan savaşa biyolojik savaş denir. Bu savaş yöntemi yüzyıllardan beri uygulanmakla beraber biyolojik mücadele teriminin ilk kullanılışı bu yüzyılın başında olmuştur.

Bugün için en temiz savaş yöntemi olarak bilinen ve üzerinde çok araştırma yapılan bu yöntemin başlıca avantajları doğal dengeyi koruyucu olması, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisinin olmaması, ekonomik olması, dayanıklılık sorunu çıkarmaması ve sürekli olması olarak sıralanabilir.

Bugün dünyada 400’ün üzerinde önemli zararlı bu yöntem ile kontrol altına alınmış bulunmaktadır.

Biyolojik mücadele 1) İthal, 2) Çoğaltma ve 3) Koruma şeklinde başlıca 3 yöntemle uygulanabilmektedir. İthal zararlının agroekosistemde bulunmayan doğal düşman ya da düşmanlarını bularak getirme esasına dayanır. Bu amaçla özellikle zararlının sorun olmadığı ülkeler ve anavatanı incelemeye alınır ve etkili olduğu saptanan doğal düşmanın ithali yoluna gidilir. Çoğaltmada ise doğal düşmanlar yapay şartlarda çoğaltıldıktan sonra periyodik olarak doğaya salınmaktadır. Özellikle çeşitli nedenlerde dolayı doğada süreklilik göstermeyen faydalılar için uygulanan bir yöntemdir. Koruma ise faydalıların lehine olabilecek önlemlerin alınarak onların korunması şeklinde uygulanır.

A. Biyolojik Savaş Etmenleri

Biyolojik savaşta kullanılan etmenleri faydalı böcek ve akarlar, nematodlar, mikroorganizmalar ve omurgalılar başlıkları altında toplayabiliriz.

Faydalı böcek ve akarları parazit, parazitoit ve predatörler diye sınıflandırmak mümkündür. Parazitler yaşamını tek bir konukçusunu öldürmeyip zayıflatan organizmalardır. Parazitoitler ise yaşamını tek bir konukçu bireyi üzerinde tamamlayan ve konukçusunu belirli bir süre sonra öldüren canlılardır. Predatörler yaşamlarını birden fazla konukçu bireyi üzerinde onları yok ederek tamamlayan faydalılardır. Parazitoit türlerin çoğu Hymenoptera ve Diptera takımında yer alırken, predatörler daha çok Orthoptera, Heteroptera, Neuroptera, Thysanoptera, Coleoptera, Diptera ve Hymenoptera takımlarında yer almaktadırlar.

Nematodların bir çoğu bitki zararlısı olduğu gibi bazı türleri özellikle böcekler üzerinde yaşayarak onları yok ederler. Bunlardan önemli olanları Mermis, Agamermis ve Howardula cinslerine bağlı türlerdir. Bunlardan bazılarının bioprepatı geliştirilmiş olup bazı zararlılara karşı kullanılmaktadır.

Zararlıları baskı altında tutan mikroorganizmalar içinde bakteri, fungus, virüs, riketsiya, protozoa gibi canlılar yer almaktadır. Bunları kullanarak yapılan biyolojik savaşa mikrobiyal savaş da denilir.

Günümüzde zararlılara karşı en fazla kullanılan entomopatojen bakterilerdir. Bunlardan en çok bilineni ise Bacillus Thuringiensis ve çok sayıda varyeteleridir. Bu bakterilerin varyetelerden ve bunların karışımlarından yapılmış preparatlar Lepidoptera, Coleoptera ve Diptera takımından böceklere karşı uzun zamandır başarıyla kullanılmaktadır.

Entomopatojen funguslar özellikle orantılı nemi yüksek yerlerde etkili olabildiklerinden bu tip özelliklere sahip yerlerde doğal olarak etkinliklerini sürdürürken, bunlardan yapılmış bazı preparatlar daha ziyade toprakta yaşayan zararlılara karşı kullanılmaktadır. Entomophthora, Verticillium, Beuvaria ve Metarhizium cinslerine bağlı funguslar en çok bilinenlerdir.

Virüslerden özellikle polihedral olanlar böceklerde hastalık meydana getirerek onları öldürürler. Bunların canlı hücrelerde çoğaltılma zorunluluğu uygulama imkanlarını sınırlamaktadır. Bugün virüslerden yapılmış bazı preparatlar kullanıma sunulmuş durumdadır.

Rickettsia ve protozoalar ise dar bir kullanım imkanına sahiptirler.

Omurgalılardan bazı kuşların böcekleri yedikleri bilinmektedir. Bunlar ancak orman ekosistemlerinde korunmak suretiyle biyolojik mücadelede kullanılabilmektedir.

Köstebek, sivrifare, kirpi ve porsuk gibi memeli hayvanların böcekleri yediği bilinmekle beraber bunların biyolojik mücadelede kullanımları çok zor hatta imkansızdır.

Gambusia cinsinden bazı balıklar sulardaki sivrisinek larvalarına karşı kullanılmaktadır.

Mikroorganizmaların yalnız kendilerinden değil bunlardan elde edilen toksinlerden de yararlanılmaktadır. Bu amaçla bazı toksinler biyokimyasal olarak tanımlanmış ve isimlendirilmişlerdir. Bu amaçla daha çok fungus ve bakteri toksinleri üzerinde durulmaktadır.


Kaynak : EGE ÜNİVERSİTESİ